Suruç'un Yıldırım Mahallesi'nde petrol istasyonu işleten 32 yaşındaki Bilal ve 35 yaşındaki Deyah Çelikten kardeşlerin yanına geçen yıl 2 ağustos günü gelen 2 kişi, PKK adına 50 bin lira haraç istedi ve 1 hafta sonra parayı almaya geleceklerini söyledi. Bunun üzerine Deyah ve Bilal Çelikten kardeşlerin ağabeyi Kamil Çelikten, PKK adına haraç isteyen 2 kişinin istasyona geliş anında kaydedilen kamera kayıtlarıyla birlikte polis ve savcılığa giderek suç duyurusunda bulunup koruma istedi. Bu gelişmelerin ardından 9 Ağustos gecesi yeniden istasyona gelen 2 kişi, haraç taleplerine olumsuz yanıt veren Deyah ve Bilal Çelikten kardeşleri kalaşnikof tüfekle ateş açarak öldürüp kaçtı.

ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU

Petrol istasyonunun güvenlik kameralarına da yansıyan çatışma sonrası saldırganlara ulaşılamazken, olayın aydınlatılması için Emniyet Müdürü'nün talimatı ile 20 kişilik özel bir ekip oluşturularak Suruç'a gönderildi. Özel ekip, akaryakıt istasyonunun olayın öncesindeki 4 aylık kamera kayıtlarını inceleyip, olay yeri çevresinde de yeniden araştırma yaptı. İlçedeki 5 bin kişiyi inceleyip, istasyonda petrol ürünü alan 10 bin aracı taramadan geçiren özel ekip, elde edilen deliller ışığında ilçedeki 52 kişiden kan, kıl ve tırnak örneği alıp, DNA testine gönderdi.

AİLEDEN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NA DAVA

'PKK'nın haraç infazı' olarak adlandırılan 2 kardeşin öldürülmesi olayının ardından Çelikten ailesinin fertleri, olayda güvenlik güçlerinin ihmali olduğunu ileri sürerek İçişleri Bakanlığı aleyhine 1 milyon 700 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı. Öldürülen Çelikten kardeşlerin ağabeyi, annesi, eşleri ve çocukları tarafından Suruç Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada, kişinin yaşama hakkının en temel hak olduğu vurgulanıp, idarenin kusurlu olduğu ileri sürüldü.

'ÖNLEM ALINSAYDI OLAYI GERÇEKLEŞTİREMEZLERDİ'

Bilal ve Deyah Çelikten kardeşlerin terör saldırısı sonucu öldüğü ifade edilen ve PKK adına haraç isteyen kişilerin olaydan 1 hafta önce istasyona gelerek zorla para talep ettikleri vurgulanan dava dilekçesinde şu görüşlere yer verildi:

"Yasa dışı örgüt mensupları olaydan 1 hafta öncesi, davacı Kamil ve vefat eden Bilal ve Deyah Çelikten'in akaryakıt istasyonuna gelerek zorla para talep etmişler ve verilmediği takdirde ölümle tehdit etmişler. Bunun üzerine Çelikten kardeşler, kamera görüntülerini de almak suretiyle Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ve adli makamlara suç duyurusunda bulunmuşlardır. Suç duyurusu üzerine güvenlik birimlerince müvekkil ve kardeşlerinin hem can hem de mal güvenliğinin sağlanacağı ve gerekli bütün tedbirlerin eksiksiz alınacağı yönünde çalışmalara başlanıldığı bildirilmiştir. Zaten bilindiği üzere kişinin yaşama hakkı en temel hak olup, İdarenin de bu bağlamda vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlama görevi de en temel ve asli görevlerinden biridir. Ancak olayın öncesi ve gelişim şekli ve gerçekleşme şekli dikkate alındığında, Bilal ve Deyah Çelikten kardeşlerin, yasadışı terör örgütü mensuplarınca öldürülmesi olayında idarenin yani güvenlik birimlerinin bir zaafiyeti ve ihmali olduğu kesindir. Zira ülkemizde yasa dışı terör örgütünün yaptığı eylemler, verdiği zararlar dikkate alındığında, olayın öncesinde ölümle tehdit edilen ve baskı ve zorlama altında bulunan müvekkil ve kardeşlerinin idarenin gerekli birimlerine gerekli yasal başvuruları yaptıkları halde böyle bir olay meydana gelmiştir. Olayın meydana geldiği yerin Suruç İlçe merkezinde bulunan bir petrol istasyonu olması, güvenlik tedbirlerinin dağlık ve boşluk alanlara nazaran daha sağlıklı bir şekilde alınabilmesine imkan sağlamaktadır. İstasyonun kamera çekimlerinden de anlaşılacağı üzere, silahlı saldırının gerçekleşmesine rağmen güvenlik birimlerinin zamanında olay yerine intikal etmemiş, kaldı ki saldırının gerçekleşmesi beklenildiği halde olay yeri etrafında da gerekli önlemleri alınmamıştır. Şayet önlem alınmış olsaydı veya gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olsaydı, terör örgütü mensuplarının olayı gerçekleştirmesi imkansız olacaktı."

SALDIRGANLAR YAKALANAMADI

Dava dilekçesinde saldırıdan 1 dakika sonra polisin olay yerine gelmesinin de ihmalin varlığı olduğu ileri sürülürken, saldırı gecesi istasyona 300 metre mesafede bulunan spor salonu civarında güvenlik birimlerince arama ve kimlik kontrolü uygulamasının yapıldığını, buna rağmen saldırının meydana gelmesinin de ihmalin diğer bir kanıtı olduğu kaydedildi. Dava dilekçesinde ayrıca, Suruç'un düz bir ova olduğu anlatılarak, saldırı sonrası şüphelilerin yakalanamamış olması da eleştirildi.

Dava kapsamında, Bilal ve Deyah Çelikten'in ölümünün ağabeyi ve annesini telafisi imkansız acılara sevk ettiğini, eşlerini dul bıraktığını, çocuklarının ömür boyu baba sevgisinden mahrum kalmasına yol açtığı vurgulanarak 700 bini maddi, 1 milyon lirası manevi olmak üzere 1 milyon 700 bin lira tazminat talep edildi.

AĞABEY: MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN

2 kardeşinin öldüğü saldırıdan yara almadan kurtulan ağabey Kamil Çelikten, aydınlatılamayan olayın araştırılması için meclis araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Suruç'ta polis lojmanları ile bir vatandaşın evinin uzun namlulu silahlar ile taranmasından sonra 2 kişinin yanlarına gelip PKK adına haraç istediğini söyleyen Çelikten, yaşananları şöyle anlattı:

"Motosiklet ile istasyona gelen yüzleri poşu ile gizlenmiş 2 kişi, örgüt adına gelip bizlerden haraç istedi. Bizden 50 bin lira para vermemiz gerektiğini aksi halde öldürüleceğimizi söyleyip, bir hafta sonra geleceklerini söyleyerek gittiler. Ben de ölen kardeşlerim ile birlikte, 2 teröristin istasyona geldikleri sırada kaydedilen kamera görüntüleri ile birlikte polise ve savcılığa başvurdum. Bu kişilerin ilçede meydana gelen olayların da faili olduğunu düşünerek, yaptığım başvuru ile can ve mal güvenliğimin de sağlanmasını istedim. Şikayet üzerine polisler gelip istasyonumuzu korudu. Ama daha sonra, teröristlerin kendilerini fark etmesiyle istasyona gelmeyeceklerini, yakın bir bölgede konuşlanacaklarını söylediler. Bizden de, teröristler gelince şüphelenmemeleri için istasyonda bulunmamızı istediler. Denileni yaptık, istasyonda oturduk. Teröristler gece geç saatlerde geldi ama polis buralarda yoktu. O sıra teröristleri yakalamak isteyen 2 kardeşim, hunharca öldürüldü."

Çelikten, can güvenliğinden endişe ettiğini ve memleketi terk etmeyi düşündüğünü de söylerken, Başbakan Erdoğan'ın bölgeye yatırım çağrısı yaptığını ama bölge insanının korunamadığını ileri sürdü.

2 ağabeyinin öldüğü saldırı sırasında Kıbrıs'ta üniversite öğrenimi gördüğünü ve olayın ardından eğitim hayatına nokta koyarak Suruç'a döndüğünü söyleyen Murat Çelikten de, cinayetlerin faili meçhul kalmamasını istedi.



DHA(HK/COŞ)