1 Mayıs yaklaşırken içimde büyük dalgalanmalar oluyor, geceleri uykum kaçmaya başlıyor. Bunun elbette iki nedeni vardır. İlk nedeni, işçi sınıfının dünyada tek bir ağızcasına, tek bir halk olmuşçasına daha güzel bir gelecek için ve sömürüsüz bir dünya için barış için haykırmasına katılmak istemin verdiği heyecan ve hazırlık. Dünya işçi sınıfının birlikte hareket etmesini görmek ve gelecek kuşaklara bırakmak istediğimiz özlemin heyecanı.

İçimde kabaran beni uyutmayan öbür dalga ise benim sömürücü güçlerin aletleri olan provokatörlerin gene iş başında olacakları dünya işçi sınıfının görkemli gösterilerini şiddet olayları ile zedeleyecekleri, kana bulayabilecekleri korkusudur.

Geçen yıllarda egemen güçlerin provokatörleri ile kolluk kuvvetleri el ele vererek birçok insanın yaşamını yitirmesine, acı çekmesine ve büyük maddi zararlar görmesine neden oldular... Biliyoruz ki kapitalizm ortaya çıktığından beri kendisinin yarattığı işçi emekçi sınıfının düşmanı olmuştur. Bir tarafta işçi sınıfını yaratırken öbür tarafta özellikle ülke sınırlarını aşarak sömürü alanlarını dünyanın her yanına yayması ile birlikte kâr hırsı artmıştır. Bununla birlikte yarattığı işçi sınıfından ve sömürdüğü diğer emekçi kesimlerden korkutmaya başlamıştır. Bu korkusunu bastırabilmek için sonucu ve sömürüsünü daha da yoğunlaştırmanın en başarılı yolu olarak işsiz, yoksul ve gelecekten bir beklentisi olmayan, bunlardan çıkış yolu bulmayan çocuk ve gençleri çeşitli şiddet olaylarında kullanıyor. Onları şiddet yaratan olaylar içine sürerek veya çekerek toplum içinde korku yaygınlaştıran olayların yaratılmasının planlarını uyguluyor. Parayla satın alınan yoksul aile çocuklarının, sorunları olan gençlerin inanç, milliyetçilik gibi gerçek dışı ideallerle, boş kavramlar iptonoze edilerek özellikle işçi ve emekçi sınıfının birliğine karşı kullanılmaktadır.

Ne zaman işçi sınıfı ve emekçi halk çıkarları için birleşip caddelere dökülüyor, meydana çıkıyor, doğal haklarını istiyorsa bu satın alınan unsurlar provokatör olarak kullanılıyor. Sömürücü kesimin kolluk kuvvetlerinin işçi sınıfına saldırmasının ortamı yaratılıyor ve bu haklı eylemlerin başarıya ulaşması engelleniyor, dağıtılıyor.

Bununla da kalmıyor ortaya çıkan olayın heyecanına gerçekten yürekli yüzlerce çocuk, genç ve ergin de bir anlık duygusal olayın akışı için de katılıyor. Hem işçinin, emekçinin sırada esnafın evlerinin, mal ve araçlarının zarar görmelerine neden oluyor. Hem de doğa, çevre büyük zarar görüyor. Geçen yıllarda bunları yaşadık. Hemen hemen her genç çocuğu olan her işçi, emekçi, demokrat anne ve baba benim yaşadığım bu duyguları bu günlerde yaşıyor ve konuşuyor. 1 Mayıs İşçi Bayramı’na katılacağız. Sömürücüye inat, provokatöre inat, işkenceciye inat sesimizi dünya işçi sınıfının sesine ekleyeceğiz. Ancak “geçen yılarda yaşanan acıları yeniden yaşamamak için nasıl önlemlerin alınması gerekir?” sorusunu da kendimize sormadan edemiyoruz.

Biliyoruz ki özellikle son yıllarda dünyada yaygınlaşan işsizlik, hızlı yoksulluk nedeniyle gençler ve çocukların yaşamdan, gelecekten bir beklentileri yok. Gelecekten umutlarını kesmiş büyük çoğunluğu. Özellikle bu çocuklar arasında aşırı bireycilik, sevgisizlik, alkol, uyuşturucu yaygınlaştırılıyor. Bunlara ek olarak da egemen sınıfların özellikle TV ve bilgisayar yolu ile yaygınlaştırdıkları oyunların büyük çoğunluğu çocukları, gençleri bir nevi kriminal olaylara karışmaya hazır hale getiriliyor. Bu oyunlarda çocuk, genç, ergin her neyse karşısındakini, bir konuda ikna etme veya karşısında bulunanı zora başvurmuşsa onu geri çekilmeye ikna eden zorlayan metotlar öğretilmiyor. Tersine onu doğrudan beyninden, kalbinden vurarak yok eden metotlar öğretiliyor ve ödüllendiriliyor. Bu eğitimin sonucu her geçen gün geri kalmış ülkeler başta olmak üzere tüm kapitalist ülkelerde şiddet olayları hızla yaygınlaşıyor. Özellikle devlet elliyle ruhsatlı silahların dağıtılmış olması birçok evde silahların oluşu büyük olaylarda miting, grev maçlarda provokatörlerin işini kolaylaştırıyor. Sadece belinde silahlarla ortada gezen insanlar değil, yukarıdaki nedenlerden dolayı birçok olayda görüyoruz ki polis, asker kadrosu içinde de oldukça büyük bir kesim fırsat buldukça elindeki silahı copu insanı ezmek, yok etmek için kullanıyor. Asıl görevinin insan yaşamını ve mal ve araçları olgunca korumak olduğunu unutuyor. Belki de olayların içinde düşünemez durumda kalmanın ötesinde orada ki olayın zorla ve kanla, zararla bastırılması için böyle hazırlanmış. O da insana yakışık olmayan görevi kabullenmiş ve en acımasız bir biçimde yerine getirmeye çalışıyor.

Şimdiden 1 Mayıs’a katılacakları, görevlileri bu alanda olabilecek provokasyonlara karşı eğiterek hazırlanmalıdır. İnsanlar korkusuz ve güven içinde 1 Mayıs’ı kutlamaya hazır olmalı ve gülerek oynayarak katılmalıdır. Ben 1 Mayıs’ta gene işçilere, emekçilere, gençliğe sömürüsüz, savaşsız, sevgi dolu bir dünya için şiir okuyacağım.