7 Haziran'daki sloganı ise "Bizimle yürü Türkiye"ydi.


MHP, seçim bildirgesinin "Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek" olan başlığını da "Huzurlu ve Güvenli Gelecek" olarak değiştirdi.

Bildirgede güvenliğe yapılan yoğun vurgu dikkat çekti. MHP, 7 Haziran seçimleri öncesi ekonomik vaatleri öne almıştı. Ancak ekonomik sıkıntılarla birlikte son üç ayda PKK ile yaşanan çatışmalar nedeniyle MHP, 1 Kasım seçimlerine giderken ekonomi ve güvenlik başlıklarını genişletmiş oldu.

7 Haziran seçimlerindeki bildirgenin esası korunurken gençlere yönelik vaatler ayrıntılandırıldı, sığınmacılarla ilgili yeni bir başlık eklendi.
'Bahçeli'nin üslubu sertti'

MHP lideri Devlet Bahçeli, Ankara Arena Spor Salonu'nda bildirgeyi açıklarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu hedef aldı. Bahçeli'nin konuşması, oldukça sert olarak nitelendi.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yeniçağ gazetesi yazarı Doç. Dr. Kürşad Zorlu yaptığı değerlendirmede, Bahçeli'nin konuşmasını "önceki konuşmalara benzer sert bir üslup olarak" olarak niteledi.

Zorlu, "Bu siyasi üsluba yol açacak derecede bir sosyopsikolojik ortam var. Seçmenlerin önemli bir kısmı gergin ve kızgın. Devlet Bey'in uzun süredir sürdürdüğü sert üslubuyla birleştiğinde doğal buldum" dedi. Araştırma şirketi SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı da MHP'nin birkaç yıldır sürdürdüğü üslubu hatırlatarak, Bahçeli'nin üslubunu normal karşılayanlardan.

Gerçekten yeşil ışık mı yaktı?

Güne damgasını vuran ise Devlet Bahçeli'nin 1 Kasım seçimlerinde de 7 Haziran benzeri bir sonuç çıkması halinde olası bir koalisyon için kullandığı ifade oldu. Bahçeli konuşmasında "MHP, 4 ilkesi baki olarak HDP dışındaki her partiyle iktidar kurmaya ve olmaya vardır. 4 ilkemizi kabul eden HDP dışındaki her partiyle hazırız, bunu da muhataplarımıza bildiriyoruz" dedi.

Bahçeli'nin bu sözleri birçok kesim tarafından 1 Kasım sonrası AKP'yle koalisyona "yeşil ışık" olarak değerlendirildi. Ancak Doç. Dr. Kürşad Zorlu tam tersini savundu. Zorlu, seçimlere daha bir aya yakın bir zaman olduğu ve söylemlerin değişebileceği ihtimalini göz ardı etmese de şunları kaydetti:

"Bugün itibariyle MHP, 7 Haziran'da durduğu yerde. Bahçeli 7 Haziran sonrası 'önce HDP ve CHP'ye gidin' demişti. Bu sefer 'ilk bana gelebilirsin ama bu ilkelerimi kabul ederek gel' demiş oldu. AK Parti bu maddeleri kabul eder mi, emin değilim. AKP de bu konuda adım atmayacağına göre kiminle koalisyon yapılacak? Alternatifler iyice azalıyor. Yine tartışmalı bir alan doğuyor."

SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı da Bahçeli'nin sözlerini "Bu, AKP ile koalisyon kurmam demektir" olarak değerlendirdi. Bayrakçı, AKP'nin bu dört ilkeyi kabul etmeyeceğini, aksine MHP'nin bu söylemiyle AKP'yi CHP'yle koalisyona zorladığı görüşünde.

MHP, 7 Haziran seçimleri sonrası AKP'yle olası bir koalisyon için 'Çözüm sürecinin bitmesi, Cumhurbaşkanı'nın yasal sınırlara çekilmesi, 17/25 Aralık'ın araştırılması ve Anayasa'nın ilk dört maddesinin korunması' şartlarını koşmuştu.

Milliyetçi oylar için mi?

Devlet Bahçeli seçim bildirgesini açıklarken konuşmasında yoğun olarak milliyetçilik vurgusu yaptı. Bu, AKP'nin son aylarda Orta Anadolu ve İç Ege'deki milliyetçi seçmen hedefine karşı oy kaybını önlemeye yönelik bir tavır olarak değerlendirildi.

Doç. Dr. Kürşad Zorlu konuşmadaki milliyetçi vurguların çokluğunun kendisinin de dikkatini çektiğini aktardı ve şöyle konuştu:

"Özellikle 7 Haziran'da aldığı yüzde 16,3'lük tabanı tutmak, olası kaçışları engellemek bakımından olduğunu düşünüyorum. Çözüm süreci bağlamında MHP'nin haklı çıktığı noktaların tekrar tekrar çok daha sert ifade edilmesini de buna bağlıyorum."

7 Haziran seçim sonucunu analizi eden tüm uzmanlar, AKP'yi tek başına iktidar olmaktan alıkoyan birinci faktörün HDP'nin barajı geçmesi, ikincisinin de MHP'nin AKP'den aldığı 3,5 oy oranı olduğunda hemfikir.

SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı da 1 Kasım seçimlerinin AKP'den MHP'ye geçen oylar geri mi gelecek yoksa MHP'ye geçiş devam mı edecek sorusu üzerine kilitlendiğini savundu ve şöyle konuştu:

"AKP, HDP'ye kaptırdığı oylarını geri alamayacağını da düşünerek MHP'ye kaptırdığı puanları geri almaya yönelik bir politika izliyor. Kaybettiği oyların 2,5 puanını bile geri alsa tek başına iktidarın yolu açılıyor. MHP ise bunlar 3 aylık milliyetçi, bizimki ise 30-40 senedir sabit olan bir milliyetçilik vurgusu yapıyor. Bu üslup onun da ortaya konması."

Öte yandan MHP, bir önceki seçimlerde olduğu gibi bu kez illerin çoğunda miting planlamıyor. Bunun yerine Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illerde bölge mitingleri düzenlenecek. Ayrıca az farklarla milletvekili kaybedilen ya da kazanılan illerde de miting düşünülüyor.

Doç. Dr. Zorlu sürenin az olması nedeniyle her ile gidilmeyeceğini ancak Amasya gibi "kıl payı" milletvekilliği kaybedilen illerde miting yapılacağını ifade etti. Zorlu, "Strateji bunun üzerini kurulmuş görünüyor" dedi. (BBC)