Serkan Demirtaş / Ankara

Hükümet bu girişimiyle; 17 Aralık'ta Fethullah Gülen cemaatine karşı başlattığı mücadelede, İnternet Yasası ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) düzenlemesinin ardından bir önemli adım daha atmış oluyor.

Muhalefet partileri ise bu düzenlemeyi "İstihbarat devletine dönüşüyoruz" diyerek tepkiyle karşılıyorlar.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devlet sistemi içinde en önem verdiği kurum olarak bilinen MİT'i, polis ve askeri istihbarata karşı güçlendirme ve yetkilerini artırma arayışı sağ kolu Hakan Fidan'ı müsteşarlığa getirmesinin ardından başlamıştı.

Genelkurmay Başkanlığı'nın denetimindeki Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'nın (GES), 2012'de tamamen MİT'e devredilmesi, bu sürecin en önemli adımlarından biri olmuştu.

MİT'in bu güçlenen yapısına ilk açık saldırı da yine aynı sene 7 Şubat'ta olmuş, hükümet, Oslo müzakereleri nedeniyle Fidan ve diğer üst düzey MİT yöneticilerine karşı başlatılan yargı süreçlerini MİT Kanunu'nun 26. maddesinde yapılan bir değişiklikle atlatmıştı.

Hükümetin şimdi TBMM'ye sunduğu yasal düzenleme ise MİT'in görev ve yetkilerini, sorumluluk alanlarını çok ciddi anlamda genişleten bir içeriğe sahip.

Hükümet-cemaat savaşında yeni hamle mi?

Teklif, bu kapsamıyla da 17 Aralık'ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından başlayan hükümet-cemaat savaşının bir sonucu ve parçası olarak görülüyor.

Önce operasyona katılan polisleri ve onların amirlerini görevden alan, daha sonra soruşturmayı yürüten savcıların görev yerini değiştiren hükümet, şimdi de HSYK'nın yapısını değiştirip hükümet kontrolünü artıracak bir yasa değişikliği peşinde. Yasa Cumhurbaşkanı'nın onayını bekliyor.

Bu arada internet mevzuatında da değişiklikler yapıldı. Muhalefet, bu değişiklikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hükümet yetkililerini sıkıntıya sokabilecek ses ve görüntü kayıtlarının internet ortamında yayılmasını engellemek istediğini savunuyor.

MİT'in yetkilerini artıran yasanın da yine bu süreçte ve özellikle hükümet yetkililerinin başlatılacağı sinyalini verdikleri casusluk soruşturmasıyla bağlantılı olduğu yorumları da yapılıyor.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'a göre ise MİT ile ilgili düzenlemenin "olağanüstü" bir durumu bulunmuyor.

Hükümetin gündeme getirdiği düzenlemenin eleştirilmeden önce iyi incelenmesi ve başka ülkelerdeki istihbarat servisleriyle karşılaştırılma yapılmasını isteyen Atalay, "Teklifleri herkes bir incelesin. Muhtevasına bakmak lazım. Diğer ülkelerle mukayese edilsin. Bunları ben doğrusu olağanüstü şeyler olarak görmüyorum, yani tedbirler olarak. Diğer ülkelerle de mukayese edildiğinde çok benzer şeylerdir. Ülkenin istihbarat teşkilatının kendiyle ilgili bazı düzenleme ihtiyaçları olduğu belliydi, onlarla ilgili," ifadelerini kullandı.

'Baas devleti oluyoruz'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay ise yasa teklifini "MİT Başbakan'ın özel örgütü olacak. Polis devletinden istihbarat devletine, otoriterlikten diktatörlüğe geçiş yapılıyor" ifadeleriyle eleştirdi.

Hükümetin yolsuzluk iddialarına karşı kendisine zırhlar geliştirdiğini kaydeden Altay, "Bu teklife göz atınca, Esed değil de Esad geldi aklıma. Eski kadim dostu Esad ile olan günlerini hatırlamış olacak ki başbakan, bu MİT teklifini gündeme getirdi," diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural da yasa teklifinin iki AKP'li milletvekili tarafından sunulmasını eleştirirken, "Böylesine kapsamlı ve devletin işleyişiyle ilgili bir değişikliği, iki milletvekilinin eline tutuşturmuşlar, korsan olarak sunuyorlar. Böyle bir rezalet olmaz," dedi.

Yasa teklifinin içeriğini de eleştiren Vural, bu düzenlemenin Türkiye'yi "muhaberat devletine" dönüştürmek isteyenlerce hazırlandığı söyledi. Oktay Vural, "Her bir vatandaşımız, her bir sivil toplum örgütü, özgürlüklerimiz tehdit altındadır. BAAS kalıntısı rejimlerin anlayışının bu teklifin içerisinde yer aldığı gayet açık ve nettir" diye konuştu.

Yasa teklifinde imzası bulunan iki milletvekilinden biri olan İdris Şahin, muhalefetin tepkilerine yanıt verirken, eleştirilerin amacının toplumda farklı bir algı yaratmak olduğunu söyledi.

Şahin, yasa teklifini savunurken, "Ülkeye dışarıdan gelecek siber saldırılara karşı bir kısım düzenlemeler var. 30 yıl önce MİT Kanunu yürürlüğe girdiğinde Türkiye'de siber saldırı diye bir tehlike var mıydı? Kanunlar, ilahi emir değildir. Toplumun ihtiyaçları, devletin bekası ve anayasal düzenin korunması için MİT Müsteşarlığı'nın talebi üzerine elbette bazı düzenlemeler yapılmıştır. Şu anki teklifimiz de bunları yasal bir zemine oturtmaya yöneliktir" ifadesini kullandı.

Yasa teklifinin Cumartesi günü İçişleri Komisyonu'nda görüşülmesi, gelecek hafta içinde de yasalaşması öngörülüyor.