Muğla'da 12 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen olaylarda, Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, kurşunla omzundan vurularak ağır yaralandı ve kaldırıldığı İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Şerzan Kurt'un ölümü ile ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi'nde görevli polis memuru Gültekin Şahin tutuklandı. Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Olası kasıtla nitelikli adam öldürme' suçundan dava açıldı. Mahkeme, güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir'de görülmesine karar verdi.

Sanık polis memuru Gültekin Şahin'in yargılanmasına Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmayı öldürülen Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt, annesi Necla Kurt, Şanlıurfa BDP Milletvekili İbrahim Binici ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri izledi. Duruşma nedeniyle polis, adliye binası önünde ve çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı.

TUTUKLULUK HALİ DEVAM ETSIN

Öldürülen Şerzan Kurt'un yakınlarınının avukatı Mustafa Rollas, duruşmada yaptığı konuşmada sanık polis memuru Gültekin Şahin'in hedef gözeterek kasten öldürme olayını gerçekleştirdiğini öne sürdü. Avukat Rollas, "Gizli tanığın ifadeleriyle bilirkişi raporundaki düzenleme ve yazılar birbirini tutmuyor. Özel isimler geçmiyor. Atış açısı bakımından bu önemlidir. Suçu polis memuru Gültekin Şahin'in işlediğine dair deliller kuvvetlenerek artmıştır. Sanığın eylemi kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek olarak görüyorum. Tutukluluk halinin devamını istiyoruz" dedi.

GEÇ KALAN ADALET ADALET DEĞİLDİR

Tutuklu sanık polis Gültekin Şahin'in avukatı Erol Halka da, müvekkilinin 2 yıla yakın bir zamandır tutuklu olarak yargılandığını ve olayı işlediğine dair bir delil bulunmadığını savunarak tahliye talebinde bulundu. Erol Halka şunları söyledi:

"Savunma olarak bizim ortaya koyduğumuz sadece hakikattir. Hakikat acı olabilir. İnsanlar bazen hakikatleri duymak, görmek istemeyebilirler. 10 Mayıs 2010 tarihinde Gültekin Şahin olayla ilgili tutuklanmıştı. Yaklaşık 2 yıldır tutuklu olarak yargılanmaktadır. Bu dava Türkiye'deki ender davalardan bir tanesidir. Adli Tıp Kurumu'ndan gelen rapor üzerinde duruyoruz. Daha önce gelen raporlar var. Gelen raporlara göre Şerzan Kurt'un başından aldığı darbe sonucu mu yoksa aldığı kurşun yarasından mı öldüğü yönde bir rapor yoktur. Olay Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapora bağlandı. Biz bu rapor sonucuna göre tahliye olacağına inanıyoruz. Ama geç kalan adalet, adalet değildir. Kasten öldürme olayı söz konusu değildir. Gültekin Şahin, toplumsal hadiseyi kamu adına sivil vatandaşlara, masumlara bir şey olmaması için amirlerinden aldığı yetkiyle önlemeye çalışmıştır. Yapılan işler yasaldır. Kasten öldürme suçunun şartları oluşmamıştır. Ortada onlarca tanık varken gizli tanığın ifadelerine itibar edilmektedir. Gizli tanığın da kim ve nasıl birisi olduğu belli değildir. Gizli tanığın kendi içerisinde çelişkiler vardır. Bilirkişi kuruluş tarafından alınan rapor vardır. Kurşunun hangi istikamette gittiği bellidir. 60 metreden yapılan bir atış 6-6.5 metre yüksekten gitmektedir. Gültekin'in yaptığı atışın Şerzan'a gitmesi mümkün değildir. Kendisi 2 yıla yakın bir zamandır tutukludur. Eşi ve çocukları mağdur durumdadır. Gerçek faillerin ortaya çıkmasını bizler de istiyoruz. Maktulün yakınlarının acısını paylaşıyoruz ve Gültekin Şahin'in tahliyesini istiyoruz."

TAHLİYESİNİ İSTEDİ

Tutuklu sanık Gültekin Şahin de mahkeme heyetinden tahliyesini istedi. Polis memuru Gültekin Şahin, Şerzan Kurt'un kendi silahından çıkan kurşunla ölmediğini öne sürerek, "Atış mesafesi ve atış şekli gizli tanığın ifadelerine göre mi belli olacak. Dosyada bilirkişi raporu vardır. Benim atış mesafem yaklaşık 70 metredir. Silahımın etkili mesafesi ise 50 metredir. Benim etki alanımın dışındadır. İddianamenin içi boştur. Benim olay yerinde 3 atışım vardır. İddianameye göre 6 atış belirtilmektedir. Bu olayın benimle hiçbir alakası yoktur. Bu olaya taksirle ölüm bile denilemez. Olayı benim yapmadığım ortadadır. Adaletin gecikmesinin nedeni ben değilim. Başına aldığı darbe veya kurşun yarasından öldüğü önemli değildir. Çünkü olayla benim ilgim yok. Kaçma ihtimalim yoktur. Ev ve iş adresim bellidir. Eşim ve çocuklarım mağdurdur. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu.

MAHKEME HEYETİ TAHLİYE İSTEĞİNİ KABUL ETMEDİ

Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan ölen Şerzan Kurt'un olay günü giydiği kıyafetlerinin ve vücuduna girip çıktığı öne sürülen mermi çekirdeği ile ilgili raporun gelmesinin beklenmesi amacıyla duruşmayı 25 Mayıs tarihine ertelerken, sanık Gültekin Şahin'in tahliye talebini kabul etmeyerek tutukluluk halinin devamına karar verdi.