İdris Çabuk, bir önceki duruşmaya ilk kez ifade vermek üzere katılması gerekirken, doktor raporu yoluyla sağlığıyla ilgili mazeret bildiren Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın aynı gün sosyal medyada yayınladığı gezi ve yemek fotoğraflarını hatırlattı. Aydın’ın mahkemeyle aynı saatlerdeki Dolmabahçe gezisinde çektiği fotoğrafları Instagram’a yüklemesi ve bir gün önce de Giresunlular gecesine katılması 15.09.2012’de Radikal’den Enis Tayman’ın haberine “Mahkemede aranırken Instagram'da çıktı!” başlığıyla yansımıştı. Aileler Aydın’ın bu davranışını her ayın ilk pazar günü Taksim-Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 10’uncusunda bir posterle protesto etmişlerdi.

 

Çabuk, 5 yıldır adalet arayışlarını sürdürdüklerini belirterek dava sürecinde neler yaşadıklarını aktardı. Patlamadan 3 ay sonra düzenlenen bilirkişi raporunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ’ın sorumlu tutulduğunu, “idarelerin izin vermemesi nedeniyle” bu kurumlardan yetkililerin yargılanamadığını ve “ancak Savcılığın ve ailelerin Bölge İdare Mahkemesi’ne ve Danıştay’a başvurularıyla yargılama sürecine dahil olabildiklerini” belirtti. Bu süreçte hep birlikte HSYK, Adalet Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı’na gittiklerini ve 2,5 yıl boyunca çaba gösterdiklerini belirten Çabuk, Taksim tramvay durağında 35 hafta nöbet tuttuklarını hatırlattı. “Ceza davası sadece Zeytinburnu Belediyesi müdürleri ve bina sahipleri için açılabilmişti” diyen Çabuk “4. yılına girerken Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürü’nün sanık olarak davaya iştirakini sağlayabildik” dedi.

 

“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Zeytinburnu Belediye Başkanı için ‘yargılamaya izin vermeme’ kararlarını Danıştay’a taşıdıklarını”, “Danıştay’ın, Zeytinburnu Belediye Başkanı’nın yargılanmasına izin vermeyen kararı iptal ettiğini” ancak “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı için izin vermeme kararının onandığını” anlatan Çabuk, Büyükşehir Belediye Başkanı için verilen kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdıklarını ekledi. Dava sürecine ilişkin, son olarak, “Danıştay sonrası, Zeytinburnu Belediye Başkanı hakkında yetkili kılınan Cumhuriyet Savcısı’nın 1 haftada kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesi sonrasında Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettiklerini ve itirazlarının kabul edildiğini” anlatan Çabuk “Zeytinburnu Belediye Başkanı nihayet sanık oldu” dedi.

 

Davutpaşa patlamasının “unutulmamasını istediklerini” belirten İdris Çabuk “unutturmamak için patlama alanının park yapılmasını İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi’nden talep etmeye devam ettiklerini” dile getirdi. “Bizler 5 yıl boyunca sadece kendi davamızın değil, denetimsizlik ve ihmal nedeniyle hayatlarını kaybeden bütün işçi kardeşlerimizin acısını kalbimizde hissettik” diyen Çabuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin aileleri ile birlikte tutmaya başladıkları Vicdan ve Adalet Nöbeti’ni hatırlattı. “Bütün çabamız bütün sorumluların yargılanması, bir daha olmaması içindir” dedi, “İşçi güvenliğinin sağlandığı, daha insani çalışma koşullarının yaratılması; denetim sorumluluğu olanların görevlerini gereği gibi yapması” için mücadele ettiklerini belirtti. “Adalet arayışlarından vazgeçmeyeceklerini” belirten Çabuk, “bir arada olmaları sayesinde sorumluların adalet karşına çıkarıldıklarını bildiklerini” söyledi. Çalışırken hayatını kaybedenlerin ve yaralananların sayılarının azalması için herkesi yanlarında olarak “güç vermeye” çağırdı ve basın açıklamasını sonlandırdı.

 

Basın açıklamasından sonra duruşmaya geçildi. Duruşmada “Ülkemizde yaşananlar beni derinden etkiliyor” diyen Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ifadesini yazılı olarak verdi. Patlamanın olduğu işyerinden “ancak patlama sonrası haberi olduğunu”, söz konusu “işyerinin denetlendiğini ve hemen mühürlenmesine neden olacak, tehlike arz eden bir gerekçe görülmediğini” söyledi. “Tüm işyerlerine dair bilgi sahibi olamayacağımız açıktır. Gizlilik içinde üretim yapılmaktaydı” dedi. “Asıl yetkinin İçişleri Bakanlığı ve Valilik’te olduğunu, Belediye’nin görevini yaptığını” belirten Aydın hakkında beraat kararı verilmesini istedi.

 

Ailelerin avukatları, duruşma sırasında “Belediye Başkanı’na yönelttikleri soruların sınırlandırılmasına” itiraz ettiler. “Belediye Başkanı’nın sanık olarak davaya dahil edilmesi için 5 yıldır uğraştıklarını ve kendisinin Cumhuriyet Savcılığı’nın bilirkişi raporunda da, vicdanlarda da sorumlu olduğunu, bugün burada bulunmasının sebebinin bu olduğunu” belirterek “sorularını sormaya devam edeceklerini” ifade ettiler.

 

Belediye Başkanı Aydın’ın kendisine yöneltilen sorulara cevap verdiği sırada, “Binlerce gayrisıhhi işletmenin bulunduğu Davutpaşa bölgesini ve diğer denetim işlerini, Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’ne bağlı 9 ruhsat personeli ile gerçekleştirmeye çalıştığını” dile getirdi. Bunun üzerine ailelerin avukatları “Bunun için İçişleri Bakanlığı’ndan kadro isteğiniz oldu mu?”, “Hizmet alımı yoluyla personel açığını giderecek çözümler ürettiniz mi ve bunların yazılı belgeleri var mı?” sorularını yöneltti. Belediye Başkanı Aydın’ın “Zaman zaman olmuştur” şeklindeki kısa cevabı, “Aslında olayda İçişleri Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğu olduğunu” söylemesi dikkat çekti.

 

Son olarak duruşmada “dosyanın bilirkişiye gönderilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından bildirilen bilirkişi listesinden bilirkişi heyeti görevlendirilmesi yapılmasına” karar verildi ve “Çalışma Sosyal Güvenlik İl Müdürü’nün sanık olarak ifadesi alınmak üzere” duruşma 14 Haziran 2013 Cuma gününe ertelendi.