Sevgili okuyucular,

Var olan ‘demokrasi’ katlediliyor! Ülkemizde güdükte olsa bir, ‘demokrasi’ varlığını hissettirmekteydi. Bu güdük, ‘demokrasi’ AKP iktidarıyla birlikte yeniden yok olmaya ve katledilmeye başlandı.

Bir düşünün ki, başbakan kendisinin ‘böcekler’ aracılığıyla, ‘dinlendiğini’ iddia etmektedir. Bir başbakanın ‘böcekler’ aracılığıyla, bu kadar alenen dinlediği ve izlendiği bir ülkede, sokakta, ‘sıradan’ kendi yaşamını kurmak isteyen vatandaşlarımız ne yapmak durumunda ve nasıl güvende olacaklardır.

Sokakta ‘sıradan’ vatandaşların neredeyse, ‘yatak odasına’ girildiği ‘iddialarının’ ayyuka çıktığı bir ülkede, kendimizi nasıl güvende hissedeceğiz. Böyle bir ortamda  Demokrasinin varlığından nasıl bahsedeceğiz.

Bir ülkede hukuk insanlarının görevlerini yapmaları engellenir ve ‘böcekler’ aracılığıyla dinlemeler bahane edilerek, gözaltına alınmaları neyle açıklanacak. Hukuk insanları nasıl kendi görevlerini özgün bir şekilde yerine getirilecektir.

18 Ocak 2013 sabahı haber portalları, Türkiye’nin önemli illerinde Hukukçulara yönelik operasyonların olduğunu manşete çıkarmışlardır. Çağdaş Hukukçular, Halkın Hukuk bürolarına ve evlerine, özel hareketçi polisler tarafından basıldığı haberleri kamuoyuna duyuruldu. Birçok avukat ve çalışanları gözaltına alınmışlardır.

Hukukçuların güvende olmadığı bir ülkede, ‘sıradan’ vatandaşlar kendini nasıl güvende hisseder.

Böyle vakalar demokratik bir ülkede olmaz. Polis ve güvenlik güçleri, bu tarz baskın ve tutuklamalara giriştiğinde, demokratik bir ülkede, tarihe skandal olarak geçer. Demokratik bir ülkede, demokrasinin kurum ve kuruluşlarıyla işlediği ülkelerde, bu ve benzeri girişimler karşısında, içişleri bakanı derhal istifa eder. Hatta hükümet istifa etmekle karşı karşıya kalır.

Bizim ülkemizde, bırakın istifa etmeleri, bakanlar, bürokratlar ve AKP kurmayları olayın üzerine, ‘oturmak’ için ellerinden çabayı göstermektedirler.

AKP iktidarı gelinen aşamada, ülkede güdükte olsa var olan, ‘demokrasiyi’ katletme yolunda yeterince yol almıştır. AKP ve başbakan R.T. Erdoğan ülke genelinde, kendilerine karşı hiçbir muhalif  ve karşı çıkış istememektedir. Kürt sorunun da, alevi sorunun da, azınlıkların haklarına ve emekçilerin taleplerini temel alan çıkışları dahi kabullenmemektedir.

Hiçbir muhalif çıkışı sindirememektedir. Bu nedenle bu talepler ve muhalif çıkışlar karşısında, polis gücünü devreye sokmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti AKP iktidar vasıtasıyla, bir polis devleti olmaya doğru hızlı adımlarla ilerlemektedir.

AKP iktidarının bu ilerleyişi karşısında, ciddi duruşlar sergileyen kurumlar, ekarte edilmek istenmektedir. Ülkedeki demokrasi mücadelesi veren kurum ve kuruluşlar, AKP iktidar tarafından tasfiye edilmek istenmektedir.

Bu nedenledir ki, devrimci demokratik duruş sergileyen ve AKP’nin faşizan baskılarına karşı, halkın ve demokrasi güçlerinin yanında yer alan, avukatları tasfiye hareketine girişilmiştir.

Çağdaş Hukukçular ve Halkın Hukuk Bürosu avukatları AKP’nin faşist baskıları karşısın da, gereken devrimci direnişlerini göstereceklerdir.

Türkiye halkı, demokrasi güçleri devrimci demokrat avukatlarla dayanışma içinde olacaklardır. Faşist baskılara, teslim alma girişimlerine karşı avukatların yanında yer alacaklardır.

Bir ülkede hukukçulara karşı linç girişimi başlatılırsa, O ülkede demokrasiden bahsedebilmek, abesle iştik aldır.

AKP eliyle katledilmek istenen, ‘demokrasi’ ve hukuk katliamına göz yumulmamalıdır.