“Bu botlar dünyada son derece yüksek teknolojiye sahip. Norveç’ten 12 yıl önce satın aldığımız bu botlarla bugüne kadar 1538 kişiyi kurtardık. Bunlardan 2000 yılında Norveç’ten 10 tane satın aldık. Doğal olarak da bu süreç içersinde bizim botumuz hava koşullarına uygun olmak zorunda. Göreve çıkacak kaptanlarımız süreci değerlendirir ve son kararı tamamen kendileri verir. Bizim en fazla 'çıkma' diye talimatımız olabilir. Siz 'çıkma' dediğiniz zaman oradakileri ölüme terk etmiş sayılırsınız. Benim tüm personelim 7/24 görev yapar ve bunun bilincindedir” dedi.

Yapılan eleştirileri hakkaniyete aykırı bulan Salih Orakçı, “Yok 'kayıktı' diyorlar. Yok 'tekne arızalıydı' diyorlar. Burada yukarıdan aşağı herkes denizcilik eğitimi, kültürü almış kişiler. Bu eleştirileri yapanlar denizcilik kültürü ile ilgisi olmayanlar. Biz gördüğümüze, bildiğimize göre hareket etmek zorundayız. Olay neydi? diye bakmak gerekiyor.

Öğleden önce 7-8 kuvvetinde hava vardı. Hava raporuna da güvenmediğimiz için, son derece yüksek teknolojiye sahip botumuzun üzerindeki, cihazları da dikkate alırız. Arkadaşlarımız kaptanla, gemiyle, botla konuştuklarında bunu da teyit ediyor. Her şeyi dikkate alıyorlar. Hava raporu 3-5. Oradaki hava 4 -5 veriyor. Biz ona da inanmadık Garipçe’den aldığımız değerler var. Sabahki şiddetinden düşmüş bir hava var. Bu raporlar bu operasyonu yapmak için uygun olarak görülüyor.

Önce bir botumuz olay yerinden 4 kişiyi kurtarıyor. Bu personeli İstinye Devlet Hastanesi’ne götürüyorlar. Yerine yeni bot koymanız gerekiyor. Biz buradan iki tane bot sevk ettik. Olay yerine yakın olduğu için Şile’den Cemil Özmen kaptanın bulunduğu Kıyı Emniyeti-7 isimli bot da hareket ediyor. Ancak, bizim de şu anda anlamadığımız nedenle, bir anda döndü, sürüklendi, kayaya çarparak parçalandı. Normal şartlarda yoluna devam edebilse bu bota hiçbirşey olmaz. Aynı ve daha kötü hava şartlarında aynı tip botlarımız çalışıyor” diye konuştu.

İzinli personelin göreve çağrıldığı iddialarına karşılık personelin görevde olduğunu söyleyerek Salih Orakçı şunları söyledi:

“Bizim personelimiz her zaman hayatını hiçe saymıştır. Bizde personel tüm sistemi denetler, kendi insiyatifi ile karar alır. Kimseyi zorla göreve gönderemezsiniz. Böyle bir seçenek yok. Adamın midesi bozulabilir. Dün iki personeli kendi insiyatifi ile değiştirdik. Biz bu süreçleri sürekli yapıyoruz. Bizde sen ben olmaz, personel sürekli hazırdır. İşimizin gerçekten mantığı budur. Burada arslanlar gibi savaşan, 12 kişiyi kurtarmak için göreve çıkan bir personel var.

Şu anda batan gemiden 7 tane, kendi personelinden bir, bir de kayıp denizci olmak üzere 9 kayıbın aramalarının devam ettiklerini söyleyen Salih Orakçı, “Kurtulan personelimiz ile yardımcım konuştu. Kendisi, ‘Bu bizim asli görevimiz. Şu anda tekrar bir görev varsa hazırım.

Bu süreçte bizim anlamadığımız gelişen bir şey oldu. Onu çözmeye çalışıyoruz. Mendirekten çıkışına bakıyoruz. Çok rahat çıkmış. Bir sorun yok. Ne olduysa bir anda sürüklendi ve her şey 5-10 dakika içerisinde oldu. Bilirkişi çağıracağız. Kendi içimizde teftiş kuruluşumuza da incelemesini başlatıyoruz. Biz bu riskleri bilerek çalışıyoruz. Tüm arkadaşlarım bunun bilincinde. Hiçbir personelimizden öf-pöf duymuyoruz.”

Kaptan Cemil Özmen’in kendi dalında gözü pek olarak bilinen ve kurumda az sayıda kişinin hak ettiği ödüllerinin bulunduğunu söyleyen Salih Orakçı, “Kaptanımız bu mendirekten 100 kere geçse 99’unda hiçbir şey olmaz. Bizim anlamadığımız şey ne olduysa o.” dedi.

Bu arada Cemil Özmen ve Turgay Sarıboğa’nın cenazelerinin yarın Beykoz ve Çubuklu’dan kaldırılacağı öğrenildi.

(BB)