Özel mahkeme (Özel Tribunal). Herkes kendisi için.

Belgesel niteliğinde öğretici bir film:

Almanlar 1940 yılında Kuzey Fransa’yı işgal ettikten sonra General Philippe Pétain 17 Haziran 1940’ta Başbakanlığa getirilir. General Pétain yedi gün sonra 24 Haziran 1940’ta Hitler Almanyası ve Mussolini İtalyasıyla ateşkes anlaşması imzalayarak Hitler Almanyasının Fransa'yı işgaline onay vererek teslim olur.
Bunun üzerine Fransız Komünistleri işgale karşı direnişi örgütlemeye başlarlar.

Ağustos 1941 yılında Paris Metro’sunda bir Alman Deniz subayı genç bir Fransız Komünisti tarafından öldürülür. Almanlar en kısa zamanda bu olayın faillerinin bulunmasını, bulunmadığı taktirde öldürülen askere karşılık yüzü aşkın kişiyi öldürmekle tehdit ederler. General Pétains başbakanlığındaki Vichy hükümeti intikamcı Almanları yatıştırmak için özel bir mahkeme kurarak daha önce çeşitli küçük suçlardan tutuklanarak yargılanmış Komünistler ve Yahudilerden bir grubu yeniden yargılayarak içlerinden 6 kişiyi idama mahkum eder. Bunun için teröre karşı özel bir yasa çıkarılarak geriye dönük olarak uygulamaya sokulur. O dönemin Fransız yasalarına göre geriye dönük yargılamanın hiç bir yasal temeli olmamasına rağmen dönemin Vichy hükümetinin içişleri bakanı adalet bakanını baskı altına alarak yüksek yargıçlardan oluşan özel bir mahkemenin oluşturulmasını emreder. İlk başlarda adalet bakanı bu tür bir yargılamaya karşı çıkarsada, kabul etmek zorunda bırakılır.

Dava edilenlerin savunma hakkı göstermelik olarak atanan avukatlarla yürütülür. İdam edilmek istenenlerden biri Nazi işgaline karşı yazılarıyla halkı direnişe çağıran bir gazetici. Özel mahkeme başkanı bu gazetecininde mutlaka idam edilmesi gerektiğini savunur. Mahkeme üyelerinin çoğu kahraman yaratmayalım diyerek mahkeme başkanına karşı çıkarlar. Yeniden yargılanan birçok tutuklu ağır cezalara çarptırılır. İçlerinde bu tür hukuksuz yargılamalara karşı çıkan olursa da etkili olamaz. Kararlar yukardan Vichy hükümetince alınmıştır ve uygulanması için özel seçilen yargıçlar tarafından, kimi tehdit edilerek , en kısa süre içinde mahkemenin yapılarak bitirilmesi emredilir.

Yönetmen Constantin Costa Gavras’ın konu hakkında yaptığı film 1975 yılında Cannes film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü alır. Film hukuk adı altında var olan yasaların hiçe sayılarak , yargının yönetenler tarafından nasıl kullanıldığını göstermektedir. Bu yönüyle Gavras’ın filmi 1941 yılında Fransa’da bir gecede çıkarılan terörle mücadele yasasıyla kamuoyundan gizli yapılan yargılamalar, kazanılan demokratik değerlerin diktatörlerce nasıl bir çırpıda yok edilerek hukuk adı altında göstermelik yargılamalara dönüştürüldüğünün tarihi bir belgeseli.

1941 yılında geçen bu olay o dönemin hukuksuz yargılamalarından yanlızca bir tanesi. Geçmişte Fransa’da vuku bulan bu olay bugün Türkiye’de yapılan yargısız tutuklamaların ve göstermelik yargılamaları hatırlatmaktadır.Terörle mücadele adı altında oluşturulan özel Güvenlik mahkemeleri, bu amaçla kurulan Silivre Cezaevi (bir nevi toplama kampı) ve en ufak eleştrinin terörle mücadele kapsamına alınarak insanların yargılanmaları - son olarak barış için çağrıda bulunan akademisyenlere açılan soruşturmalar ve işten çıkarmalar – bana bu filmin bugün Türkiye’de cereyan eden hukuksuz yargılamaların tarihi bir belgeseli olabilir fikrini çağrıştırmaktadır.

O gün Fransa’da göstermelik yargılamalarla idam edilenler aklanarak tarihin tertemiz sayfalarında yerlerini alırken, onları yargılayanlar karanlık sayfalara mahküm edildiler. Bu olayla birlikte General Pétain Hitler rejiminin kukla figürü olarak tarihe geçer.

Gün gelecek bugün Türkiye’de vatan hainliğiyle suçlananlar demokrasi ve özgürlük mücadelesinin onurlu kahramanları olarak anılacak, onları hukuk adı altında yargılayanlar tarihin karanlıklarında unutulacaklardır.

Costa Gavras bu filmiyle toplumsal ve siyasal sorunları tarihi bir süzgeçten geçirerek günümüze aktarmaktadır. İlk kez Almanya’da 30.5.1976 tarihinde ARD televizyon kanalında gösterilen film son olarak 8 Şubat’ta 2016 ARTE televizyon kanalında yeniden gösterildi. Tarihi belgesel niteliğinde öğretici bir film.

Cannes (1975, En İyi Yönetmen - Constantin Costa-Gavras)
Yönetmen: Constantin Costa-Gavras
Senaryo: Constantin Costa-Gavras, Jorge Semprún
LV: Hervé Villeré