İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen 66'sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon Davası'nın 268. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 30 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın da aralarında bulunduğu 36 tutuklu sanık duruşmaya katılmadı. Odatv Davası'ndan tutuklu bu davadan tutuksuz yargılanan Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu.


İDDİANAMEYİ ELEŞTİRDİ


Hakkında yakalama emri bulunan Yaş Üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler'in savunması, tedavi gördüğü Ankara GATA'ya video konferans sistemiyle bağlanılarak alınmasına devam edildi. Sesi ve görüntüsü duruşma salonlarında bulunan ekranlara yansıtılan Taşdemir, iddianameyi eleştirdi. 11 Ağustos 2007 ve 20 Ağustos 2008 tarihleri arasında görev yaptığını anımsatan Taşdemir, iddianamede bu görev süresinin dikkate alınmadan suçlamalara yer verildiğine dikkat çekti. "Haksız bir suçlama ile karşı karşıyayım" diyen Taşdeler, "Dava dosyasında parafımın ve imzamın bulunduğu bir belge yok. Sadece ismimin yazılı olduğu ancak parafımın bulunmadığı 'Bilgi Destek Planı' isimli sahte bir belge bulunmaktadır" dedi. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında belirli gazete ve televizyon kanallarında aleyhinde haberler yapıldığını belirten Taşdeler, şahsını hedef alan psikolojik harekatın başarılı olduğunu savundu. Taşdeler, "Gri ve kara propaganda, dezenformasyon gibi psikolojik harekat vasıtalarını kullanarak, başarılı bir 'algılama yönetimi' yapmışlardır. Bu başarılı psikolojik harekat, maalesef soruşturma safhasının tamamlanarak kovuşturma safhasına geçilmiş olan bu davada, etkisini hala sürdürmekte, duruşma savcısının bile önemli bir hata yapmasına neden olabilmektedir. İşte psikolojik harekat budur" dedi. Taşdeler, bir merkezden planlandığı ve yönetildiği anlaşılan bu yıkıcı propagandanın, Alman Nazi Lideri Adolf Hitler'in dünya propaganda tarihinde müstesna bir yeri olan propaganda Bakanı Joseph Goebbels'i dahi kıskandıracak ve onun meşhur propaganda ekibini mahcup edecek bir süreklilik, yaygınlık ve etkinlik içinde, başarıyla yürütülmekte olduğunu savundu.


İNTERNET SİTELERİ


Dava sanıklarından emekli Albay Dursun Çiçek'in “Site içeriklerinin günlük olarak Harekât Başkanı'na arz edilmesi, onun onayı alındıktan sonra yayınlanması" şeklindeki ifadesine değinen Taşdeler, böyle bir uygulamanın söz konusu olmadığını söyledi. Taşdeler, "Dursun Çiçek’in bu ifadesinde tarif edilen “Şarta bağlı sistem" şöyle işletilmektedir: Site içerikleri Sivil Memurlar ve Proje Subayları tarafından sağlanmakta ve sitelere konulmaktadır. Şube Müdürü'nün siteye haber koyma yetkisi yoktur. Haberi seçmekte veya onay vermektedir. Sivil Memur bir haberin sitede yayınlanıp yayınlanmaması konusunda tereddüt yaşadığında Proje Subayı'na, eğer Proje Subayı da tereddüt yaşarsa Şube Müdürü'ne arz etmektedir. Şube Müdürü şayet ihtiyaç duyarsa Daire Başkanı'na, Daire Başkanı da ihtiyaç duyarsa Harekât Başkanı'na arz etmekte, oradan onay alındıktan sonra aynı silsile yoluyla geriye dönüş yapılmaktadır. Harekât Başkanı'nın da tereddütte kaldığı konu olursa 2’nci Başkan'a, hatta Genelkurmay Başkanı'na kadar haber içeriği arz olunmaktadır. Bu denetim daha çok Sivil Memur veya Proje Subayı tarafından hazırlanan haber ve yorumlar için kullanılmaktadır. Harekât Başkanlığı yaptığım dönemde, şarta bağlı olarak işletilen bu sistem içerisinde, haber veya yorum mahiyetinde herhangi bir yazının “internet sitelerine" konulması için onayıma başvurulmamış olmasını, “Tereddüt yaşanmamış" ve “İhtiyaç duyulmamış" olduğu sebepleri ile izah etmek doğru ve yerinde olur" dedi. Tutuksuz sanıklarından Sivil Memur Meryem Kurşun'un "İnternet sitelerine konulan haberleri Genelkurmay Harekat Başkanlığı sekreterliğine bir gün ben bir gün de sivil memur Ece çıkarıyordu" şeklindeki iddialarını hatırlatan Taşdeler, "Burada Meryem Kurşun Bilgi Destek Dairesi'nde göreve başladığı Ocak 2006 ve “irtica.org" sitesinin kurulduğu Nisan 2006 tarihlerinde uygulanan bir usulden bahsetmektedir. Benim Harekât Başkanlığı yaptığım 2007 – 2008 döneminde böyle bir usul hiç uygulanmamıştır" diye konuştu. Taşdeler, 375 günlük görev süresi içinde, sadece 112 gün sabah saatlerinde makam odasında bulunduğunu, süreklilik isteyen böyle bir onay mekanizmasını çalıştırmasının bu durumda söz konusu olamayacağını belirti. İnternet siteleriyle ilgili müteselsil (zincirleme) sorumluluğun sivil memurlar ve proje subayları ile yönetme ve denetleme görevi bulunan şube müdürlerinde olduğunu belirten Taşdeler, "Sorumluluk seviyeleri gerçekçi olarak tespit edilmezse, siyasi sorumluluk taşıyan makamlara kadar uzatılması da gündeme gelebilecektir. Askeri hiyerarşide proje subayının 3'üncü, sivil memurun 4'üncü amiri olan Genelkurmay Harekat Başkanının, bugün fiilen yürürlükte olan ve yetkililer tarafından sık sık vurgulanan Devlet hiyerarşisindeki yeri itibarıyla, 3'üncü amirinin Başbakan, 4'üncü amirinin ise Cumhurbaşkanı olduğu dikkatten uzak tutulmamalıdır" diye konuştu.


"PSİKOLOJİK HAREKAT DEĞİL BİLGİLENDİRME FAALİYETİDİR"


İnternet siteleriyle yürütülen faaliyetin savcılık tarafından "Ergenekon terör örgütünün yürüttüğü psikolojik harekat faaliyeti" olarak tanımlandığını belirten Taşdeler savunmasına şöyle devam etti:

"Bu tamamen yanlış ve haksız bir değerlendirmedir. İnternet sitelerinin sorumluluğunu taşıyan dairenin ismi, 3 Ocak 2005 tarihinden itibaren Bilgi Destek Dairesi'ne dönüşmüştür ve yürüttüğü faaliyet psikolojik harekat değil, bilgi destek faaliyetidir. İnternet siteleri vasıtasıyla, Türkiye'nin milli güvenliği, sorunları ve hedefleri ile TSK'yı yıpratmayı amaçlayan girişimlere karşı, TSK personeli başta olmak üzere, okuyan ve izleyenleri bilgilendirmek maksadıyla, yetki verilen konularda, yasal mevzuat dahilinde yayın faaliyetinde bulunmuştur. Bu bir psikolojik harekat değil, bilgilendirme faaliyetidir." Duruşmaya öğle arası verildi.


(BB)