Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın'ın sanık olarak yargılandığı Odatv davasının 13. duruşmasında sanıkların ve avuktlarınının mahkemeye ulaşan TÜBİTAK raporuna ilişkin beyanları alınıyor. Söz alan tutuklu sanık Barış Pehlivan 20 aydır tutuklu olduğunu belirterek, " Bu organizasyon komplo sonucunda sanık sandalyesinde karşınızdayım. Delil karartma yok. Deliller ise toplandı. Neden hala tutukluyum? CMK'da adli kontrol için süre sınırı kalmadı mı? Hangi vicdan ve hukukla beni burada tutuyorsunuz?" dedi. Onlarca tecavüz tutuklusunun özgürlüğüne kavuştuğunu söyleyen Pehlivan, Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'ye "Siz bana düşman mısınız?" diye sordu. Bunun üzerine Ekinci, "Şahsileştirmeyin. Zorluyorsunuz. Biz Müyesser Hanımı bıraktık. Hata ettik heralde. Yalçın Bey de bunu ima etti. Biraz saygı çerçevesinde. Delillere bakıyoruz başka delil varsa onu araştırmaya çalışıyoruz. Biz kimseye düşman olmuyoruz" diye konuştu.


"ADALETE OLAN İNANCIMI SİLİVRİ ZİNDANINA GÖMDÜM"


Savunmasını yapan Gazeteci-Yazar Soner Yalçın ise “Ülke olarak zihinsel ve ahlaki bir çöküntü yaşıyoruz" dedi. TÜBİTAK raporuna değinen Yalçın, mahkemeye 'Nasıl bir akıl yürütmeyle tutukluluk halimizin devamına karar verdiniz' dedi. Raporda belgelerin virüs yoluyla gelip gelmediğine ilişkin bir bilgi olmadığını söyleyen Yalçın, “Kararınıza gerekçe olarak iki bayram arasında tahliye olmaz deseydiniz daha doğru olurdu" ifadesini kullandı. Soner Yalçın’ın bu sözü üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, “Şüpheden sanık yararlanır evet. Ama bu hüküm sırasında olur" dedi. Adalete olan inancının kalmadığını belirten Yalçın, “Ben adalete olan inancımı Silivri zindanına gömdüm. Anladım ki adalet bir intikam aracına dönmüştür" diye konuştu.


"BU SALONDAN ADALET ÇIKMAZ"


Savunmasını yapan bir diğer tutuklu sanık Barış Terkoğlu, TÜBİTAK raporunda bazı dosyaların açılmadığının ortaya çıktığını belirterek, “Açılmamış dosyanın davası mı olur?" dedi. Adalete olan inancının artık kalmadığını söyleyen Terkoğlu, “İzin verin hissiyatımı söyleyeyim. Bu salondan adalet çıkmaz. Bunu hergün güneşin doğuşunu, batışını görür gibi görüyorum" diye konuştu.


Ardından söz alan Hanefi Avcı da, " 6 tane saldırı olmuş. İlk 3 saldırı başarısız olmuş. Emniyet karar almış. Bir telefon dinlenir gibi her e-mail de kayda alınmış. TÜBİTAK virüsü kendi bilgisayarında çalıştırmış. Nasıl açıldığını görmüş. Makina her açıldığında virüs kendi programını çalıştırıyor. Bu bilgisayarlara Amerika'daki siteler tarafından dosyalar gönderiliyor. Dışarıdan gelmiş olduğu ortada bu virüslerin. Ama bu olaylar bana daha önceden de yapıldı. Örgüte üye olmak ve yardım etmekten yargılanıyorum. Üye olsam, örgütte aktif olmam gerekiyordu. 18 aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.


"RAPOR YAZIYORSAN TAM YAZ"


Sanıkların savunmalarının ardından söz alan Yalçın Küçük’ün avukatı Hasan Fehmi Demir 'Bilgisarlarda virüs tespit edildiği ancak davaya konu olan belgelerin virüsle yerleştirildiğine dair bir tepit bulunmadığı' yönündeki TÜBİTAK raporunun çelişkili olduğunu ve Türk yargı sisteminde şüpheden sanığın yararlanması gerektiğini söyleyince Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci TÜBİTAK raporuna yönelik şu eleştiride bulundu: “Rapor yazıyorsun tam yaz yani. Yarım yamalak yazma. ‘Bu dosyalar virüsle gönderildi’ de. Yüzde yüz diyemiyorsan da yüzde doksan dokuz diyebilirsin. Sorun buradan kaynaklanıyor. Biz bilgisayar mühendisi değiliz. Tabiki mahkeme takdir hakkını kullanacaktır. Ama bir şey varsa net söyle" Başkanın bu sözleri salonda şaşkınlık yaratırken, avukat Demir ise, “O zaman savcı bu iddiasını ispatlasın" dedi.


7 AY SONRA ULAŞAN RAPOR


Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın'ın yargılandığı Odatv davasında İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, TÜBİTAK'tan istediği rapor 7 ay sonra mahkemeye ulaşmıştı. Odatv davasının görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, bazı sanık ve avukatların 'dava dosyasında yer alan belgelerin virüs yoluyla sanıkların bilgisayarlarına gönderildiği iddiasını' incelemek üzere TÜBİTAK'tan rapor alınmasına karar vermişti. 3 bilirkişi tarafından hazırlanan 339 sayfalık raporda Odatv’ye ait 1 bilgisayar ile sanıklar Barış Pehlivan ve Müesser Yıldız’a ait toplam 3 bilgisayar incelenmişti. İncelenen 3 bilgisayarda da çok sayıda zararlı yazılımın izine rastlandığı anlatılan rapordaki ifadeler şöyleydi: “Tespit edilen bu izlerin büyük çoğunluğunun aktif olma şansı bulamamış veya uzaktan dosya atma özelliği bulunmayan zararlı yazılımlara ait görülmüştür. Belgelerin üstverilerinde ve işletim sistemi izlerinde, bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla bu bilgisayarlara gönderilmiş olduğuna dair herhangi bir bulguya da rastlanmamıştır. Bu sebeple bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine dair kesin bir yargıya varılamamıştır". Duruşma, sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.