“İnsan Hakları Evrensel Bildirge’sinin kabul edilişinin 65. yıl dönümünde insan hakları değerleri için halklar ve toplumlar tarafından direnme hakkının kullanılarak etkili mücadeleler yürütülmeye devam ettiğini görüyoruz” denilen yazılı açıklamada Kürt sorununa dikkat çekti.

İHD, “Devletler tarafından uygulanan politikaların insan hakları değerlerinde yarattığı aşınmaya karşı insanlığın onur mücadelesi devam ediyor" diyerek şunlar ifade etti:

"10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin başlangıç bölümünde insanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan onurun ve bunların eşit ve devredilmez haklarının tanınmasının, dünyada özgürlüğün, adaletin ve barışın temeli olduğuna, insanın zulüm ve baskıya karşı son çare olarak hakları korunmuyor ise direnme hakkına başvurmak zorunda kalabileceğini belirtmiştir. 2013 yılında gerek Türkiye’de gerekse de Ortadoğu’da barış için mücadele edildiğine, zulüm ve baskıya karşı ise aktif direnme hakkının kullanıldığına tanıklık ediyoruz."

İHLALLERDE ADETA PATLAMA YAŞANDI

“Maalesef 2013, ülkemizde de ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir yıl olmuştur” denilen açıklama da Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi genel sorununun en önemli halkası olan Kürt Sorunu’nun barışçı yollardan çözümüne yönelik çabaların artması ve buna bağlı olarak savaş/çatışma nedeniyle kimsenin ölmemesi olumlu bir gelişme olarak kaydedildi.

Bununla birlikte Taksim Gezi Parkı protestoları süreci başta olmak üzere tüm toplumun maruz kaldığı polis şiddetine dikkat çeken İHD, 2013 yılında başta işkence olmak üzere toplanma ve gösteri hakları ihlallerinde adeta bir patlama yaşandığını vurguladı.

İHD Gezi olayları ile ilgili şunlara yer verdi: Taksim Gezi Parkı Protestoları süreci başta olmak üzere tüm toplumun maruz kaldığı polis şiddeti sonucu 2013 yılında ülkemizde başta işkence olmak üzere toplanma ve gösteri hakları ihlallerinde adeta bir patlama yaşanmıştır. Emniyet yetkililerinin açıklamalarına göre Türkiye’nin 80 ilinde 112 gün boyunca yaklaşık 3 milyon 600 bin kişinin sokağa çıkmasıyla gerçekleşen, belki de Cumhuriyet tarihinin en büyük toplumsal hareketliliklerinden biri olan Gezi Parkı Protestoları sürecinde polisin aşırı/ölçüsüz/orantısız şiddeti sonucu başta yaşam hakkı ve işkence yasağı ihlali olmak üzere çok ağır insan hakları ihlalleri yaşanmıştır.”

GÖSTERİLERDE 15 KİŞİ KATLEDİLDİ

2013 yılı ihlallerinden dolayı yaşamını yitirenlerle ilgili istatistiklere yer verilen açıklama şöyle devam etti:  “İHD ve TİHV Dokümantasyon Merkezleri’nin verilerine göre 1 Ocak – 30 Kasım 2013 tarihleri arasında: Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 25 kişi, gösterilerde 15,  faili meçhul cinayet sonucu 7, Cezaevlerinde çeşitli nedenlerle 25 kişi yaşamını yitirdi.

Türkiye 2013 yılında işkence gördüğü gerekçesiyle İnsan Hakları Vakfı'na (TİHV)  884 kişi İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) ise 338 kişi başvuruda bulundu.  (Bu sayı Gezi Parkı Protestoları sürecinde gerçekleşen işkence vakalarını kapsamamaktadır.)”


 “Özellikle 6 Aralık 2013 tarihinde Hakkari Yüksekova’da 2 kişinin güvenlik görevlileri tarafından infaz olarak nitelendirebileceğimiz şekilde öldürülmesi, güvenlik görevlilerinin hastane ortamı dahil yaygın şiddet uygulamaları son derece kaygı verici olup, mutlaka etkin bir şekilde soruşturulması gereken bir olaylardır.

İHD ve TİHV Dokümantasyon Merkezleri’nin verilerine göre; 2013 yılında çatışmalar nedeniyle 34 kişi yaşamını yitirmiş, 8 kişi de yaralanmıştır. Kara mayınlarının patlaması sonucu 7 kişi yaşamını yitirirken 18 kişi de yaralanmıştır."

SON İKİ AYDA 225 GÖZALTI

İHD, "Anadil hakkının kullanımını, Kürt dilinin kullanımını yasal güvenceye alan yaşamsal değişiklikler yapılmamıştır, konu hala siyasetin malzemesi olarak kullanılmaktadır" diye eklerken, 2013 yılında örgütlenme faaliyetlerine yönelik insan hakları ihlallerine de değinildi.

Kürtlere yönelik siyasi suçlamalardan dolayı  1.280 kişinin gözaltına alındığı ve bunların 445’inin tutuklandığını kaydeden İHD, yılın ilk 9 ayında bu Kürt siyasetine yönelik operasyonlarda 164 kişinin gözaltına alındığı belirtirken, yaşanan artışa dikkat çekmek için sonraki iki ayda ise 225 kişinin gözaltına alındığını söyledi.

1.288 KİŞİYE 2.502 YIL HAPİS

Açıklamada, önemli bir kısmı KCK davalarından olmak üzere 1288 kişiye toplam 2.502 yıl 11 ay 15 gün hapis cezası verildiği bildirildi.

Yine Türkiye sivil toplum ve sendika üyelerine yönelik baskılara dikkat çeken İHD açıklamasında; “KESK’in 12’si kadın, 35’i erkek olmak üzere toplam 47 yönetici ve üyesi, ÇHD’nin genel başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve avukat olan diğer 8 yönetici ve üyesinin tutuklu” olduğuna dikkat çekildi.

ARTIK BASIN OTOSANSÜR YAPIYOR

İHD açıklamasının düşünce, ifade ve inanç özgürlüğü kısmında Türkiye’nin durumunun kaygı verici olduğu belirtildi. Açıklama şöyle devam etti: “2013 yılı düşünce ve ifade özgürlüğü alanında meydana gelen ihlaller, özellikle Gezi Parkı Protestoları sürecinde yaşananlar, düşünce ve ifade özgürlüğünün basın, örgütlenme, toplantı ve gösteri yapma özgürlükleri ile yakından ilişkili olduğunu ve birlikte değerlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Gezi Parkı Protestoları sürecinde siyasal iktidar tarafından medyanın oto sansür yapması istenmiş, halkın haber alma hakkı adına alanda görev yapan gazetecilere/muhabirlere baskı uygulanmış ve polis şiddetini tüm çıplaklığı ile yansıtmaları engellenmiştir. Bu çerçevede pek çok gazeteci polisin aşırı/ölçüsüz/orantısız şiddetine maruz kalarak yaralanmış, tartaklanmış, dövülmüş, gözaltına alınmış ve görev yapmaları engellenmiştir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin açıklamalarına göre bu tür uygulamalara maruz kalan basın çalışanı sayısı 100’e yakındır.

Bu yıl içinde de gazeteci, yazar, insan hakları savunucusu vb. çok sayıda kişiye davalar açılmış, dergi ve kitaplar toplatılmış, gazeteler kapatılmıştır. Hapisteki gazeteci sayısında önceki yıllara göre 2013 yılında bir azalma olmamıştır. Ancak bu konuda yapılan spekülatif tartışmalar nedeniyle kesin bir rakam verebilmek zordur. Bununla beraber Türkiye’nin dünya çapında cezaevinde en çok gazetecinin olduğu ülkelerden biri olduğunu söyleyebiliriz."

İHD, "2013 yılında da Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı talepleri yerine getirilmemiştir. Bunun yanı sıra başörtüsü yasağının resmi olarak kaldırılması önemli bir gelişme olarak kaydedilebilir" diye ekledi.