Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı oturumunda konuştu. Kamu maliye yönetiminin TBMM'nin bütçe hakkına uygun yürütüldüğünü, yani bütçe hakkının TBMM'ye ait olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Yetkililer parlamentoya gelip hesap vereceklerdir. Bütçe nasıl başlıyor? Bir siyasal iktidarın parlamentoya saygı duyması için yasalara uymak zorundadır. Daha önce bu bütçeler parlamentoya gelirken orta vadeli program mayıs ayında açıklanırdı. Bu son yıllarda sürekli geciktiriliyor" dedi. Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Sayın Başbakan'a sesleniyorum, bu kürsüye geleceksiniz. Niçin 37 gün ihlal ederek orta vadeli planı açıkladığınızı? Bize açıklayın. Kesin hesap, TBMM'den çıkan bütçenin ne kadar tutarlı olduğunu gösterir. Sayıştay kamu adına bütçeyi denetler. 1862 yılından beri bu uygulama böyledir. Atalarımızı seviyoruz atalarımızın yaptığı doğru işlere de sahip çıkalım. Sayıştayın denetimdeki amacı, Türkiye'ye güvenilir ve yeterli bilgi sunulmasıdır. Bir yasa çıktı parlamentodan. Sayıştay bize bütçe yasası geldiğinde bu raporları getirecek. Geldi mi? Gelmedi... 'Sayıştay raporları bütçeyle Meclis'e gelmek zorundadır' diyor. Bütçe harcamalarının doğru yapılıp yapılmadığını Sayıştay gelip denetleyecek ondan sonra biz oy vereceğiz. Siz nasıl el kaldıracaksınız? Vicdanlarımızı kilitlemeyelim. Burada oturan hükümet görevini yapmıyor. 'Rapor yok, bunu oylayın onaylayalım. Benim AKP'li askerlerim var deyip nasıl olsa geçiririm' diyorlar. Sayıştay Yasası'nda değişiklik yaptınız. O kanun hükmünde kararnameyi çıkarırken siz Sayıştay'a sordunuz mu sormadınız mı? Tüyü bitmemiş yetimin hakkı görüşülüyor burada. Kamu harcamalarını Meclis adına denetleyen kurumun raporunu meclise getirmiyorsunuz."

İŞSİZLİK BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR

Parlak tabloları gazetelerden okuğunu belirten Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, Bakanlar Kurulu'nun karnesini çıkaracağını söyleyerek şunları kaydetti:

"Sayın Başbakan siz Niğde'deye gittiğinizde patatesin fiyatını sordunuz mu? Siz saman ithal ettiniz. Siz 21. yüzyılın Türkiye'sinde saman ithal ettiniz. Bizim meramız mı yok. Hollanda Konya'dan küçük bir yılda 80 milyar dolarlık tarım ihracatı yapıyor. Tarımı da öldürdük. 2002 yılında tarımda kullanılan arazi miktarı 3 milyon hektar azaldı. Balıkesir'e besicilere gidin. İşsizlik... Türkiye'nin en temel sorunlarından biri işsizliktir. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. 2000 yılında işsizlik yüzde 7'ydi. 2012 8.8. Hani ekonomi büyüyordu. Eğer büyüme köpüklü büyümeyse o ayrı. İşsizlik nasıl çözülür ona da geleceğim. 10 yıldır bu ülkede işsizlik kol geziyor. Sayın Başbakan işsizliğe mucize bir çözüm buldu. Her işveren bir işçi alırsa bu sorun çözülür. Sayın Başbakan size bu öğüdü kim verdi merak ediyorum. İntiharlar artıyor niye artıyor o zaman? Atama bekleyen öğretmenler var niye bekliyorlar. Hızlı büyüme. AKP döneminde ekonomi öyle bir büyümüş ki kimse yetişememiş. 2 dünya savaşı darbeler falan hepsini topla 5.2 büyüme. Sizin döneminizi alıyorum bu rakamın altında. Büyüme mucizemiz bu değerli arkadaşlarımız. 2003-2012 yılında bizimle aynı kulvarda yürüyenlerin büyüme ortalaması yüzde 6.4. Biz yüzde 5.1. Bugün büyüme silahları geldi. Beklentinin çok altında. Bu rakam hükümetin başarısız olduğunu gösteriyor.

2002'de doğan her çocuk bin 963 dolar borçla doğuyordu. Sizin devri iktidarınızda 4 bin 320 dolar borçla doğuyor. Vatandaşın kredi kartı borcu 68 milyar liraya çıktı. Sadece bu mu vatandaşların çektiği kredi borçları var 187 milyar TL. Hükümet ne yaptı icra dairelerinin sayısını arttırdı."

NİÇİN 7 KEZ MALİ AF ÇIKARTTINIZ?

AK Parti Hükümeti döneminde 20 milyon icra dosyasının oluştuğnu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu konuda evet başarılısınız" dedi. Bir ekonominin büyümesinin temelinde üretimin olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Tüketim odaklı değil üretim. Bunu yapmazsanız işsizliği çözemezsiniz, dünyada söz hakkına sahip olmazsınız. Üretimin önündeki engelleri ortadan kaldıracaksınız. Niçin 7 kez mali af çıkarttınız? O mali afları çıkardınız, onları niye şantaj olarak kullandınız? Eğer böyle birine rastlamadıysanız ben size yarın 15-20 kişi yollayayım. Beyanını artır yoksa hesabını inceleyeceğiz. Devlet vatandaşına şantaj yapmaz. Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ikinci ülkeyiz. Diğer ülkeler yüzde 33 avantajla başlıyor. Polonyalı yüzde 12 daha avantajlı. Sayın Başbakan ve ekibinin kullandığı bir cümle var '2023'e rekorla gireceğiz'. Biz 1987 yılında 14. büyük ekonomiydik. Şimdi 17. büyük ekonomiyiz. Neden geriye gidiyoruz? Siz rakiplerinizi de kıyaslayacaksınız. Kimin döneminde geriledik.

Bir başbakan yardımıcısı şunu söylüyor: Türkiye'nin mevcut üretim planlamasıyla 2023 mhedefine ulaşması asla mümkün değildir. Bu politikayla siz bunun yakalayamazsınız. Bir çok konuda önemli adımlar attık diyor ama eğitimde kaliteyi arttıramadık diyor. Nicelik olarak iyiyiz ama nitelik konusunda uzun bir yol alacağız diyor. Doğrulara her zaman doğru dedik. Ekonomiyi bilimden ayrırsanız doğru bir yola giremezsiniz. katma değerli ürünlere yatırım yapmalısınız. Teşvik politikanızı buna göre yapmalısınız. 2002'de toplam ihracatımız içindeki katma değerli ürünlerin oranı yüzde 6. 2012 yılında yüzde 2'ye düştü. Üniversiteleri ne hale getirdiniz. Üniversiteyi konuşturmazsanız orada nasıl bilim olur. Ara malı ithal ediyoruz. Siz Türk lirasını şişirirseniz ara mal ithalatını cazip hale getirirsiniz."

450 MİLYAR LİRAYI KİMİN PARASIYLA ÖDEDİNİZ

Türkiye'nin 2011 yılında dünyada en yüksek cari açığı veren ikinci ülke olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Bu ekonomik politika ile bu cari açıkla bu tren yürümüyor' dendiğini belirterek, "Ekonomi şimdi soğutuluyor. Bir ülke üretmeden tüketiyorsa hasar görür. Dışarıdan sıcak para geliyor durumumuz iyiyiz diyor" dedi.

"Bir ingiliz bankacı 1 milyon dolarını Türkiye'de değerlendirseydi bir ayda 200 bin dolar gelir elde ediyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir esnaf bu parayı kazanabiliyor mu, esnafta dolar ne arar. 1979'dan 2003'e kadar Türkiye'nin bütçesinden ödenen faiz 134 milyar. 2003-2012 arasına 450 milyar lira faiz ödemişiz. 450 milyar lirayı kimin parasıyla ödediniz. Buna ne denir, tefeci ekonomisi denir. Londra'da oturan adam kazanıyor. 2011'in aralık ayında İMKB'ye 1 milyar dolar gönderen birisi 3 aralık 2012'de 1 milyon 544 bin dolar elde ediyor. Hangi sanayici kazanır? Sıcak para spekülatörlerine para gönderiyorlar. Aynı bankacı bu parayı Rusya'ya gönderseydi 93 bin dolar kazanacaktı. Bu adamlar Türkiye'yi sevmesin de kim sevsin?" dedi.

NABUCCO'YU ÇÖPE ATTINIZ

Rusya ile yapılan enerji anlaşmaları hakkında da açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Bizim kadar Rusya'ya bağlı bir ülke daha var mıdır?" diye sordu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Alla'ın verdiği, gelipte yerleştiğimiz jeopolotik bir konum. Sayın Başbakan sana bir sorum daha var. Bu durumda bizim kadar Rusya'ya bağlı bir ülke daha var mıdır? Sayın Başbakan Rusya'ya bir yılbaşı gezisi yaptınız. Karadeniz'de Avrupa'ya doğalgaza izin verdiniz? Rusya'nın yıllardır istediği şey bu. Niye verdiniz bu izni? Ne yaptınız biliyor musunuz? Nabucco'yu çöpe attınız.

İçime sindiremediğim Türkiye'ye yakışmayan bir sözü duyduğum için de kendimi çok kötü hissettim. Bir Rum bakan çıkıp dediki 'arama yaparız kime ne bundan'. Biz ne yaptık Piri Reis'i gönderdik. Allah aşkına Türkiye'yi bu duruma düşürmek bizim büyüklüğümüze yakışır mı? Komşularımızla sıfır sorun olacaktı. Şimdi ne oldu? Hepsiyle düşman olduk."

İSRAİL'LE KAPALI KAPILAR ARASINDA NASIL BİR PAZARLIK İÇİNDESİNİZ?

Sicili bozuk bir yürütme organının ülkenin başına dert açacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Askerlerimizin başına çuval geçirdiler ne yaptılar? Gazeteciler soruyor nota verecek misiniz? Ne notası müzük notası mı diyorlar. Siz İsrail'le kapalı kapılar arasında nasıl bir pazarlık içindesiniz?" diye sordu.

"Sayın Başbakan kürsüye gelip özür dileyeceksiniz. Türkiye toprakları NATO'nun toprakları değildir" diyen Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerini de hatırlatarak şunları söyledi:

"Bu parlamentoda 8 milletvekili tutuklu. Oturduk konuştuk Meclis Başkanıyla. Benim bildiğim söz namustur. Bu imzaladığımız protokolün metnidir. Sayın Başbakan Pınarhisar Cezaevi'ne giderken 'adalet istiyorum' dedi. Toplumun büyük bir kısmı bu isyanı duymadı. Biz yasayı değiştirdik geldi başbakan olarak koltuğuna oturdu. 8 vekilin seçimlere girme yasağı yoktu ama başbakanın vardı. Karar resmi gazetede yayınlandı. Bu demorkasi ayıbının giderilmesi lazım. Sakin ola ki biz davalar devam etmesin demiyoruz. Ama mahkum edilmemişlerdir. Parasız eğitim isteyenlerin hapiste olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Gittiğiniz herhangi bir ülkede basılmamış kitaba yasak getirildiğinizi gördünüz mü?"

ULUDERE'NİN SORUMLUSU ARKANIZDA OTURANLARDIR

Kılıçdaroğlu, bayram kutlaması için izin istenmeyeceğini dile geriterek şunları kaydetti:

"Cumhuriyet Bayramı kutlaması için izin istenmez. Vay efendim siz misiniz bayram kutlayan biber gazına müracat. Böyle demokrasi olmaz. Daha önce statlarda bayram kutlanır mı dediniz şimdi de sokak kutlamalarını yasaklıyorsunuz. Eğer orada sağduyulu polislerimiz olmasaydı ortalık kan gölüne dönerdi. Uludere'nin sorumlusu arkanızda oturanlardır. Sınır ötesi operasyon yapma yetkisi Meclis'e ait. Meclis yetkiyi hükümete verdi. Onlar da gittiler 34 vatandaşımızı imha ettiler. Ben doğmadan önce yaşanan olayı bana soruyorsun sonra da senin yaptığın katliamı söyleyince kızıyorsun. Bu hükümet halkına, parlamentoya hesap veren hükümet değildir. Gazeteciler konuşamıyor 76 gazetecinin hapiste olduğu başka bir ülke yok. Neymiş o teröristmiş. Düşünce açıklayan insana ne zamandır terörist diyoruz. Düşünce özgürlü hayatı ve dünyayı sorgulamaktır. İktidarları sorgulamaktır. İktidarın her dediği doğrudur dediğiniz zaman orada iktidar bitiyor. O sayıştay raporu gelmeden kesin hesap yapılamaz."

SEVSİNLER BÖYLE DARBEYE KARŞI GELEN PAŞAYI

Başbakan Erdoğan'ın defalarca sivil iktidarlardan bahsettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan 12 Eylül darbe hukukunu değiştirmeye var mısın?" dedi. Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle tamamladı:

"Yürütme organı ve Başbakan defalarca sivil iktidardan bahsettiler. Sayın Başbakan 12 Eylül darbe hukukunu değiştirmeye var mısın? Varsan gel tamamını değiştirelim. Ama siz darbe hukukunun arkasına saklanırsanız olmaz. Yüzde 10 barajını yani Kenan Evren'in getirdiği yasanın arkasına niye saklanıyorsun. Demokrasi budur işte arkadaşlar. Ben darbeye karşıyım diyen Başbakan, kendisine muhtıra veren Paşa'ya üstün hizmet madalyası veriyorsun. Bir de zırhlı araç vereceksin. Sevsinler böyle darbeye karşı gelen paşayı. Bu bütçe halka bir şey vermiyor. Bu hükümet döneminde mazota yüzde 208 oranında zam yapıldı. Pek çok şeye zam yapıldı. Memura gelince 4+4. Emekliye gelince 3+3. Dolmuş ücreti yüzde 183. Siz hiç bir siyasi iktidarının milli gelirden size pay vermeyeceğim dediğini duydunuz mu? Bu bir demokrasi ayıbıdır. Esnaf geçinemiyort yüzde 15 maaşından kesiliyor. Siz hiç çalışan ülkenin cezalandırıldığı başka bir ülke gördünüz mü? Bir bütçenin parlamentoda ayrıntılı tartışılması lazım. İktidar muhalefet ayrımı yapmadan artılar ve eksilerin söylenmesi lazım. 3y ile yola çıktılar 3z ile geldiler. Zam, zulüm ve zindan."

GK(SSA)