Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’yle ilgili “Bu yürüyüş CHP’nin bonzaisidir” açıklamasında bulundu.

Bu arada Perinçek'in yürüyüşle ilgili açıklamalarının ardından Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakkı Keskin istifa etti. 

Keskin'in Perinçek'e gönderdiği istifa mektubunun tam metni şöyle:

"Sayın Doğu Perinçek,                                

Size aşağıdaki mektubumu 26.6.2017 tarihinde kaleme aldıktan sonra, görüşlerine çok önem verdiğim iki değerli arkadaşımla istifam konusunu paylaştım. Birbirinden habersiz bu iki dostum, sizinle adalet ve adalet yürüyüşüne ilişkin konuyu baş başa görüşmemi önerdiler. İran'a yapılacak ziyaretimiz esnasında, sizinle bu konuyu ayrıntılı olarak görüşmeyi ve buna göre kararımı vermeyi düşündüm.

Türkiye'de adaletin olup olmadığına ve sayın Kılıçdaroğlu'nun başlattığı adalet yürüyüşüne ilişkin, Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinde belirtiğiniz görüşlerinizi titizlikle izledim.

"Yargının Türkiye'de altın devrini yaşadığı" görüşünüzü ısrarla vurgulayarak, Türkiye'de adalet konusunu yalnızca FETÖ ve PKK terör örgütleri bakımından değerlendiriyorsunuz. Oysa Adalet, bağımsız ve tarafsız yargıyı, bunun vazgeçilemez önkoşulu olarak da kuvvetler ayrılığını, hukuk devletinin işlerliğini ve toplumun tüm alanlarını kapsayan bir konudur.

Yapılan düzenlemelerle, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay  ve Hakimler Savcılar Kurulu üyelerin nasıl atanacağı ve bu kurumların nedenli Cumhurbaşkanı ve hükümet güdümlü konuma getirildiği ve getirilmekte olduğunu, sizin de çok iyi bildiğinizden kuşku duymuyorum. Çok sayıda mahkeme kararı da bunun en açık kanıtıdır. OECD 2015 raporuna göre, Türkiye'de yargıya güven 2007'de yüzde 67 den 2014'de yüzde 48'e gerilemiştir. Günümüzde bu güvenin yüzde 30'ların da altına düştüğü belirtiliyor.

2.7.2017 tarihli "İç cephede görev yapan yargının yanında olmak" başlıklı Aydınlık'taki yazınızda; "Kimler niçin şikayetçi, kimler niçin 'Adalet bitmiştir' diye bağırıyor? ABD güdümlü Fettullahçı gladyo'nun ve PKK terör örgütünün temizlenmesi, kimleri niçin bu kadar telaşa düşürüyor? Kimler milletin lanetini göze alarak, PKK/HDP ve FETÖ ile uygun adım yürümektedir?" diyorsunuz. Burada açıkça bu yürüyüşe katılan ve katılacak olan yüz-binlerce kişiyi, terör örgütleri yanlısı olarak suçluyorsunuz. Çok üzülerek söylüyorum, AKP Genel Başkanı ve hükümet yetkilileri de adalet yürüyüşüne katılanları eşdeğer sözlerle eleştirmektedirler. Bu politikayı ve yaklaşımı benim kabul etmem asla olası değildir.

Oysa son olarak 30.6.2017 tarihli Aydınlık gazetesi haberinde Kılıçdaroğlu'nun bu konuya ilişkin basın açıklamasındaki konuya ilişkin görüşleri çok açıktır. "Bizi derinden üzen olaylar da var Türkiye'de. Her gün yeni şehitler geliyor. Terörsüz Türkiye hepimizin ortak arzusudur. Terör kimden gelirse gelsin, FETÖ'den mi geliyor, PKK'dan mı geliyor, DHKP-C`denmi geliyor, kimden gelirse gelsin, teröre karşı hepimizin namuslu şekilde tavır alması lazım. Teröre karşı hepimizin ödünsüz bir şekilde tavır alması lazım. Teröre karşı ortak mücadele etmemiz lazım."

PKK'nın yürüyüşe destek açıklamasına ilişkin olarak CHP genel başkan yardımcısı ve  sözcüsü Tezcan şöyle diyor: "Terör örgütleri adaletin baş düşmanıdır. O nedenle terör örgütlerinin herhangi bir şekilde böyle bir beyanları varsa dahi bu bizim kabul edeceğimiz bir şey değildir. Tam tersine bu yürüyüşü sabote etmeye dönük bir beyandır. Terör örgütü üyesiyse, silahı bırakacak ve gerçekten adalet arıyorsa terör örgütüyle ilişkisini kesecek, sonra adalet yürüyüşüne katılacak." (Aydınlık, 29.6.2017).

Daha önce bu yürüyüşe halkın desteği olmayacağını ve yürüyüşte Türk bayrağı olmadığını açıkladınız. Oysa 111 metre uzunluğunda Türk bayrağıyla yürünüyor ve hiç kuşku duymuyorum ki, bu tarihi yürüyüşe baştan sona bir milyonun üstünde insan katılacaktır. Ayrıca Türkiye'nin dört bir yanında Adalet yürüyüşüne destek yürüyüşleri de yapılmaktadır. Bunlardan biri de benimde katıldığım Burhaniye'de yapıldı.

Sayın Doğu Perinçek,

Hayatım boyunca kimden ve hangi gerekçeyle gelirse gelsin, ben haksızlığı hiç bir zaman kabul etmedim ve edemem. CHP'ye ve sayın Kılıçdaroğlu'na yukarıda örnek olarak yazdığım görüşlerinizle büyük haksızlık yaptığınızı ve siyasi yönüyle de büyük bir yanılgı içerisinde olduğunuzu görüyorum. Bu nedenle de sizinle yapacağım baş başa görüşmenin bir sonuç getirmeyeceği kanısına sahip oldum. Bundan ötürü aşağıdaki istifa nedenimi gerekçelendiren mektubumu daha fazla geciktirmeden size iletme gereği duyuyorum.

Saygılarımla.

Hakkı Keskin