Şırnak'ta vatani görevini yaparken kaza kurşunuyla vurulup şehit olduğu bildirilen ve kurduğu grupla katıldığı televizyondaki 'Yetenek Sizsiniz' yarışmasıyla adını duyuran er İsmail Akça'nın, memleketi Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde bugün öğleyin yapılması planlanan cenaze töreni ertelendi. Önce kaza kurşunuyla kendini vurduğu, daha sonra bir arkadaşından gelen telefonda 'kaza ya da intihar olmadığının' ileri sürülmesi üzerine, İsmail Akça'nın kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için ailesi yeniden otopsi yapılmasını istedi. Bu istek üzerine şehit er İsmail Akça'nın cenazesi Kuşadası'ndan bugün İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Cenaze töreni için Akça ailesinin evinin önünde toplananlara şehit er İsmail Akça'nın amcası Hasan Akça, cenaze töreninin ertelendiğini söyledi. Hasan Akça, ailenin isteği üzerine Cumhuriyet Savcılığı'nın cenazeyi otopsi yapılmak üzere İzmir'e gönderdiğini, otopsinin tamamlanmasından sonra cenaze töreni yapılacağını duyurdu.

ASKER İNTİHARLARINI HATIRLATTI

Kalabalığın dağılmasından sonra gazetecilerle konuşan Hasan Akça, TBMM İnsan Haklarını İnceme Komisyonu'nun 'Kışlada ölen asker sayısı, çatışmada ölenden fazla' yönündeki açıklamasını hatırlattı. Hasan Akça, şöyle dedi:

"Araştırmada son 10 yılda 934 intihar olayı yaşanırken, çatışmalarda şehit düşenlerin sayısı daha az. Biz bunun altında bir sır perdesi olduğunu düşünüyoruz. Bu ya içeriden PKK'lıların işi olabilir ya da kimsenin görmediği yerde öldürülenler için intihar raporu tanzim edilmiş olabilir."

"SIR PERDESİ ARALANSIN"

Askeri yetkililerin evde taziyede olduğu sırada baba Asım Akça'ya oğlunun bir arkadaşından telefon geldiğini, arayan kişinin "Ağabey oradaki komutanlara inanma, İsmail'i onlar bitirdi" sözlerine odadaki askerlerle diğer kişilerin şahit olduğunu belirten Hasan Akça, olayın aydınlatılması gerektiğini belirtti. Kuşadası Cumhuriyet Savcılığı'ndan, otopsi taleplerine bugün yanıt verildiğini ifade eden amca Hasan Akça, şöyle devam etti:

"Önce yeğenimin kaza kurşunu ile vurularak şehit olduğunu öğrendik. Daha sonra Şırnak'ta birlikte görev yaptığı üst düzey komutanları cenazeyi teslim etmek için geldi. Bunun bir intihar olayı olduğunu, tabancayla kendini vurduğunu, tabancanın bir komutanına ait olduğunu söylediler. Biz buna inanmadık, çekincelerimizi söylerken o an bir telefon geldi. Bu konuşmayı Şırnak'tan gelen komutanlar da duydu. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Vatan için savaştırdığımız çocuğumuzun intihar görüntüsü verilerek cenazesinin gönderilmesini hiçbir vicdan kabul etmez. Biz savcılığa ve emniyet müdürlüğüne gerekli müracaatlarımızı yaptık. Belki sonuç çıkmayabilir, önemli olan kafadaki soru işaretlerini bitirmek. Sonuçta bir hukuk devletiyiz, demokrasi için savaşıyoruz. Emin olmak için başvurmalarımızı yaptık. Soruşturma ile ilgili hiçbir bilgi alamadık. Yeğenim çok cesur bir çocuktu. Haksızlığa dayanamazdı. Haksızlığa karşı komutanları da olsa mutlaka tepkisini koyabilecek bir yapıdaydı. Gözünü budaktan sakınmayacak biriydi. Kendisini vurma gibi düşüncesi olacak biri kesinlikle değildi. Sokakta gördüğüm herkes dahil, emniyetteki polis arkadaşlar tarafından da sevilen bir kişiliğe sahipti."