Serpil KIRKESER/İSTANBUL,  Tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Engin Alan yazılı basın açıklamasında TBMM'ye ve millete seslendi, iktidarı eleştirdi. 

 CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın avukatı Selen Karaçalı tarafından gazetecilere ulaştırılan 3 sayfalık açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"TBMM , 24. dönem 2. yasama yılı çalışmalarına, 1 Ekim 2012 Pazartesi günü resmen başlayacak. Yüce meclis geçen yıl eksikli açılmıştı. Bu yıl dileğimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerine saygılı, Misak-ı Millli sınırları içinde kardeşçe yaşamayı yürekten isteyen, halkın oylarıyla seçilmiş tüm milletvekillerinin meclis'teki yerini almasıdır.


"BİZLER HÜKÜMLÜ DEĞİL, TUTUKLUYUZ"


Bizler, Türk halkından yüzbinlerce oy alarak, Anayasa'nın 80. maddesi uyarınca tüm Türk milletini temsil etmekle görevlendirildik. Yüksek Seçim Kurulu da, seçim sonuçlarını onaylayarak milletvekili mazbatalarımızı teslim etti. Ancak, milletvekili seçilmemizin üzerinden tam 1 yıl 3 ay geçmesine rağmen Silivri'deki özel görevli ve yetkili mahkemelerin, keyfi muameleleri neticesinde TBMM'nde yemin ederek, halkımıza karşı olan görevlerimizi yerine getirmemiz kasıtlı olarak engellenmektedir. Bizler hükümlü değil, tutukluyuz. Anayasa'nın 38. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen "Masumiyet Karinesi" uyarınca hakkımızda kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı sürece, suçsuz olarak kabul edilmemiz anayasal ve yasal bir zorunluktur. Üstelik tutukluyken halktan oy istemek, çok daha riskli ve sorumluluk gerektiren bir durumdur. Halkımız, bize verdiği oylarla suçlamalara inanmadığını, görev yerimizin meclis olduğunu ilan etmiştir.


"TÜRK HALKININ OYLARININ HİÇE SAYILMASI ANLAMINA GELMEKTEDİR"


İktidar partisi'nin, ülkemizde yaşanan bu demokrasi sorununu tamamen gözardı ederek 'Başka aday yok muydu?' şeklinde bir yaklaşım sergilemesi milli iradenin inkarı niteliğindedir. Oysa ki, aynı iktidar partisi, Mısır'daki Müslüman Kardeşler Örgütü'ne mensup bazı kişilerin milletvekili seçildikten sonra, derhal tahliye edilmelerini sevinçle karşılamış ve demokrasinin bir zaferi olarak kabul etmiştir. İktidar partisinin milli iradeye vatandaşı olduğu ülkeye, mensubu olduğu partiye ve siyasi düşünceye göre farklı yaklaşımlar sergilemesi demokratik hukuk devletinde kabul edilemez bir çifte standart teşkil etmektedir. Üzülerek söylemek gerekirse, tutuklu milletvekilleri sorununu, sadece bu kişileri aday gösteren partilerin sorunuymuş gibi göstermek, bizleri tutuklu olduğumuzu bile bile kendilerini temsil etmekle görevlendiren Türk halkının oylarının da hiçe sayılması anlamına gelmektedir.


"MİLLETİN VEKİLİ TUTUKLUYKEN, KENDİSİ DE ESARET ALTINDADIR"


"Türkiye'nin sorunlarının başlıca ve tek çözüm yeri olan meclisin yeni yasama yılına hazırlandığı şu günlerde yargıyı, milli iradeye saygı göstermeye çağırıyoruz. TBMM'yi, üyelerinin yaşadığı hukuksuzluğa sessiz kalmamaya; Türk milletini ise oylarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki, milletin vekili tutukluyken, kendisi de esaret altındadır."


 


SK (MK)