Misereor ve Germanwathch adlı sivil toplum kuruluşlarının yaptığı bir araştırmaya göre, Alman şirketleri insan hakları ihlallerinin olduğu ülkelerdeki şirketlerle işbirliğinin yanı sıra, toptan ve ucuz alım yapmaları nedeniyle de gelişmekte olan ülkelerdeki çalışanların haklarını gasp ediyor.

Alman Borsası (DAX)‘da kayıtlı olan 30 şirket ile de görüşülerek  gerçekleştirilen ‘Global Ticaret ve İnsan Hakları’ başlıklı araştırmada, Alman şirketlerinin ‘insan hakları standartları bilinci’ne sahip oldukları, ancak uygulamada oldukça geri kaldıkları ortaya koyuluyor.

ÇALIŞANLARIN BASKI GÖRDÜĞÜ ÜLKELERLE TİCARETTE SINIR YOK

Deutsche Welle radyosuna konuşan Germanwatch uzmanlarından Comelia Heydenreich, buna örnek olarak Kolombiya’dan yapılan kömür ithalatını gösteriyor. Kolombiya’daki kömür işletmelerinde sendika çalışanlarının polisin takibine maruz kaldığını dile getiren Heydenreich, ülkenin kuzeydoğusundaki madenlerin bulunduğu alanlarda yaşayan yerli halkın yerlerinden edildiği ve mülklerine haksız yere el konulduğunun da altını çiziyor.  Heydenreich, hemen hemen tüm madenlerini dışarıdan ithal eden Almanya’nın da bu konularda sorumlu olduğuna dikkat çekiyor.

Araştırmada, Alman şirketlerinin yaptıkları ithalatların diğer ülkelerdeki çalışanların koşullarına etkisini görmezden geldiği ya da umursamadığına da değiniliyor. Buna göre, Alman süper market zincirleri başvurdukları adil olmayan alım pratikleriyle Güney Amerika’daki muz, mango ve ananas üretiminde ciddi insan hakları ihlallerine neden oluyorlar.

FİYAT KIRARAK ÇALIŞANLARIN ÜCRETLERİNİ DE DÜŞÜRÜYORLAR

Alman gıda pazarının yüzde 90’ının 5 büyük şirketin elinde tutulduğu hatırlatılan araştırmada, büyük miktarlardaki toplu alımlarda üreticilere fiyatları düşürmeleri için ağır baskılar yapılnası sert bir dille eleştiriliyor. Ekvador’daki muz üreticileri ve ihracatçılarının görüşlerine yer verilen Misereor ve Germanwatch araştırmasında, fiyat indirimleri nedeniyle muz üretiminde çalışanların maaşlarının düşük verilmek zorunda kalındığına vurgu yapılıyor.

Federal Dış Ticaret Teşvik Birliği (BWA) ise Alman şirketlerinin gelişmekte olan ülkelerde yol açtığı insan hakları ihlallerinden ‘sadece basın aracılığıyla’ haberdar olduğunu iddia ediyor. Konuyla ilgili Alman basınına konuşan BWA Genel Başkanı Dirk Bohrmann, insan hakları ihlallerine karşı duran şirketleri teşvik ettiklerini iddia ederken, gelişmiş ülkelerden ihracatçı şirketlerin de mevcut yönetmeliklere saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Bohrmann, ‘insan haklarına saygının yönetmelik ve kurallarda önemli bir edindiğini’ de savundu.

BM PRENSİPLERİ UYGULANMIYOR, TAVSİYELERLE YETİNİLİYOR

BWA Genel Başkanı’nın iddialarına rağmen, ihracat ve ithalat yapan uluslararası şirketleri bağlayan kurallar sadece Birleşmiş Milletler (BM) tarafından konulmuş durumda. BM Ekonomi ve İnsan Hakları Temel Prensipleri başlığıyla 2011 yılında kabul ettiği ilkelere devletlerin yanı sıra büyük ya da küçük tüm şirketlerin de saygı göstermesini zorunlu kılıyor. BM, şirketlerin faaliyetlerinden ötürü mağdur olan bireylerin şikayet hakkının yanı sıra mağduriyetlerinin adil bir biçimde tazmin edilmesini şart koşuyor ve üye ülkelerin tümünün bu prensipleri kanunlaştırmasını da istiyor.

Germanwatch ve Misereor araştırmasını yapan uzmanlar ise Almanya’nın BM’nin istemlerini yerine getirmemiş olmasını eleştiriyor. Alman Ekonomi Bakanlığı, yine BM’nin prensiplerinden esinlenerek hazırlanan OECD Çok Uluslu Şirketler için Temel Tezleri’ni esas alıyor. Ancak, bu tezler de daha çok hükümetlerin yurt dışında ticaret yapan şirketlere yönelik tavsiye niteliği taşıyor ve bir bağlayıcılığı yok.

Aralık ayında kurulan Hristiyan demokrat-sosyal demokrat CDU-SPD Hükümeti ise 2011 yılında kabul edilen BM ilkelerini hayata geçirme sözü vermişti.

Germanwatch ve Misereor adlı STK’lar, tüm şirketleri bağlayacak bir şekilde düzenlemelerin yapılmasını ve BM prensiplerine uyulmasının ithalat ve ihracat yapan tüm Alman şirketleri için zorunlu olmasını talep ediyorlar. STK’lar, bu kuralların uygulanması ve denetlenmesinden sorumlu olacak bakanlığın da net bir biçimde belirlenmesini istiyorlar.