Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Şafak Aksoy ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Vizesiz Avrupa Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Harun Gümrükçü, Geri Kabul Antlaşması ile ilgili AÜ Senato Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Gümrükçü, AB ile Türkiye arasında vize muafiyeti başlatacağı iddia edilen antlaşmanın Türkiye'nin 42 yıllık kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemeler içerdiğini iddia etti. Antlaşmada öngörüldüğü şekilde 2015 yılında sürecin tamamlanması halinde Türkiye'nin hiçbir zaman AB'ye üye olamayacağını ileri süren Prof.Dr. Gümrükçü, "Bugüne kadar hiçbir AB ülkesinin hakları pazarlık konusu yapılmamıştır. Bu bir ilktir. Kazanılmış haklarımızı inkar etmemizi bekliyorlar" diye konuştu.

HAKLARIMIZI ÖNLEMEK İSTİYORLAR

AB'nin vize muafiyeti karşılığında Türkiye'ye Geri Kabul Antlaşmasını'nı imzalatmak istediğini ve bunu 'siyasi anlamda ahlaksız teklif' olarak gördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Gümrükçü, bunun gizli bir gündem olduğunu ve Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü kesme amacı güttüğünü ileri sürdü. Bu pazarlık sürecinde devlet büyüklerinin, AB ile birlikte Avrupa Adalet Divanı kararlarına saygılı kalacaklarını yazılı hale getirerek açıklaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Gümrükçü, şöyle konuştu:

"Her iki taraf da mahkeme kararlarına saygılı olacağını açıklasın. Vize konusunda lehimize 6 karar çıkardık. 7'nci karar şu anda Adalet Divanı'nda görülmekte. Türkiye vize hakkını pazarlık yaptığı için mahkemenin karar vermesine gerek yok denecektir. Ankara Antlaşması ve Katma Protokol'deki haklarımızı önlemek istiyorlar. Geri Kabul Antlaşması, Türkiye'nin sahip olduğu vize ve vize ötesi haklarla ilgisi yok, her ikisi birbirinden ayrı konular. Antlaşma imzalanırsa milli çıkarlara ters düşer. Ümit ediyorum bu yola girilmez. Milli çıkarlar ve haklar AB nezdinde korunur."

KRİTİK VE TEHLİKELİ SÜREÇ

AÜ İİBF Dekanı Prof. Dr. Şafak Aksoy ise Türkiye'nin kritik ve tehlikeli bir süreçten geçtiğini ve 42 yıllık haklarının tamamını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti. Bu süreçte Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve AB Bakanı'na ayrı ayrı bilgilendirme yazıları yazdıklarını dile getiren Prof.Dr. Aksoy, "Resmi yazıyla başvurduğumuz dört makama da konunun önemini arz ettik. Türkiye'nin kazanılmış hakları, neler yapılması gerektiği, AB tarafından yapılmış ihlaller, Avrupalı saygın hukukçuların görüşlerini de ekledik. Bu konuda hem vatandaş, hem bilim adamı olarak ülkemize olan sorumluluğumuz gereği bilgilendirme görevimizi yerine getirdik. Ülkemizin, vatandaşlarımızın hukukunun korunması için gerekeni yaptık" ifadelerini kullandı.