İzmir Kent Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Zülfikar Danaoğlu, orucun kavurucu sıcaklarda tutulacak olmasının ve sahurla iftar arasındaki sürenin 16 saati bulmasının, zaman zaman yaşanan 8-10 derecelik ısı değişimlerinin insan sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söyledi. Dr. Danaoğlu, iftar ile sahurda ağır yiyecekler tüketilmemesi, hızlı yenilmemesi, sıvı ihtiyacının birden bire iftarda değil, sahura kadar olan süreçte yavaş yavaş karşılanması gerektiğini belirterek, aşırı terlemeye bağlı su kaybını önlemek için de güneşten kaçınılması gerektiğini söyledi. Dr. Danaoğlu, "Çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle günde bir ya da birden fazla ilaç kullanan hasta sayısı azımsanmayacak düzeyde. İlaç kullanıp oruç tutanlar ilaçlarını iftar veya sahurda içebilirler. Ancak birden fazla ilaç kullananların süre ve doz açısından bilinçli olması gerekiyor" diye konuştu.

GÜNDE TEK İLAÇ KULLANANIN SORUNU YOK

Günde bir kez ilaç almak zorunda kalan hastanın ilacını sahur ya da iftarda içebileceğini belirten Uzm. Dr. Zülfikar Danaoğlu, "Ancak, Ramazan süresince bu, her gün aynı saatte olmalı. 12 saatte bir iki kez ilaç kullanmak zorunda olanlar sorun yaratabilir. Çünkü oruçla sahur arasında 8 saat kalıyor. Bu sorun olabilir. Günde iki kez ya da üç öğün ilaç kullananların doktorlarına başvurması gerekiyor. Sıvı ve gıda yoksunluğu nedeniyle ilacın etki süresi ve şekli, vücuttan atılımı değişiyor. Kalp yetmezliği hastaları oruç tutarken kilo takibi yapmalı. Kilo alıyorsa bu vücutta su birikiyor anlamına gelebilir. Aynı ilaçlarla kilo veriyorsa yeterli sıvı almıyor demektir. Hastalar kendilerini iyi hissettikleri kiloyu bilmeli ve bunu korumalı. Kullandıkları tansiyon ilaçları idrar söktürücü özelliği olan hastalar bu ilaçlarını iftarda kullanmalı. Sahurda alınması halinde daha orucun başında sıvı kaybı yaşamaya başlarlar" dedi.

Dr. Danaoğlu, "Aspirin, klopidogrel gibi kan sulandırıcı kullananların bu ilaçlarını iftar ya da sahurda almalarında bir farklılık, avantaj ya da dezavantaj yok. Coumadin kullanan hastalarda özellikle kapak hastalarında protrombin zamanı değerleri değişebilir. Durduk yerde başlayan herhangi bir kanama, ciltte morarma, idrarda, gaitada kanama, kolay yaralanma gibi sorun çıkarsa beklemeden kan tahlili yaptırmalı" diye konuştu.

DEREYİ GÖRMEDEN PAÇAYI SIVAMAK

Kardiyolog Danaoğlu, zaman zaman migren ağrıları çeken pek çok hastanın, 'başım ağrırsa' düşüncesi ile önlem için sahurda ağrı kesici ilaç aldıklarına dikkat çekerek, "Dereyi görmeden paçayı sıvamak gibi bir düşünceyle ağrı kesici alınmaz. Bu yanlış" dedi. Dr. Danaoğlu son bir yıl içinde balon, stent yapılan, kalp ameliyatı, felç geçiren ya da beyin damarlarıyla ilgili sorun yaşamış hastalara oruç tutmamayı önerdiklerini söyledi.

Tansiyon, şeker, kalp yetmezliği, bronşit gibi hastalıkları kontrol altına alınamayan ya da çok zor kontrol altına alınan, günde 6’dan fazla ilaç kullananlara da orucu önermediklerini kaydeden Dr. Danaoğlu, "İnsülin kullanan şeker hastalarına da oruç önermiyoruz. Çünkü karşılarında iki risk var: Susuzluk nedeniyle şeker yüksekliği, öğün atlama yönünden şeker düşüklüğüne bağlı şeker koması. Tansiyon hastaları eğer çok terlerse, bu dönemde sıfır tuz önermiyoruz. Bir fiske dediğimiz 3 gram tuz tüketebilirler. Bir diğer uyarı ve önerimiz ise günde 2’den fazla tansiyon ve kalp ilacı kullanan, 60 yaş üzeri hastalara. Başta teravih olmak üzere namazlarını mümkünse yavaş ya da oturarak kılmalarını istiyoruz. Çünkü aniden ayağa kalkmaya bağlı olarak bu kişilerde tansiyon düşmesi, bayılma olabilir. Bu düşme, bayılma, kırık çıkığa yol açabilir" diye konuştu.



NC(İÖ/CK)