Almanya’nın Lübeck kentinde ikamet eden 57 yaşında, üç çocuk babası Acil Çiçek, Gençlik Dairesi’nin, 15 yaşındaki üstün zekâlı çocuğunu, ailenin kontrol altında tutamadığı gerekçesiyle ellerinden aldığını iddia ederek, “Ailemizi parçalamak istiyorlar. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız,” dedi.

Çocuklar Almanya doğumlu

Acil Çiçek, Türkiye’de öğretmen olarak görev yaparken1988’de Almanya’dan siyasi iltica istemek zorunda kalmış. Sonraki yıllarda evlenen Çiçek’in 17 yıldır süren evliliğinden, tümü Almanya doğumlu (15, 11 ve 9) üç çocuğu var. İlk çocuklarının yuvaya başlamasıyla birlikte sorunların da başladığını anlatıyor.

Yuvada sorunlar başladı

Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Plön kentinde yaşarken çocuktaki “ileri gelişim ve üstün zekâ”yı fark ettiklerini belirten baba, “Çocuk gereğinden fazla sorular soruyor, kendi yönetmeye çalışıyor gibi normal hareketleri vardı. Bizim hiç sorunumuz yoktu çocuğumuzla. Çocuk belirli yaşa geldikten sonra, 3 yaşında çocuk yuvasına verdik. Yuvadan bize çocuğun diğer çocuklardan farklı olduğunu söylediler. Çok soru sorması, yönetmeye kalkması falan. Bizim sorunumuz olmadığını ve çocuğun diğer çocuklar gibi olduğunu söyledik. Fakat çocuk bir hafta bu yuvaya gitti. Sanki geleceğinin olumsuz temeli atıldı,” dedi.

Uzman raporu aldılar

Baba Acil Çiçek sözlerine şöyle devam etti: “Bu kez yuva kendi uzman doktorlarına başvurarak uzman doktordan rapor almış ve bunu yapabilme hakkı var ne yazık ki. Raporda tüm detaylar belirlenmemesine rağmen bu kez yuva Gençlik Dairesi’ne haber veriyor. Çocuk yuvaya gitmek istemedi, biz de tüm bu sorunları arkada bırakmak ve çocuğumuzun daha iyi bir eğitim alması için Lübeck’e taşındık. Fakat yuvaya kayıt yaptırınca bütün eski dosyaları çıkardılar ve Gençlik Dairesi araya girdi. Onlarla sürekli görüştük. Çocuk göçmen kökenli olduğundan dolayı sorunlar çıktı.” 

Resmi kurumlar birbirini kolluyor

Sorunların Gençlik Dairesi, Eğitim Senatörlüğü ve polise kadar intikal ettiğini anlatan baba Acil Çiçek, “Okul öncesi testler yaparak çocuğu ‘Sonderschule’ denen ve ‘öğrenmede sorun yaşayan çocuklar' için olan okula göndermek istediler. Biz buna karşı çıkarak diğer çocuklar gibi eşit eğitim verilmesini istedik. Sonra bizi “Okulla iyi ilişkilerde bulunmuyorsunuz, birlikte çalışmıyorsunuz, çocuğunuzu kontrol altında tutamıyorsunuz” gerekçesiyle mahkemeye verdiler. Sosyal etkinliklere çocuk katılmıyor, uyum sağlayamıyor gibi bahaneler ileri sürdüler. Oysa çocuk 6 ayrı kurum ve kuruluşa üye. Ayrıca 15 ayrı yerde spor ve eğitim etkinliklerine katılıyor. Ama burada tüm merciler ortaklaşa çalışıyor ve birbirini kolluyor, dolayısıyla istedikleri yaptırımı gerçekleştiriyorlar,” dedi.

Yetki Gençlik Dairesi’nde

Çocuğa okula düzenli gitmesi için refakatçı verildiğini belirten Acil Çiçek, “Sonuç itibariyle Aile Mahkemesi 2017 yılında çocuğun yetkisini Gençlik Dairesi’ne verdi ve ayda üç hafta sonu bizi ziyaret ediyor, bir hafta sonu da orada kalıyordu. Son aylarda çocuğa ceza vermişler ve biz daha kısıtlı sürelerde görebiliyoruz. Avukat tuttuk, çok paralar ödedik. Maddi durumumuz da ne yazık ki elverişli değil. Şu acı bir gerçek: Çocuklar göçmen kökenli, farklı kültürden diyerek eşit davranmıyorlar. Oysa çocuklar burada doğdu ve buranın kültürüyle büyüyorlar. Asıl amaç aileyi parçalamak. Ben kendim sosyal danışmanım ve olayları yakından takip edebiliyorum. Ama tüm olaylar benim mesleki hayatımı da etkiledi. Bir yıldır işsizim,” açıklamasında bulundu.

İkinci çocukta da denediler

Birinci sınıf öğrencisi 11 yaşındaki kızını da ellerinden almayı denediklerini belirten baba, “Lübeck küçük yer, bizi tüm resmi merciler bir nevi tanıyor. Kızımda da denediler ama kızıma diğer çocuklar gibi normal zekâlı olduğu raporu verilince sorun yaşamadık. Kızım çalışkan bir öğrenci. Ama üçüncü çocuğuma otizm teşhisi koyuldu. Okula yazdırdık ve okul dayatması kapsamında okul öncesi otizm teşhisi koyuldu. Çocuk okula başladı ve normal sınıftan aldılar ağır zihinsel sorunlu ve kendi yaşından büyüklerin olduğu sınıfa verdiler,” dedi.

Eğitimde eşitlik ilkesini çiğniyorlar

Almanya’da engelli çocukların normal çocuklarla birlikte eşit eğitim alabilmeleri için yasa olduğunu belirten Çiçek sözlerini şöyle noktalıyor: “Biz sanırım kendimizi doğru ifade edemiyoruz. Oysa isteğimiz çocuklarımızın diğer çocuklar gibi normal ve eşit eğitim almalarıdır. Avukat tuttuk o da istediğimizi yapamadı ve bizi hayal kırıklığına uğrattı. Hatta maddi gücümüz de kalmadı. Ama biz çocuklarımızın hakkını aramaya devam edeceğiz. Şu anda hâlâ devam eden davalarımız var. Kesinlikle pes etmeyeceğiz. Burada göçmen kökenli kurum ve kuruluşlarda bu konularda seslerini yükseltmeli. Uyum hepimiz için geçerlidir ve her insanın eşit eğitime hakkı vardır.

Emine SONUGÜR