12 Eylül cunta rejimi tarafından 33 yıl önce idam edilen ilk devrimci olan Necdet Adalı şahsında Ekim ayı içerisinde katledilen 16 devrimciyi anan 78'liler Federasyonu, 8 Ekim 1978'de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi Serdar Alten, Hücran Gürses, Efrahim Ezgin, Latif Can, Osman Nuri Uzunlar, Faruk Erzan ve Salih Güvence'nin Ankara Bahçelievler'de "faşist katiller" tarafından öldürüldüğünü hatırlattı.


 Federasyon, "Bu katliamın üzerinden tam 35 yıl geçti ama hala katliamın hesabı sorulamadı. Katillerin çoğu korundu, kollandı ve AKP'nin faşist affı olarak bilinen yargı paketiyle diğerleri de salıverildi" dedi.


Federasyon, 7 Ekim 1984'te İzmir Buca Kapalı Cezaevi'nde infaz edilen İlyas Has, 25 Ekim 1984'te Burdur Kapalı Cezaevi’nde idam edilen Hıdır Aslan ve 26 Ekim 1980’de Adana Cezaevi’nde idam edilen Serdar Soyergin'i de andı.


Devrimci 78'liler Federasyonu, "Necdet yoldaş; Yoldaşların bu ülkenin geleceğine sahip çıkıyor. Taksimde, Kızılay’da gördük seni. Toma’lara panzerlere karşı direniyordun. Hepimiz birer Necdet olmuştuk. Öldürmekle bitmeyiz. Necdet Adalı olmaya devam edeceğiz" diye belirtti.


Açıklamada şunlar ifade edildi: "Gezi direnşinden sonra Düzmece gerekçelerle gözaltılar ve tutuklamalarla bir korku ve sindirme harekâtı başlattılar. Biz korkmuyoruz. Bu onların korkusu. Onlar senin bizlere emanet ettiğin direniş geleneğinden korkuyorlar. Onlar senden korkuyorlar. Onlar yüz binlerce, milyonlarca Necdet Adalı’dan korkuyorlar. Sen kazandın yoldaş. Biz kazandık. Sen darağacında kazandın. Biz emanetinle kazandık.

Necdet yoldaş; bu topraklarda 33 yıldır devam eden bir savaş var. Bu savaşta 50 bin insanımız yaşamını yitirdi. Egemenlerin inkâr ve imha politikaları hiç değişmedi. Bu savaş öylesine kirlendi ki; kimyasal silahlardan toplu katliamlara kadar, faili meçhullerden 8 yaşında, 9 yaşında, 12 yaşında çocukların katledilmesine kadar uzandı. Bir coğrafyanın bütünü yarı açık cezaevine çevrildi. Ne dilini konuşabiliyor, ne kültürünü yaşayabiliyor. Kafasını kaldıranın tepesine binmeye çalışıyorlar. Onurlu bir barış talebi ise görmezden geliniyor. İşte tamda orda Necdet Adalı olanları gördük. Zulme zorbalığa baş eğmeyenleri gördük. Direnenleri gördük. Şimdi  barış umudunu yeşertmeye çalışıyoruz.

Necdet yoldaş; liseli gençlik, üniversiteli gençlik, işçi gençlik hepsi kendi alanlarında mücadele ederek, bıraktığın mücadele bayrağını daha yukarı taşıyacaklar. Hepsi Necdet olmaya çalışacaklar. Kamu çalışanlarımız, işçilerimiz bütün halklarımız faşizme, emperyalizme, şovenizme, gericiliğe karşı tek yumruk olup 'faşizme karşı omuz omuza' sloganını hayata geçirecekler. Saldırılara karşı bir direniş barikatı örecekler. Kürt halkı onurlu bir barışı sağlayıp eşit özgür bir gelecek kuracak. Darbecilerden, yerli ve yabancı işbirlikçilerinden hesap soracağız."