Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen "Uluslararası Tartışma Ortamında Transfer Fiyatlandırması" konulu sempozyuma katıldı. Sempozyuma, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yanı sıra, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül ile öğretim üyeleri katıldı. Haydarpaşa Yerleşkesi Prof. Dr. Reşat Kaynar Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen sempozuma katılımın az olması dikkat çekti.Sempozyumun açılışında bir konuşma yapan, Bakan Şimşek Türkiye'den 2012 yılıında yüzde 4'lük büyüme beklediklerini dile getirdi. Şimşek, yüzde 4'lük büyümenin yumuşak inişi de beraberinde getireceğini kaydetti.


"2012'DE BÜYÜMENİN YÜZDE 4'E GELECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ"


Türkiye'nin, 2011 yılında dünya ekonomisinin büyümesinin iki katı bir hızla büyüdüğünü kaydeden Şimşek, "Dünya ekonomisinin yüzde 4 büyüyeceğini düşünürsek, Türkiye 2011 yılında muhtemelen yüzde 8'in üzerinde büyüme yakaladı" diye konuştu. Birçok açıdan yapısal reformların uygulamaya konulduğunu, Türkiye'nin kriz sonrası dönemdeki güçlü performansının bir tesadüf olmadığını söyleyen Şimşek, "Tabii geçmiş, geçmiştir. Yeni şeyler söylemek lazım; ileriye bakmak lazım. 2012 yılında bizim beklentimiz gerek dünya ekonomisindeki yavaşlama, gerekse avro bölgesindeki borç sorunları nedeniyle, gerekse bizim iç talebimizin bir miktar daha makul seviyelere çekilmesi için hükümet olarak bizim aldığımız tedbirlerle birlikte, biz 2012 yılında büyümenin daha makul düzeylere, yüzde 4'e geleceğini öngörüyoruz" dedi.


"TÜRKİYE YÜZDE 4'LÜK BÜYÜMEYİ BAŞARIRSA, YUMUŞAK İNİŞİ DE BAŞARMIŞ OLUR"


Piyasaların bu konuya temkinli yaklaştığını kaydeden Şimşek, "Her ne kadar başlangıçta piyasalar buna temkinli yaklaştıysa da, biraz bunu aşırı iyimser bulduysa da, son haftalarda gözlemlediğim kadarıyla piyasalarda bu büyümeye artık 'herhalde olur', 'hatta bunu aşarız' diyen de birçok ses var. Türkiye eğer yüzde 4'lik büyümeyi bu sene başarırsa, yumuşak inişi başarmış olur. Yumuşak inişten kastettiğimiz şey şu; Türkiye son 2 yıldır iç talep tarafından desteklenen, esas itibariyle iç talep tarafından sürüklenen çok güçlü bir büyüme yaşadı. Takdir edersiniz ki, tasarruf oranlarının düşük olması, enerjide dışa bağımlı olmamız, özellikle enerji fiyatlarındaki hızlı yükseliş gibi sebeplerden ötürü Türkiye'de çok büyük bir cari açık söz konusu. Hükümet olarak bizim iç talebi bir miktar yumuşatma çabamız da esas bundan kaynaklanıyor. Bundan dolayı, eğer Türkiye yüzde 8'lik yüzde 9'luk bir büyüme oranından yüzde 4 civarında büyüme oranına geçişi sağlayabilirse, bir anlamda yumuşak inişi de sağlamış olacak. Biz bunun mümkün ve olası olduğunu düşünüyoruz. Son dönemde gelen veriler de o yönde.Yani özetle, kısa vadeli bir perspektifle baktığınız zaman, muhtemelen beklentilerin bir miktar iyileşmeye başladığı dönemdeyiz. Türkiye'ye ilişkin beklentiler de olumlu yönde seyrediyor" diye konuştu.


BAKAN ŞİMŞEK'TEN YATIRIM ÇAĞRISI


Dünyada yatırım konusunda çok ciddi bir rekabet olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, "Uluslararası firmalar gelsin, bizde üretim yapsın, bizde istihdam sağlasın diye çok ciddi rekabet alanı var. Türkiye de bu konuda hakikaten çok büyük bir mesafe kaydetti. Her ne kadar 1990'lı yıllar da büyük bir fırsat söz konusu olsa da, 1990'lı yılları kaybettik siyasi istikrarsızlık ve makro ekonomik istikrarsızlıktan dolayı. Ama olsun şu anda önemli bir noktadayız" dedi. Önemli olanın vergilendirme olduğunu kaydeden Şimşek, "Bizim derdimiz şu; tabii ki firmalar gelecek. Firmalar kâr edecek, kâr etmeyen firmanın ne kendisine ne de gittiği ülkeye faydası olmaz. Çünkü ilişki uzun vadeli olmaz. Şirket kâr edecek ki, gittiği ülkede kalıcı olsun. Biz de Türkiye'ye gelen firmaların kâr etmelerini istiyoruz. Kâr etmeden istihdamı arttırmak, yatırımları arttırmak mümkün olmayacak. Buraya kadar sorun yok ama şirketler vergi yükü en düşük ülkelere doğru kârı transfer etmeye kalktılar mı, tabii ki bir takım mekanizmalarla bizim de bu denetimi yapmamız gerekiyor " diye konuştu. Transfer fiyatlandırması konusunda son yıllarda Türkiye'nin mesafe katettiğini belirten Şimşek, "Hem doğrudan hem dolaylı vergilerde son yıllarda vergi yükünde, vergi oranlarında ciddi indirimler sağladık. Tüm bunların amacı yatırımları, istihdamı desteklemek ve Türkiye'nin 2023 veya 2050 vizyonunda, bizim öngördüğümüz küresel anlamda, gerek ekonomik gerek siyasi açıdan iyi bir şekilde konumlandırmasını sağlamaktır" dedi.


Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül ise transfer fiyatlandırması kavramının yeni kurumlar yasası mevzuatına girerek mevzuatın OECD modeline uyumlu hale getirildiğini kaydetti. Sempozyumun sonunda Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, sempozyuma katılımından ötürü Bakan Mehmet Şimşek'e bir hediye takdim etti.


(BB)