Düzce'de öğretmen olan Şadan Karakaya'nın 5.5 yaşındaki kızı Elif Suna'ya 3 yıl önce lösemi teşhisi konuldu. Ankara'da tedavisi sürdürülen Elif Suna'nın doktorları, ilik naklinin en başarılı yapıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne yakın olmaları gerektiğini söyleyince Şadan Karakaya ve hemşire eşi Özlem Karakaya, tayinlerini Ankara yerine Antalya'ya istemeye karar verdi. Özlem Karakaya, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne hemşire olarak geçerken, Şadan Karakaya ise özür durumu atamaları için ağustos ayını bekledi. Atama başvurusu yaparken branşı Tarih'te yer olmadığını gören Karakaya, büyük yıkım yaşadı.

TALEBİMİZ REDDEDİLDİ

Elif Suna'nın çok duygusal ve tedavisinin moral motivasyonla destek bulduğunu söyleyen Şadan Karakaya, “Lösemi tedavisi gören kızıma 'Ben Düzce'ye gidiyorum, siz annenle birlikte Antalya'da yaşayacaksınız' nasıl derim. İçinde bulunduğumuz durumu ona nasıl anlatırım. Onlar Antalya'da, ben Düzce'de nasıl yaşarım" diye konuştu.

Nisan ayında evlerini Antalya'ya taşıdıklarını aktaran Şadan Karakaya, "Eş durumu ve özür raporlarımı hazırlayıp bakanlığa verdim. Özür grubunda olduğumuz halde talebimiz reddedildi. Ankara'da yapılamayan naklin Antalya'da yapılması gerekiyor. Düzce'ye geri dönmem isteniyor. Özür grubunda il emri kaçınılmazdır. Mağdur edilmemek için sağlık özrü çok önemli, hastalığın tedavisi için moral motivasyon önemli. Çocuğumun yanında olmadan onun nasıl moralini yüksek tutarım. 'Ben Düzce'ye gideceğim' desem kızım nasıl karşılar. Kara kara düşünüyoruz" diye konuştu.

EŞİMİN BURADA OLMASINI İSTİYORUM

Anne Özlem Karakaya ise 2.5 yıldır beraber olamayan bir aile olduklarını belirterek, "Çok sancılı süreç geçirerek bu duruma geldik. Üstüne üstlük eşimin en azından yanımda olması gerekir. Bana destek olduğunu hissetmek ve çocuklarıma bir şeyler yapmaya çalışırken yanımda olmasını bilmek kadar istediğim bir şey yok. Çünkü çocuğumun hastalığı yarın bana ne getirecek bilmiyorum, bilmeden yaşıyorum. O zaman bana eşimden başka kim destek olur? Eşimin burada olmasını istiyorum" dedi.