Kızının kaybolduğunu polis karakoluna bildiren endişeli bir babanın bu sırada polisten işitmek istemediği bazı sorular vardır: Bunlardan biri, “sen hangi kasta mensupsun?” Fakat Sohan Lal adlı babaya geçtiğimiz salı günü yardım için başvurduğu polisin yönelttiği ilk soru buydu. Mensubu olduğu kastın Şakya adlı aşağı derecede bir kast olduğu anlaşılınca, polis alay ederek, onun için parmağının bile kıpırdatmayacağını söyledi.


Saatler sonra  Bay Lal’ın 12 yaşındaki kızı ve 14 yaşındaki bir kız kuzeni, Yukarı Pradeş eyaletinin Katra Saadatganj bölgesinde bir mango ağacına atkılarıyla asılmış halde bulundu. Kendilerine tecavüz edilmişti. Adamın kızı kısa bir süre önce köyün hakim kastı olan Yadav’lara mensup bir grup kardeşle birlikte görülmüşlerdi.

Kast sisteminin Hindistan’daki kadınlara tecavüz krizindeki rolünü anlamadan, onların ölümlerini kavramamız tam olarak mümkün olmayacaktır.

Amana Fontanella-Khan

Hindistan tarihinin oldukça uzun bir dönemi boyunca alt derecedeki kastların, özellikle de Dalit’lerin (ki bir zamanlar el sürülemezler diye bilinirdi) toprak sahibi üst kastlar tarafından rutin biçimde ırzına geçilirdi. Daha iyi yasal korumalar, şehirleşme ve toplumsal hareketlilik, kasta dayalı ayrımcılığı azalttı ama yetersizdir. Dalit kadınları hala çoğunlukla ırza geçen çetelerin kurbanlarıdır. Sivil Özgürlükler İçin Halk Birliği tarafından Yukarı Pradeş eyaletinin 2007 yılı kriminal istatistiklerinde yapılan bir inceleme, o yıl tecavüze uğrayan kadınların yüzde doksanının Dalit kastına mensup kadınlar olduğunu gösteriyor.


Bir başka aşağı kast olan Kurmi’lerden 23 yaşındaki bir kadının bir tecavüz çetesi tarafından hareket halindeki bir otobüste ırzına geçilip demir çubukla dövülerek öldürüldüğü Aralık 20122den beri, Hindistan bir kendini arayış sürecine girdi.  Ne var ki, tartışmalarda kast sisteminden yeterince söz edilmedi. Şehir merkezlerinde Batılı turistlere ve kadınlara saldırılar büyük bir dikkat çekerken, alt kastlara mensup kadınların rutin biçimde tecavüze uğraması, bir çığlığa yol açmadı. Örneğin Başbakan Narendra Modi, Katra Saadatganj’daki tecavüz ve ölümü hala kınayıp mahkum etmedi.

Kast sisteminin ve onun ürettiği eşitsizlikçi toplumun ırza tecavüzleri kamuoyundan gizleyecek ahlaki bir körlüğe yol açması hiç de şaşırtıcı değildir. Kast, senin nerede yaşadığını, ne yaptığını, kiminle evlendiğini ve hatta ne yeyip içtiğini tarihsel olarak belirler. Kast ayrımcılığının yasaklanmasından onyıllar sonra bile bu kurallar pek çok köyde hala sürmektedir.  

Kasta dayalı cinsel şiddetin pek çoğu, bazı üst kasta mensup erkeklerin feodal hak sahibi olma duygusunda kaynaklanır. Örneğin kendisi de alt bir kast olmasına rağmen yine de Dalit’lrden bir parça üstte bulunan toprak sahibi Jat’lar arasında yaygın bir deyiş vardır: “Bir Dalit kadını denemediysen, senin gerçekte hiçbir deneyimin yok demektir”.

Her ne kadar üst kastların erkekleri Dalit’lerin ırzına geçtiği için nadiren hapse atılsa da, gerektiğinde kullandıkları ve kabul gören yaygın savunma şöyledir: “Kirlenmekten” korktukları için alt kasttan bir kadına asla dokunmazlarmış. 1995’deki ünlü davada, yani çete tarafından tecavüze uğrayan bir Dalit kadının açtığı davada, yargıç, “üst kasta mensup bir erkek, alt kasta mensup bir kadının ırzına geçerek kendi itibarını lekemez” gerekçesiyle davayı reddetmişti.

Kast ayrımcılığı, kast imtiyazlarıyla politik güç arayan insanları cesaretlendiren etkisiz ve rüşvet ve yolsuzluğa batmış  hükümetler tarafından pekiştirilmektedir.

Kast tarafgirliği, Katra Saadatganj’daki olayda da işlemiş görünüyor. Bunu anlamak için, tecavüzle suçlanan kardeşlerin adları (yani Pappu Yadav, Avadeş Yadav ve Urveş Yadav) ile polis karakolunun komiserinin adına (yani Ram Vilas Yadav) bakmanız yeter. Ayrıca oradaki iki başka polis de Yadav’lardandır.

Eğer polis ve yargı anlaşmazlıkları çözmekte güvenilir değillerse, ırza geçme olayları da sıkça bir intikam alma yöntemi haline gelir. Görünen o ki, gerek kastlar arası çatışmalarda gerekse de Hindu ve Müslüman ayaklanmalarında olan budur. Bir Dalit aktivisti olan Aşa Kowtal şöyle diyor: “Tecavüz toplumun iddialarını susturmak için bir silahtır. Bize bir ders verme yoludur. Bize çaresiz olduğumuzu ve erkeklerimize de kendi kadınlarını koruyamayacaklarını göstermek içindir.”

Mart ayında Harvana eyaletinde dört alt kasta mensup kızın, çetelerce tecavüz edilip evlerinden 100 mil uzakta bir tren istasyonuna atıldığı olayda böylesi düşünceler etkili olmuş görünüyor. Dalitler ile Jatlar arasında bir anlaşmazlığın saldırıyı öncelediğine ilişkin kanıtlar var. Hint gazetesi Mint’e göre, bir toprak anlaşmazlığı Jatları,  “Dalitlere karşı sosyal ve ekonomik boykot” –doruk noktası toplu tecavüz olacak- bir boykot ilan etmeye götürmüştü.

Eğer kast ayrımcılığı entrikalarına kör kalmaya devam edersek, Hindistan’nın tecavüz krizini hiçbir zaman konuşamayacağız. Geçmişte tecavüzü örtmek için korkunç zalimlikler yapıldı. Aslında Katra Saadartganj’daki asma olayının dikkat çekmesinin belki de tek nedeni, ağaçta sallanan cesetlerin korkunç fotoğrafının Hindistan’da bir gazetede yayınlanması ve Dalit kadın aktvistlerin “bu bir saygısızlıktır” diye şikayet etmelerine rağmen sosyal medyada dolaştırılmasıdır.

Fakat bazı korkunç olayların şok etkisinin bir değişime yol açacağına güvenemeyiz; bizim yapısal çözümlere ihtiyacımız var. Hükümet, kastlara dayalı şiddeti konu alan 1989 tarihli Cani Eylemleri Önleme Yasasında değişiklik yaparak başlayabilir. Bu yasaya göre verilen mahkumiyet kararları -2012 raporlarına göre- oldukça düşüktür ve bütün olayların yarıdan fazlası daha mahkeme önüne  gelmeden kapatılmaktadır. Bay Lal’ın kızı ve kuzeni olayında, polis cinayeti kayda bile geçmiş değildir. Önemli tanıklara koruma, yasal destek ve özel mahkemeler sağlayacak değişiklik önerileri, şimdi Parlamentoda onaylanmayı bekliyor.

Kuşkusuz polisin Bay Lal’a hangi kasta mensup olduğunu sorması yanlıştı. Fakat biz geri kalanlar için, Hindistan’da tecavüz krizini anlamak söz konusu olduğunda, kasttan söz etmemek bir o kadar kötüdür.

(Çeviri: İrfan Cüre)

http://www.nytimes.com/2014/06/05/opinion/indias-feudal-rapists.html?hp&rref=opinion&_r=0