Olay, 8 Ekim 1996’da Sakız adası yakınlarında meydana geldi. Ege Denizi üzerinde günlük rutin eğitim uçuşu yapan Türk F-16’larının saat 14.50’de Sakız adası yakınlarındaki iki Mirage 2000 tipi Yunan Savaş uçağı ile karşılaştı. Yunan Mirage uçağındaki pilot Thomas Grivas’ın Türk F16’sının ateşleme sistemini kilitleyip, uçakta yüklü “Magic” füzesini ateşledi. Olayda, Yüzbaşı Nail Erdoğan uçağının düşmesi sonucu şehit oldu. Olay, Genelkurmay yetkilileri tarafından it dalaşı sırasındaki “kaza' olarak değerlendirildi. Şehit Pilot Nail Erdoğan’ın cesedi bugüne kadar çıkarılamadı. Olaydan 7 yıl sonra Yunan basınında yayınlanan haberlerle uçağın kaza sonucu değil, vuralarak düşürüldüğü ortaya çıktı.

Şehit Pilot’un annesi Selvi Erdoğan ve kardeşleri, olayın ortaya çıkmasından sonra avukatları Mehmet Emin Keleş aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Yunanistan aleyhine, dava açtı, Yunanistan’dan aile adına toplam 625 bin Euro tazminat talep etti.

Açılan davaya altı yıl sonra cevap geldi. Dava AİHM 3. Daire’de 'Kabul edilemezlik' kararıyla geri döndü. Kabul edilemezlik kararı üzerine, avukat Keleş, AİHM’e bu kez karar düzeltme isteminde bulundu. Avukat Mehmet Emin Keleş, yaptığı açıklamada, “AİHM’nin kabul edilemezlik kararı, Yunanistan’daki iç başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesine dayalıdır. Kabul edilemezlik kararının, oybirliğiyle verilmesi gerekmektedir. Ancak karar veren hakimlerden birisi Rum asıllıdır. Dolayısıyla bu karar adil bir karar değildir. Sözkonusu karara bu gerekçelerle itiraz ettim” dedi.

Keleş, “Yunan hükümetinin savunması dahi alınmamıştır. Yaklaşık 6 yıllık bu sürede ne beklenilmiştir? Bu süre makul ve adil bir yargılama süresi midir? Varsa bu süredeki Başvurucuların hak kayıplarını kim telafi edecektir? Yunan makamlarınca konu ile ilgili ne gibi bir inceleme yapıldığının, soruşturmanın ne şekilde yürütülüp sonuçlandırıldığının sorulması gerekmektedir. Çünkü işlenen suç, "Takibi şikayete bağlı bir suç' değildir, cinayet suçudur. Yani, Yunan kamu makamlarının başvuru olmasa dahi kendiliğinden harekete geçerek soruşturmaları ve cezalandırmaları gereken bir suçtur. AİHM tarafından böyle bir inceleme yapılmamıştır. Yunan makamlarınca da etkili bir soruşturma yapılmamıştır. Ailenin maddi gücü, Yunanistan’da dava açmaya yeterli değildir. Zaten AİHM’de de adli yardımdan yararlanarak dava açılmıştır. Kanımızca Yunanistan’da açılacak davalar etkili iç hukuk yolunu da oluşturmamaktadır. Soruşturma kapatılmış, kanıtlar karartılmıştır. Genelkurmay elindeki delil ve bilgilere ise ulaşamamış durumdayız. Bu nedenle Genelkurmay’ın bir desteği ve müdahalesi olmadan bu davalardan bir sonuç alınması mümkün görünmemektedir. Aile de şehidimizin hesabının Devlet tarafından sorulacağı beklentisi içerisindedir” dedi. Keleş halen karar düzeltme başvurularının sonucu beklediklerini bildirdi.


BK (İÖ/SSA) (FOTOĞRAF)