Yalova Belediyesi'nin düzenlediği bisiklet festivaline katılmak üzere kente gelen Prof.Dr. Ahmet Ercan, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Depremin tarihi ve şiddetine yönelik 2 ayrı kestirim yaptığını belirten Prof.Dr. Ercan, "İstanbul Depremi diye bir deprem yok. Beklenen deprem Marmara Depremidir" dedi. 1999 depremi sonrasında birçok deprem kestirmecinin ortaya çıktığını, bir çok deprem tarihinin gündeme getirildiğini belirten Prof.Dr. Ercan, "Bunların hiç birinin bilimsellikle alakası yoktur. Ben, iki deprem kestirimi yaptım. Birisi gerginlik birikiminden, birisi de 4 bin yıllık depremsellikten olan araştırmalarımdır. Gerginlik birikimi kestirimine göre, 2029 yılından önce deprem olmaz çıktı. Depremsellikte ise 2045 yılından önce olmaz çıktı. Mühendislik olarak, bunların güvenilirlik derecelerine baktığımda, Marmara Denizi'nin tamamının, tek bir deprem bölgesi olarak ele alınması gerekmektedir. 1999 yılındaki Gölcük Depremi, aynı anda bizim beklediğimiz Marmara Depremi'dir. Gölcük Depremi'nde bizim beklentimizin üzerinde bir gerginlik boşalması oldu" diye konuştu.

DEPREM SİVRİADA İLE KÜÇÜKÇEKMECE ÖNÜNDE OLUR

Depremin düzeltilmiş büyüklüğünün 7,5, yüzey dalgası büyüklüğü ise 7,8 olduğunu söyleyen Prof.Dr. Ercan, "Boşalan gerginlik miktarı 132 atom bombasına denktir. 180 kilometrelik bir bölümü de kırmıştır. Yani bu fay, Armutlu açıklarına kadar kırılmıştır. Yalova'da da balık kılçığı biçiminde bir kırık oluşmuştur. Birisi Yalova önünden geçti. Diğeri ise Çiftlikköy'den, Bostancı istikametine kırıldı. Bir tanesi de Adaları kıstırdı. Hem doğu, hem de batısından Heybeliada'ya kadar kırdı. Şimdi gerginlik, Heybeliada'nın olduğu yerden doğu batı yönünde İstanbul'a doğru basınç uyguluyor. Yalovalıları korkutmak gibi bir niyetim yok ama gerçekleri de söylemem gerekiyor. 1894 Adalar Depreminin benzerini bekliyorum. Aşağı yukarı depremin olacağı yer Sivriada ile Küçükçekmece'nin önü olacaktır. 7 ile 10 kilometre derinlikte meydana gelecektir. Büyüklüğü de hiç beklendiği gibi değil. 6,4 ile 6,7 arasında bir büyüklük olabilir. Daha büyük bir deprem olması benim açımdan çok şaşırtıcı olur. Bu oranda bir gerginlik birikimi yok ki 8 veya 8,5 gibi uçuk bir deprem üretsin. Kurgular hep çok büyük deprem olacak, 200 bin, 500 bin kişi ölecek dese de bunlar bilimsel dayanağı olmayan, çığırtkanca açıklamalardır" dedi.

Olası depremin, tek bir deprem olmayacağını ve bir deprem içinde 2 ile 3 deprem olacağını kaydeden Prof. Dr. Ercan, "Marmara Ereğlisi'nin önünde de denizden 10 ile 15 kilometre içerde olacak. Bu da Yalova'ya 15 kilometre yaklaşacak anlamına geliyor. Bu da depremin, Yalova'dan 45 kilometre açıkta olması demektir. Gölcük Depremi kadar uzakta ama bu kez kuzeyde bir deprem olacak. Bu deprem, hem kuzeybatıdan, hem de doğu batı doğrultusunda Yalova'yı vuracak. Yalova, Gölcük Depremi'ni atlattı ama Kuzey Marmara Depremini bekliyor. Ben Yalova odaklı bir deprem beklemiyorum. Marmara Depreminde Yalova'da bir kırık oluşmayacak belki ama sarsıntı Yalova'yı da etkisi altına alacak. Kocaeli, Bursa ve Orhangazi'yi de etkisi altına alacak. 'Biz depremi atlattık' diye bir olay yok. Bu etki altında olacak her yerde güçlendirilmemiş, mühendislik hizmeti almamış kötü yapılarda yıkım olacaktır" diye konuştu.

"İNŞALLAH İLE ALLAH KORUSUN İLE YAPI KURTULMAZ"

Türkiye'nin, deprem konusunda ciddi bilgi birikimi kazandığını belirten Prof.Dr. Ercan, "Yapı, inşallah ile Allah korusun ile kurtulmaz. Yapı, mühendislik bilgisi ile kurtulur. Bu uyduruk lafları bir yere bırakıp bilimden faydalanmak gerekiyor. 'Türkiye, büyük bir atılım başlattı. '1999 Depremi'nden beri hiçbir şey yapmadık' sözü fevkalade yanlış. 1999 Depreminden beri Türkiye Cumhuriyeti çok şey yapmıştır. Her şeyden önce basınımızla biz depremciler arasında imzalanmamış bir sözleşme ile bilgi akışı başladı. Biz basın yolu ile tüm bildiklerimizi anlattık. Bugün sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Ayşe Hanım, yurtdışına gidip Amerika'daki 'Catherine'ye kırık nedir, nasıl işler, kaç türlüdür, atım nedir onu anlatır. Deprem bilinci yok lafı Türkiye'de doğru değil. Ayşe Hanımın sadece yapısının durumunu ya da iyi yerde olup olmadığını bilmeye ihtiyacı var" açıklamasında bulundu.

"TOKİ, TÜRK MUCİZESİDİR"

Kentsel Dönüşüm ve TOKİ'yle ilgili konuşan Prof.Dr. Ercan, "1999 Depreminden sonra yapılan en önemli işlemlerden bir tanesi, deprem vergisinin konmasıdır. İnsanlar hala bu vergiyi ödüyor. Bunun arkasından AK Parti hükümeti geldiğinde, fonda 12 milyar dolar para vardı. O fondaki paralarla Yalova'da ve diğer deprem bölgelerinde, deprem konutları yapıldı. Sağlam yerlerde sağlam konutlar yapıldı. Dünyanın hiçbir yerinde 2 yıl ödemesiz, 20 yıl vadeyle, faizsiz, ayda 100 lira ile ev sahibi olan yok. Bu, TOKİ'nin Türk mucizesidir. Biz hep yermeyi biliyoruz, övmeyi bilmiyoruz. Deprem, siyasi konu yapılamaz. Kentsel Dönüşüm, siyasi malzeme yapılamaz. Kentsel Dönüşüm tasarısı Türkiye'nin en büyük tasarısıdır. Türkiye bununla büyük bir çağ atlayacaktır. Bilimsel olarak yönetim çok büyük aşama kaydetti. 'Afet Yasası' çıktı. Yönetim, bilim adamlarının görüşlerini aldı. Bu çok önemlidir. Sen sağcısın, solcusun, inanırsın, inanmazsın demeden herkesin görüşü alındı. Kentsel Dönüşüm yönetmeliği ile ilgili incelemelerimiz devam ediyor. İçinde bazı eksiklerin olmasına rağmen, bu eksiklerin de yeni bir yönetmelikle giderileceği kanısındayım. Kentsel Dönüşüm bir devrimdir. Daha yasa çıkmadan da bu bir "Rant Yasasıdır' demek hatadır. Kentsel Dönüşüm Yasası'na direnmemek gerekiyor. Kentsel Dönüşüm Yasası'nın en önemli getirilerinden birisi de sadece yapıya değil yerin yapısına da bakılmasıdır. Türkiye'de yıkılan her 5 yapıdan 1'i yer bozuk olduğu için yıkıldı" dedi.



(SG)FK/AAA)