Ak Parti'nin, Düzce Pelemir Otel'de düzenlediği teşkilat içi eğitim programına Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin katıldı. Partililere seslenen Şahin, 2013 bütçesini hazırlarken en büyük payı eğitime verdiklerini belirterek, "Bütçemizi görüşürken eğitimden sağlıktan ne kadar keseceğimizi konuşmadık. Eğitime daha ne kadar ekleme yapabiliriz bunu konuştuk. En büyük payı eğitime ayırdık" dedi.

2013 yılında 79 bin memur, 47 bin de geçici personel alacaklarını belirten Şahin, "Devlette istihdam sağladığımız bütün bu insanlar adil bir şekilde sınavdan geçerek kamu kurum ve kuruluşlarında atanıyor. Kamu personel sınavına girecekler ve adil bir şekilde atanacaklar. Artık, torpil ve kayırmacılığı ortadan kaldırmış bir iktidar var" diye konuştu.

Asgari ücreti yeterli bulmadıklarını belirten Mehmet Ali Şahin, şöyle devam etti:

"Şimdi asgari ücrete ayda 34 lira zam yaptığımız konuşuluyor. Biz kamuda çalışanlara asgari ücret uygulamıyoruz. En düşük memur maaşı; 1700 TL civarındadır. Bu asgari ücret, özel sektör içindir. Özel sektör, 'Biz bunları kaldırabiliriz, asgari ücret yukarı çıktığında işçi çıkarmayız' diyerek kayıtsız çalışma yoluna gitmeyecekleri garantisi verirlerse bizim için mesele değil. Ancak, asgari ücreti belirlerken özel sektörün durumunu bunu kaldırıp kaldırmayacağını da görüşmek durumundayız. Asgari ücreti biz de yeterli görmüyoruz. Piyasaya düşünmek, onların kaldırabileceği bir rakamı onlara teyit etmek durumundayız" dedi.
ODTÜ'deki son olaylara değinen Şahin, Türk mühendislerin yaptığı Göktürk 2 uydusunun uzaya gönderilmesinin herkesi gururlandırdığırı, güvenlik açısından önem taşıyan uydunun fırlatılması sırasında birilerinin bunu protesto etmeye kalkıştığını üniversiteyi de karıştırdığını söyledi. AK Parti'li Mehmet Ali Şahin, şöyle devam etti;

"Bu uydunun uzaya girmesinde en büyük paya sahip olan Başbakanımızı protesto etmek için öğrencilere yakışmayan davranış sergiledi. Ancak bunun üzücü yanı bazı siyasi partilerin bunu istismar etmesidir. Özellikle ana muhalefet partisinin bunlara destek verip sıvazlamasıdır. Bunlar bir öğrenci hareketi değildir. Bu, vesayet rejiminden demokrasiye geçişle ilgili tarihi adımlar attığımız bu dönemde hala vesayet rejimi özleminde olanların son provası. Ancak asla hedeflerine ulaşamayacaktır. Gençlerimizi 1 Mayıslar'da, 12 Martlar'da, 12 Eylül 1980'e girerken kullandılar. Şimdi de ellerinde iki silahları kaldı; Biri PKK terörü, diğeri 'Üniversitelerde yeniden öğrenci hareketliliği başlatabilir miyiz'dir. Buradan sesleniyorum; köprünün altından çok sular aktı. Beyhude çırpınmayın. Biz uzaya uydu atarken onlar slogan atar. Aradaki fark budur"


HK(MÇ/İD)