Diyarbakır'da görülen KCK Şanlıurfa davasında tutuklu yargılanan Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın duruşmasını izleyen Gültan Kışanak, duruşma çıkışı açıklamalarda bulundu. Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da açlık grevlerinin şov olduğu yönündeki sözlerine değinerek, "Başbakan, kişisel olarak böyle bir otoriter yönetim anlayışını temsil etmeye çalışıyor. Bütün beyan ve açıklamalarıyla 'Bu ülkede her şey benden sorulur, ben canımın istediğine özgürlük veririm, istemediğine özgürlük vermem' yaklaşımı içerisindedir. Bunun yarattığı bir tartışma ortama aynı zamanda Başbakan'ın kendisi şov yapma yaklaşımı içerisindedir" diye konuştu.

"ŞOV YAPARKEN, ADALET BAKANINA SORABİLİRDİ"

Başbakan Erdoğan'ın açlık grevleri konusunda Adalet Bakanı ile çeliştiğini öne süren Kışanak, şöyle konuştu:

"İnsan şov yaparken döner Adalet Bakanı'na sorar. 'Ben bir şov yapacağım ama ne var ne yok rezil olurmuyum' diye sorabilirdi. Bunu sormadan bir şov yapmaya kalkışmış ve gerçekten de kendisi zor bir duruma düşmüştür. Çünkü aynı dakikalarda Adalet Bakanı cezaevlerindeki açlık grevinin 600 sayısını aştığını ifade etmiştir. Bugün bize gelen yeni sayılara göre açlık grevine katılanların sayısı 700'leri aşmıştır. Açıkça bu beyan bir yalandır ve siyasi şov yapma hırsından kaynaklanmaktadır. Ne yazık ki siyasi şov yapma hırsı, insanların canı ve yaşamı üzerine bir pazarlık haline dönüşmüştür. Bu Başbakan'ın kendisinin kişisel olarak, vicdani olarak kamuoyu nezdinde mahkum olmasını gerektirecek bir durumdur. Bu söylemleri ile cezaevlerindeki açlık grevi gerçeğini gizlemek, çarpıtmak çünkü, kamuoyu nezdinde duyarlılığı azaltmaya çalışıyor. Bunları yapmaya çalışıyor ama bunları yapmaya çalışmak ölümlere davetiye çıkartmaktır."

Gültan Kışanak, Türkiye'de kamuoyunun açlık grevleri konusunda ortaya koyduğu hassasiyet, duyarlılığın ölümleri durdurabileceğini söyledi. Kışanak, bunun giderek gelişmesinin, ölümleri önleyecek bir bir duyarlılık olacağını ifade ederken şöyle konuştu:

"Biz bunu geliştirmeye çalışırken, Başbakan insanları itibarsızlaştırmaya, ortada açlık grevi yokmuş gibi bir hava yaratarak duyarsızlık içerisinde ölümleri bir an evvel gelişmesini yaratmaya çalışıyor. Bu gerçekten insani, vicdani ve ahlaki olarak sorgulanması gereken bir durumdur. Kendisi çok iyi biliyor isterse Adalet Bakanı bu rakamları kendisine verebilir. Tamamında kilo kaybı başlamıştır, sağlık konusunda ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmış, nabızları ve tansiyonları düşmüş, mide rahatsızlığı ve kanamalar başlamıştır. Yani hayati derecede artık risklerin oluştuğu bir süreçte her an belki duymak istemediğimiz şeylerin duyacağımız riskinin oluştuğu bir dönemde Başbakan'ın kalkıp vicdansız bir açıklama yapması ben kamuoyunun halkın taktirine bırakıyorum."

Gültan Kışanak, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in tutuklu milletvekilleri konusunda sorunun yasal ve anayasal değişikle çözülmesi gerektiği ile ilgili açıklamalarını da değerlendirdi. Kışanak, uzun süre bunu savunduklarını, bunun bazı kişilerin, mahkemelerin tasarrufuna bırakılacak bir konu olmadığını acilen parlamentonun sorumluluk alması ve yasal düzenleme yapması gerektiğini dile getirdiklerini anlatırken şöyle dedi:

"Bugün sayın Cemil Çiçek'in bu konuda beyanda bulunması önemlidir. Ancak buna direnin ve halkın iradesini yasal bahanelerle engellemek isteyen bir AKP iktidarı var ve Meclis'te çoğunluğunu oluşturuyorlar. Bu yasal düzenlemeye önünde AKP'nin tutumu bir engel halindedir. Açıkca AKP halkın iradesini gasp etme konusunda bir siyasi tavır içerisindedir. Türkiye'de adalet ve yargılama sisteminde oldukça fazla problemler var. Özel yetkili mahkemelerden kaynaklanan, mahkemelerin kendi içlerindeki ideolojik yaklaşımlarından, bazı mahkemelerin siyasi iktidar ile tartışmalarından dolayı yaşanan problemler var. Adalet sistemi o kadar problemlidirki bu ülkenin Başbakan'ı MİT Müsteşarı'nı adalete teslim edememiştir. Adalete teslim edildiğinde oradan nasıl bir sonuç çıkacağını bilemediği için bir yasal düzenleme yaptı ve MİT Müsteşarı'nı böylece bu sorunun dışına çıkarmaya çalıştı. Ama halkın oyları ile seçilmiş ve halkın iradesi ile seçilmiş milletvekillerini böylesi bir karmaşa ve kaosun içerisine atıp siyasettende aslında tahliye edilmemeleri yönünde demeçleri ile de bu sorunu giderek derinleştiren bir yaklaşım içerisinde. Bu nedenle sayın Cemil Çiçek'in sözleri önemlidir. Muhatabı da AKP grubudur."

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Şemdinli'de PKK'lılarla kucaklaşmaları ile ilgili hazırlanan fezlekeye de değinirken, böyle bir ortamda böyle bir tartışma yapmak istemediğini söyledi. Kışanak, şöyle devam etti:

"İnsanların çözümün yolunu açmak için ölüm sınırına dayandığı bir dönemde bizim dokunulmazlığımızın hiçbir kıymetinin olmadığını düşünüyorum. Eğer parlemontoda çoğunluğunu elinde bulunduran hükümet böyle düşünüyorsa varsın dokunulmazlığımızı düşürsün, milletvekilliğimizi düşürsün, bizi cezaevinede koysun. Eğer sorun olarak bizi görüyorsa bunların hepsini yapabilir. Biz bu konuda hiç bir tartışmaya girmek istemiyoruz. Bizim şu anda gündemimiz bu ölümleri ve ölümü doğru giden bu yolu bir çözüme çevirmek ve buradan bir çözüm ve çıkış yolu bulabilmek ve olası ölümlerin önüne geçmektir."



FA,BB(GG/İD)