Yatağan Termik Santrali 1980 yılında faaliyete geçerken, çevre, insan sağlığına verdiği olumsuz etkilerle sık sık ülke gündeminde ön sıralarda yer aldı. 2006 yılında baca gazı arıtma sistemi takılmasıyla birlikte tepkiler biraz azaldı, Yatağan Orman İşletme Müdürüğü, santral atıklarının depolandığı ilçeye bağlı Kapubağ Köyü’ndeki 'Kül gölü'nün izin verilen saha dışındaki 26 dönüm orman arazisi ile 15 dönüm tarım arazisine taştığını tespit edip, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kapubağ Muhtarlığı da Orman ve Su İşleri Bakanlığı DSİ 21'inci Bölge Müdürlüğü 213'üncü Şube Müdürlüğü’na dilekçeyle başvurarak, tarım arazilerine girildiğini bildirdi. Muhtarlık ayrıca kül gölünün çevresinin piknik alanına dönüştüğünü, yasak olmasına rağmen yüzmek için göle girildiğini belirterek gerekli önlelerin alınmasını istedi.

DSİ’DEN YAZI

Bunun üzerine DSİ 21'inci Bölge, 213'üncü Şube Müdürlüğü, geçen 9 Mayıs’ta gönderdiği bir yazı ile Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltı Suları (YAS) Şube Müdürlüğü'nü uyardı. DSİ 213'üncü Şube Müdürü Mehmet Katıksız’ın imzasını bulunan yazıda, şöyle denildi:

“Konuyla ilgili olarak yerinde yapılan incelemelerde Yatağan Termik Santrali İşletme Müdürlüğü tarafından kül atığının stoklanması için istimlak edilen ve bir kısmı Kapubağ Köyü sınırları içersinde yer alan stok sahasındaki suyun, izin alınan sahanın dışına taştığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, Kapubağ Köyü’nün batısındaki Meyistan Mevkiindeki kaynaklardan sağlanan suyu köye ulaştıran kapalı isale hattının, kül gölü sularının artarak yükselmesi nedeniyle bir kısmının yerinin değiştirilmesine rağmen yeniden kirli göl suyunun altında kalmak üzere olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu kül gölü suyunun ph değerinin 11.79 olarak ölçüldüğü, ancak oksijen doygunluğunun ve kirliliğin ölçülemediği belirtilmiştir. Bu nedenle kül gölü sularının geçirimli karstik yapı nedeniyle toprağa ve yeraltı suyuna karışarak köyün değişik yerlerinde şahısların da getirmiş olduğu küçük kaynak sularında, çeşmelerde ve kuyularda kirliliğe neden olabileceği düşünülmektedir."

Yazıda, konunun incelenip, ilgili yerlere gereken cevabın verilmesi istendi.

TAŞKIN RİSKİ YÜKSEK UYARISI

Muğla’da ÇED konusunda önde gelen firmalarda uzman olarak görev yapan Çevre Mühendisi Murat Türköz, kül göletinde taşkın olasılığının çok yüksek olduğunu söyledi. Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından bölgede yapılan bir araştırmanın sonucunun tehlikenin boyutunu gözler önüne serdiğini vurgulayan Türköz, “Raporda, kül barajı suyunda kadminyum ve kurşun değerlerinin yüksek oranda bulunduğu ortaya konuldu. Bu değerler Dünya Çevre Ajansı’nın belirlediği oranların çok üstünde. Suda böcek ve yosun dahil hiçbir canlı belirtisi gözlemlenmiyor. İleriki dönemde buraya bir set yapılarak tamamen bir baraj haline getirilmesi düşünülmekte. Bu olduğu zaman çok yüksek ihtimalle burada bir taşkın olasılığı söz konusu. Aynı zaman da üniversitenin raporunda ayrıca buradaki sahada toprağın yapısının geçirimli olduğunu belirtiyor. Bu da Yatağan Ovası’nın sulama suyuna karıştığını gösteriyor. Zaten burada suya baktığımız zaman dalgalanma olmamasına rağmen suyun köpürdüğünü görüyoruz. Bu bize suyun bazik olduğunu gösteriyor” dedi. Türköz, ivedilikle kül gölünde önlem alınması gerektiğini de savundu.

"UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMIYOR"

Kapubağ Köyü Muhtarı Ramazan Yörük, kül gölünün bir bölümünün köylerinin sınırında kaldığına dikkat çekerek şöyle konuştu:

"Muğla İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü inceleme yaptı. Gölün suyunun tarım ve hayvancılık açısından uygun olmadığını tespit etti. Köyümüzün içme suyu şebekesi bu kirli suyun altında kaldığından sızıntı olmasından korkuyoruz. Ayrıca yıllardan bu yana hiçbir önlem alınmadığı için göletin suyu iyice yükseldi. Uyarılarımız, dikkate alınmıyor. Taşkın olmasından korkuyoruz."

15 DÖNÜM ARAZİSİ KÜL GÖLÜ ALTINDA KALDI

Kapubağ Köyü’nde çiftçilik yapan 55 yaşındaki Muammer Kara, 15 dönüm arazisinin 5 yıldan bu yana suları yükselen kül gölü altında kaldığını söyledi. Kara, durumu santral yetkililerine defalarca bildirdiğine dikkati çekip, "Mağdur olduğumu söyledim. Mağduriyetimin giderilmesini istedim. Ancak, bir sonuç alamadım. Benim gibi arazileri suyun altında kalan pek çok kişi var. Onlar da gerekli yerlere başvuracaktır. Mağduriyetimizin giderilmesi için yetkilileri göreve davet ediyorum" dedi.



CY(AÖ/İD)