Mardin'in Derik İlçesi'nde 1993-94 yılları arasında faili meçhul cinayete kurban giden 13 köylüyle ilgili dönemin yüzbaşı rütbesiyle Derik İlçe Jandarma Komutanı olan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil'in 13 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istemiyle hakkında Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın ilk duruşması 11 Ekim 2012 günü Mardin'de görülürken, Tuğgeneral Çitil'in katılmadığı duruşma 25 Aralık 2012 tarihine ertelendi.

HUKUKLA İLGİSİ YOK

Adalet Bakanlığı, Tuğgeneral Çitil'in davasını Mardin'den Çorum'a aldı. Müşteki avukatlardan İHD Mardin Şube Başkanı Erdal Kuzu, davanın Çorum'a alındığı bilgisini aldıklarını ancak henüz resmi anlamda kendilerine tebliğ gelmediğini söyledi. Kuzu, "Ne sanık ne de müşteki avukatlarından herhangi bir talep olmamasına rağmen Adalet Bakanlığı verdiği bu kararla açık bir şekilde yargıya müdahale etmiştir. Bu karar sanığı korumaya yönelik bir karardır. Gerçeklerin gizlenmesine, yönelik bir karardır. Bu karar Mardin yargısını da reddetmiştir. Aileleri mağdur etmiştir. Bu karar çok açık olarak siyasi iktidarın güvenlikçi bakış açısının göstergesidir. Bu iktidarın bütün tezlerini çürütüyor. Herhangi bir güvenlik problemi yokken kimseden bir talep gitmezken Adalet Bakanlığının kendi inisiyatifi ile davanın Çorum’a gönderilmesine anlam veremiyoruz. Bunun kesinlikle hukukla ilgisi yoktur. Bu karar ayrıca Adalet Bakanlığı'nın yargı ve yargı makamlarını etkileyerek sanık koruma refleksini açık kanıtıdır. Dosyayı kapatmaya yönelik bir karardır. Musa Çitil’in halen görevi başında olması bile bunun teyididir. Bakanlık kendisine yakın muvazzaf askerleri korumaya devam ediyor" dedi.

Avukat Kuzu, 11 Ekim tarihinde Mardin'de görülen ilk duruşmada davanın TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkilendirilmiş özel yetkili mahkemede görülmesini talep ederek, "Dosyanın Diyarbakır TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkilendirilmiş ilgili mahkemesine gönderilmesini istiyoruz. Zira dosyanızda sadece sanık Musa Çitil hakkında dava açılmıştır. Ancak maktullerin ölümü tek başına işlenebilecek suçlar değildir" demişti.

BİZİ MAĞDUR ETTİ

Yakınlarını kaybeden ailelerden Yasin Avcıl, 18 yıl önce babası Vecdin Avcıl'ın faili meçhul cinayete kurban gittiğini belirterek, "Hepimizin bir umudu vardı. Artık Türkiye'de yasalar işleyecek. Kendini yasalar üzerinde görenlerin, eşkıya kanunlarını sürdüren insanların, hiçbir mahkemeye bakmaksızın kendini efsane gören insanların yargılanacağını, tutuklanacağını sanıyorduk. Bırakın bunu yapmayı artık onu aklamaya seferber olmuşlar. Davanın Çorum’a nakledilmesi açıkça hem bizi mağdur etmiştir, hem de bütün umutlarımızı yok etmiştir" dedi.

19 YIL SONRA DAVA AÇILDI

Derik'e bağlı Dumanlı köyünde 1993 yılında PKK'lılar ile askerler arasında çıkan çatışmada evin içinde sıkışan 7 askeri tavanı kazmayla delerek kurtaran Seydoş Çeviren, Ahmet Çeviren, Yusuf Çeviren, Abide Çeviren, Ramazan Çeviren ve Mehmet Necat Arıs'ın ahırın patlatılması sonucu ölümlerine sebep olduğu iddiasıyla dönemin Jandarma Komutanı Yüzbaşı Musa Çitil hakkında 19 yıl aradan sonra yeniden dava açıldı.

Tekrar dinlenen tanıkların beyanları doğrultusunda Derik İlçe Jandarma Komutanlığı'nın Derik Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu Musa Çitil imzalı 22.02.1993 ve 24.02.1993 tarihli yazılarda, sivil vatandaşların da olayda terörist şahıslardan sayılmak suretiyle toplam 9 teröristin öldürüldüğünün ileri sürülmesine karşılık Derik Savcılığı'nın DGM savcılığına gönderdiği görevsizlik kararında, maktulleri 'sivil vatandaşlar' olarak nitelendiren 1993/32-12 sayılı görevsizlik kararı ile ölen şahısların terörist olmadığı, terörist unsurlara yardım ve yataklık yaptıklarına dair herhangi bir delil elde edilemeyen vatandaşlar olduklarının belirtildiğine yer verildi.

1994 tarihli Jandarma tutanağında Derik ilçesinde taksicilik yapan Mustafa Aydın'ın PKK'lılar tarafından yolunun kesildiği ve öldürüldüğü belirtilirken, Aydın'ın kimliği tespit edilemeyen 'Servet' kod adlı itirafçının ihbarı üzerine Musa Çitil tarafından defalarca tehdit edildiği tanıkların ifadesinde yer buldu. Aydın, Mazıdağı sınırlarında kendi arabasında kafasına bir el ateş edilerek öldürülmüştü. 1994 yılında Derik'te yaşanan diğer bir olayda Mehmet Erek ile jandarma kontrol noktasında kaybolan Ahmet ve Ramazan Erek'in cesetlerinin Derik-Mazıdağ yolu kenarında bulunduğuna dikkat çekilen iddianamede 2 farklı Kalaşnikof kullanıldığı, silahlardan birinin 1 ay önce cesedi bulunan Mustafa Aydın'ın öldürülmesi olayında da kullanıldığının tespit edildiği ortaya çıktı.


NG(GG/AK)