Hakkari Valiliği, olaydan sonra "Oğul Köyü Kanireş Çeşmesi bölgesinde tespit edilen (1) dinamik hedefe, 31 Ağustos 2017 Perşembe günü saat 15.30 sıralarında, SİHA (BAYRAKTAR) ile (1) bomba atılmıştır" şeklinde bir yazılı açıklama yaparak vurulanları "bölgedeki teröristlerle toplantı halindeki işbirlikçiler" olarak tanımladı.

Olayın ardından HDP Hakkari milletvekilleri ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, SİHA'nın vurduğu kişilerin "terörist" değil, şehir merkezinde herkesin tanıdığı siviller olduğu yönünde açıklamalar yaptı.

Soylu: Güvenlik kuvvetlerimiz çok dikkatli, bir takım hatalar olabilir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Kurban Bayramı'nda Hakkari'yi ziyaret ettiğinde konuyla ilgili şunları söyledi:

"İHA'larla çok terörist görüyoruz. Kısıtlarımız vardır, biz bu kısıtlarımız dışında kesinlikle hamle ortaya koymayız. Özellikle terörist olarak nitelendirmediğimiz veya vatandaşı bir şekilde teröristle yan yana gördüğümüz hiçbir noktada bir müdahale bugüne kadar ortaya koymadık.

"Teröristle vatandaşı ayırarak esas terörle mücadele ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu konuda da güvenlik kuvvetlerimiz çok dikkatli davranmaktadırlar. Bir takım hatalar, eksiklikler olabilir. Bunları da değerlendirerek gerekli tedbirleri de alıyoruz."

Saldırıda yaşamını yitiren Mehmet Temel, ailesiyle birlikte

Saldırıda yaşamını yitiren Mehmet Temel, ailesiyle birlikte

Abi Tahir Temel: Terörist diye tabut vermediler

Olayda hayatını kaybeden Mehmet Temel'in abisi Tahir Temel, SİHA'ların vurduğu dört kişinin sivil olduğunu söyleyerek, terörist oldukları iddiası ile yapılan yanlışlığın örtbas edilmeye çalışıldığını iddia ediyor.

Tahir Temel, kardeşi Mehmet'in, Bayram arifesinde annesini almak üzere köye gittiğini, annesinin işlerinin uzaması üzerine üç akrabası ile köyün 200 metre uzağındaki piknik alanına giderek mangal yaptıklarını söylüyor:

"Hakkari'nin her yerinde güvenlik noktası var, kardeşim köye giderken güvenlik noktasından kontrolden geçmiş. Annemin işleri uzayınca akrabalarımızla köyün hemen yanında, kaynak suyunun olduğu piknik alanında ızgara yapıp annemin işlerin bitirmesini beklemişler.

"O sırada SİHA'lar vurmuş. Kimse görmemiş, daha sonra fark edilince köylüler kendi imkanları ile hastaneye götürmüş.

"Hastanede binlerce güvenlik görevlisi ile kuşatılmıştı, şehrin ileri gelenleri, esnaf vurulanların sivil olduğunu söyledi ama dinletemedik, yaklaşmamıza izin verilmedi, hatta gaz ve plastik fişekle saldırdılar.

"Terörist diyerek ne tabut verdiler, ne doğru dürüst yıkanmasına izin verdiler, ne de imamın gelmesine izin verdiler. Taziyeyi kendi kapıma kurduğum çadırda yapıyorum ama sokağımızın suyunu kestiler.

"Bölgede örgütün silahlı elemanları varsa, bu onların suçu mu?"

Kardeşinin ve akrabası olan diğer üç kişinin Hakkari'de herkesin tanıdığı bildiği isimler olduğunu söyleyen Temel, kardeşi Mehmet'in aralarında devlet kuruluşlarının da yer aldığı birçok binanın kalorifer tesisatını yapan bir usta, İbrahim Sak'ın ise devlet dairesinden emekli olan bir kişi olduğunu belirtiyor.

Vurulan dört kişinin de aile babası olduğunu, kardeşinin üç çocuğu bulunduğunu, ağır yaralanan dayısının oğlu İsmail Aydın'ın ise olaydan üç gün sonra bir bebeği olduğunu aktaran Temel "Vurulan dört kişinin toplam 24 çocuğu var. Dördü de pikniğe gitmiş, o bölgede örgütün silahlı elemanları varsa, bu onların suçu mu?" diye soruyor.

HDP'li siyasetçilerden oluşan bir heyet, saldırıda ölen ve yaralananların aileleriyle görüştü

HDP'li siyasetçilerden oluşan bir heyet, saldırıda ölen ve yaralananların aileleriyle görüştü

"Sabıka kaydı bile yok"

Tahir Temel, vurulan kişilerin PKK ile toplantı yaptığı iddiasına da karşı çıkıyor:

"PKK ile toplantı yaptıkları iddiası kesinlikle yanlış. O bölgede örgütün elemanları varsa, bilmem.

"Kardeşimin örgütle zerre kadar bağlantısı varsa, yapılanları kabul ederim ama onun bir sabıka kaydı bile yok. Devlet de bunu çok iyi biliyor ama onların sivil olduğunu kabul etmek, işlerine gelmiyor."

Bağımsız heyet talebi

Tahir Temel, Hakkari'ye bağımsız bir heyetin gelmesini talep ediyor:

"Konuştuğum herkese şunu söyledim, bağımsız bir heyet Hakkari'ye gelsin, bizimle de değil, şehirde herhangi bir insanla konuşsunlar, vurulanların terörist mi, sivil mi olduğunu araştırsınlar, sivil olduklarını herkes söyleyecektir. Ama devlet, medyayı da arkasına alarak 'Ben teröristtir diyorsam, öyledir' diyor. Madem teröristlerdi neden tutuklamadınız bunca zaman?"

ABD'nin çeşitli ülkelerde SİHA'larla düzenlediği hava saldırıları da çeşitli tartışmalara yol açıyor. Bu saldırılarda sivillerin de

ABD'nin çeşitli ülkelerde SİHA'larla düzenlediği hava saldırıları da tartışmalara yol açıyor. Bu saldırılarda sivillerin de "yanlışlıkla" hedef alındığı olmuştu. ABD'nin eski başkanı Barack Obama, 2016'da yaptığı açıklama ile SİHA bombardımanlarında 116 sivili öldürmüş olabileceklerini, ancak gerçek sayıyı bilmenin imkansız olduğunu söylemişti

Yaralılara soruşturma açıldı, taburcu olduktan sonra tutuklandılar

HDP'li Ahmet Yıldırım da bu olayda hiçbir sivil insanın zarar görmediği açıklamasını yapan Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi, "Ölen Mehmet Temel ve yaralı üç kişinin bu olay öncesinde herhangi bir örgütün üyesi olduklarına dair mahkeme kararı ya da soruşturma var mıdır" diye sordu.

Öte yandan Hakkari Valiliği, dün yayınladığı bir basın açıklamasında SİHA'nın vurduğu İbrahim Sak ve Musa Tarhan'ın taburcu olduktan sonra 'Terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandıklarını duyurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Muhalefetin temsilcisi 'SİHA'lar sivilleri vurdu' diyor. Nerede o siviller?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Muhalefetin temsilcisi 'SİHA'lar sivilleri vurdu' diyor. Nerede o siviller?

Tanrıkulu: Savaşın da kuralları vardır

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında bu olayla ilgili açıklama yapmış, 'Bu yöntem ancak savaşta olur' diye tepki göstermişti:

"Eskiden JİTEM vardı, şimdi aynı görevi SİHA'lar yapıyor. Böyle yöntem hukuk devletinde olmaz ancak savaşta olur; savaşın da kuralları vardır.

"AKP hükümeti, 2002'de seçim bildirgelerine, hükümet programlarına bakıldığında, adalet, özgürlük, eşitlik ve insan haklarına saygı iddiasıyla geldi.

"15 yıl sonunda TOMA, dozer, SİHA iktidarına dönüştü. Bu iktidarın adı TOMA, dozer ve SİHA iktidarıdır."

Soylu: Ağzının payının verilmesi lazım

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Tanrıkulu'na sert bir cevap vermişti.

Soylu, Tanrıkulu'nun açıklamasını "zehirli" olduğunu savunmuş, "PKK'yı terör örgütü değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti ile eşit şartlarda savaşan bir yapı olarak kabul ettiğini" söylemişti:

"Aslında silahlı insansız hava araçlarını bir şekilde suçlamaya çalışırken, terörle yaptığımız mücadeleden incindikleri apaçık ortadadır. Bunu açık söyleyeyim ana muhalefet partisinin bu milletvekiline acilen çağırıp ağzının payını vermesi lazım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da SİHA'lar ile ilgili tartışmaya dahil olmuş ve şu sözlerle Sezgin Tanrıkulu'nun yaptığı açıklamaya tepki göstermişti:

"Muhalefetin temsilcisi 'SİHA'lar sivilleri vurdu' diyor. Nerede o siviller?

"SİHA'lar teröristleri vuruyor. Muhalefet liderinin Tanrıkulu'na 'Sen güvenlik gücünden mi yanasın, teröristten mi yanasın' diye sormasını beklerdim."

Hakkında soruşturma açılan Sezgin Tanrıkulu: Milletvekili bunu konuşamayacaksa neyi konuşacak!

Hakkında soruşturma açılan Sezgin Tanrıkulu: Milletvekili bunu konuşamayacaksa neyi konuşacak!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Tanrıkulu hakkında soruşturma başlattı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Tanrıkulu'nun "Eskiden JİTEM vardı, şimdi aynı görevi SİHA'lar yapıyor. Böyle yöntem hukuk devletinde olmaz ancak savaşta olur; savaşın da kuralları vardır" sözleri ile ilgili TCK 301'den soruşturma başlattı.

Tanrıkulu soruşturmanın, Cumhurbaşkanı'nın açıklamasından hemen sonra başlatılmasına dikkat çekti:

"Yargının nasıl çalıştığının çok çarpık bir göstergesi. KHK ile bu düzenleme yapıldığında 'Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Parlamentoya kayyum olarak atandı' demiştim.

"Parlamentonun kendisine ilişkin bir düzenlemenin KHK ile yapıldığı bir dönemden geçiyoruz. İlk soruşturma da bana açıldı. Milletvekili bunu konuşamayacaksa neyi konuşacak!" (BBC)