Çocukken yeni yıl da beklentilerimiz ne kadar saf ve samimiydi.

Özellikle 2000 yılını çok iyi hatırlıyorum, milenyum yılı deniyordu. Bu sebepten çocukken 2000 yılından beklentilerimiz çok fazla olmuştu, sanki yılbaşından sonraki gün herşey ışınlanabilecek, ağaçların rengi pempeye dönüşecek, uçan araçlar olacak, kafamızda canlandırdığımız uzaylı tipler etrafta gezinecek… Ve çocuk zihnimizdeki çokça abartılı istekler gerçekleşecek gibiydi. Öyleki sabah kalkar kalkmaz camdan dışarı bakmıştık bir değişiklik olmuş mu diye. Tabi bu kadar abartılı beklentiyi reklamlar ve yılbaşı haberleri yaratmıştı çocuksu dünyamızda… Yani kafamızda ki bu kadar abartılı düşüncenin gerçekleşmiş olduğunu düşünürsek eğer, dağlara çoktaaan huzur gelmiş olmalıydı, artık silahlar susmuş ve bu durumda toprak kimin umrunda olurdu. Tabi ki sınırlar kalkmış, dünya ya barış ve huzur gelmiş çoktan, hiçbir canlı ırkından ve renginden dolayı öldürülmüyor, güçsüz olduğun için toprağın sömürülmüyor, renginden dolayı ikinci sınıf muamelesi görmeyip kendinin efendisi olmuşsundur artık, üst sınıf alt sınıf diye kullanılan kavramlar unutulmuştur bile, dinler başka bir boyut almış ve herkes kendisinin tanrısı olmuştur. Eeeee Teknolojik olarak bunca şeyleri düşünmüşken bu arka plandaki olmayacak (birgün olacaktır) düşünceleri böyle düşünmek mümkündü. 

O zamanlar biz çocuk zihnimizle yeni yıldan yani yeni rakamlardan böyle beklentiler içindeydik. Fakat biz her seferinde yeni yıldan iyi şeyler istedikçe yeni yıl yani yeni rakamlar bizi hiç duymadı ve daha zalim oldu. Bunca zamandan sonra yeni yıl rakamları büyüdükçe zalimlikte büyüdü.

Hâlâ Kürt olduğum için öldürülüyorum. Yapılan zammı protesto ettiğim için bir gösteride polis jopu darbesi ile ölüyorum. Kadın olarak eşimden, babamdan ve abimden gördüğüm zulme, şiddete ses çıkardığım için erkekler tarafından öldürülüyorum.

Rengimden dolayı hala dışlanıyor ve hiçe sayılıyorum. Sokakta oynarken bir maganda kurşunu ile ölüyorum.

Eşcinsel olduğum için hem halk tarafından hemde sistem tarafından ötekileştiriliyorum. Toplumun inancına tabi olmadığım için halktan biri linç girişimini başlatabiliyor. Bunlar hâlâ yaşanıyorken ben ışınlanmaktan, uçan araçlardan, etrafta dolasan uzaylı tiplerden ve renginin pembe olmasını istediğim ağaçlardan vazgeçtim bile ama sınırları, bayrakları olmayan bir dünya da barış ve huzur içinde yaşamayı istemekten vazgeçmedim. 

Evet  biz çocukken yeni yıldan birçok şey istedik ama şimdiki çocuklar yeni yıldan bişey istemiyor yani yeni yılın yeni rakamlarından kendi yapacaklarından söz ediyorlar. 9 yaşındaki Oğlum Roni’ye sordum “yeni yılda neler olsun, ne dilekte bulunmak istersin” diye.

“Yeni yılda galaksi taşını bulup, ışınlanmayı keşfetmek istiyorum ve bu ışınlanma makinası ile savaşların bitmesi için insanlara iyilik ışınlamak istiyorum” dedi.

Böyle düşünmeleri çok zekice ve çok daha umut verici çünkü beklentileri kendilerinin fikirlerinde ve böyle düşündükleri için ertesi gün camdan bakıp hayal kırıklığına uğramayacalar… 

2019’da tüm dünya halklarının yeni yılını kutluyorum ve tüm canlılar için barış, sağlık ve sevgi diliyorum. Ayrıca Roni’nin 2019’da ışınlanmayı bulmasını umut ediyorum :) 

Sersala hemû gelan pîroz be