Her yıl geleneksel olarak 19 Ocak tarihinde Hrant anısına gerçekleştirilen anma etkinliği, Villa Leon Kültürevi bahçesinde Hrant anısına dikilen Ermeni Barış ağacı altında toplanan kitlenin saygı duruşuyla başladı. 

Yoğun ilgi ile izlenen etkinlikte yapılan konuşmalarda Hrant Dink'in halklar arasında bir köprü olduğuna dikkat çekilerek, katiller ve katilleri koruyan kollayan devlet yetkilileri kınandı. Hrant'ın severek dinlediği "Sarı Gelin" Mary`tarafından Ermenice dilinde seslendirildi. 

IRKÇILIK TEŞHİR EDİLDİ

Yapılan açılış konuşmasında Hrant'ın katliyle açığa çıkan Türkiye'deki devlet destekli ırkçılık ile Almanya'da giderek artan ırkçılık teşhir edildi. Konuşmada, Ahparig Hrant’ı anma gününün, ırkçılığa karşı bir mevziye dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekildi.

ARİS NALCI İLE SÖYLEŞİ: HRANT'TAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE 

Programın ikinci bölümüde Hrant`ın yaşamından kesitlerin yer aldığı Sinevizyon gösterilerek, "Hrant'tan günümüze Türkiye " konulu moderatörlüğünü  Mahmut Özkan`ın yaptığı AGOS gazetesi eski yazı işleri müdürü Aris Nalcı ile bir söyleşi gerçekleştirildi.

Aris Nalcı'nın Hrant Dink’in Agos gazetesini kurduğu süreçte tanık olduklarıyla ve Hrant Dink ile ilgili anılarını anlatarak söyleşiye başlandı. 1895,1906,1915 yıllarında Osmanlı`da Ermeni ulusuna yönelik katliam ve soykırım süreci, soykırımının nedenleri ve Alman devletinin Soykırımda rolüne ilişkin değerlendirmeler  yapıldı.

'TÜRKİYE'DE SOSYALİST MÜCADELE MUSTAFA SUPHİ İLE BAŞLAMADI'

Aris Nalcı, 20 Hıncaklı Ermeni sosyalistin 1915’te İttihatçı Hükümet’in emriyle  Beyazıt meydanında asıldığı günlere ışık tutan bir Ermenice kitabı, Türkçeye çevirmesiyle, Türkiye’de sosyalist-komünist mücadelenin Mustafa Suphi ile başladığı genel kanısına karşın, Ermeni sosyalistleri Paramazların bu mücadeleyi çok daha önceden vermeye başladıklarına dikkat çekti.

2007 de Hrant`ın katli sonrası yüzbinlerce insanın "Hepimiz Ermeniyiz" haykırışlarının ve Hrant`ın kitlesel cenazesinin Türkiye`de Türk toplumu içinde Türk ırkçılığının sorgulanmasına yol açmaya başlamış olmasına rağmen, son süreçte Türk hükümetinin bir devlet politikası olarak fabrika ayrlarına geri döndüğü ve bugün Tekçilik genetiği üzerinden geçmişte Ermenilere, Süryanilere, Pontuslara ve azınlıklara yapılan baskı ve katliamların  bir benzerinin bugün türk şovenizmi eşliğinde Kürt ulusuna yönelik devam ettiğine dikkat çekildi.

YAZAR AYÇİÇEK: İÇİMİZDEKİ MİLLİYETÇİLİĞİ ÖLDÜRMELİYİZ

Söyleşide dinleyiciler kısaca görüşlerini dile getirdiler ve sorular sordular.

Yazar Metin Ayçiçek yaptığı konuşmasında ”önce kendi içimizdeki milliyetçiliği öldürmeliyiz ve yüzleşmeliyiz” dedi. Bir soru üzerine, Ermeni soykırımı sürecinde Kürt aşiretlerinin ve Hamidiye alaylarının rolüne de değinilerek, Kürtler tarafından Ermeni soykırımında rolleriyle ilgili yeterli bir yüzleşmenin yapılmadığına da dikkat çekildi.