CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunda yayınlanan Tarafsız Bölge programına katılarak Ahmet Hakan'ın moderatörlüğünde gazeteciler Metehan Demir, Fikret Bila, Faruk Mercan ile Deniz Zeyrek’in başta Suriye krizi olmak üzere Kürt sorunu ve güncel olaylara ilişkin sorularını yanıtladı. Suriye krizi konusunda hükümeti ve iktidarın dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Savaş istemek bir halkı düşman kabul etmek, oraya savaş uçaklarını göndermek çözüm değildir. Biz kendi coğrafyamızda barış istiyoruz. Suriye politikasının tarihsel süreçte ele alınması gerekir. Vizeyi kaldırdılar, ortak bakanlar kurulu topladılar, ortak milli maç yaptılar tüm bunlardan halk çok memnundu. Ama tablo bir gün de değişti. Biz savaş çığırtkanlığı yapmıyoruz, dış politika bir blöf alanı değildir. Kuzey Irakta askerlerinizin başına çuval geçirildi, hiçbirşey yapmadınız. Gazze olayı, dokuz Türk vatandaşı uluslararası sularda katledilmiştir., Doğu Akdeniz'de Rumlar doğalgaz ve petrol buldular tüm bu olayları savaş nedeni olarak kabul ederiz dediler, ama hiçbirşey yapmadılar. Büyük laf etmeyeceksiniz. Büyük laflar ettiğiniz zaman gereğini yapacaksınız. Ben hiçbir zaman komşularımızla savaş edelim demedim, demem. Bu ülkenin dış politikası blöf üzerine kurulu, yanlış bir dış politika güdüyor. Yanlış dış politika Türkiye'nin Ortadoğu'daki konumuna zarar veriyor. Suriye olayı hakkında başbakanla görüşmemizde bizim görüşümüz alınmadı. Görüşmemizde görüntü izlemedik, sadece krokiler vardı. Telsiz sesleri dinletilmedi. Eğer biz iktidarda olsaydık Suriye dış politikamız böyle olmazdı. Başbakan olsaydım böyle bir tabloyu yaşatmazdım Türkiye'ye. Suriyeyle ilişkilerimi 2009 yılı öncesi gibi olurdu. Bizim ne yapacağımız CHP tarihine bakılarak görülebilir. Mavi Marmara gemisi baskını hukuken önlenebilirdi. Geminin gönderilmemesini ısrarla istediler. Dışişleri bakanlığının yaptığı görüşmeler komuoyuna açıklansın istedim açıklamadılar. Bizim zaten Gazze'de Kızılay'ın tesisi var, yardım götürebiliyoruz. Niye böyle bir provakasyona Türkiye Cumhuriyeti'ni alet ediyorsunuz. Türk askerinin başına çuval geçirmesinde Amerika'ya nota verebilirdi. Buna bile cesaret edemediler. Bir başabakanın dış politikada laf söylerken çok dikkatli olması gerekir. Başbakan'ın dün grupta yaptığı konuşma neydi? Bütün dünya izledi, ne oldu orada? Bir çaresizlik ifade ediliyor orada. NATO ne yapacak orada? NATO'ya üye olmasaydık bile NATO aynı şeyi konuşacaktı. Türkiye başabakanının böyle bir durum karşısında çaresiz kalması beni üzdü. Başbakanı yanlış sözleriyle yüzleşmeye davet ediyorum. Esad'ın kendi ülkesinde demokrasi ve özgürlüklerden yana bir politika izlemediğini hepimiz biliyoruz. Ama unutmamamız gereken, Ortadoğu'nun denklemidir. Suriye tek başına Suriye değildir. Bu denklemde Rusya var. Esad gitsin, diyorsunuz; kim gelecek? Arap baharının yaşadığı hangi ülkeye demokrasi geldi? Bir Fransız gazeteci, 1789 Fransız devriminin bile hala oturmadığını söyler. 10 yıl önce Şam'ın üzerinden Türkiyeye ait bir uçak geçse kimse ağzını açamazdı bir saygınlığı vardı. Türkiye Ortadoğu'nun gücü olmak yerine, Ortadoğu'nun şamar oğlanı haline geldi, Ortadoğu'daki etkinliğini yitirdi."

TÜRKİYE'NİN ULUSAL ÇIKARLARININ GEREKTİRDİĞİ HER KARARA DESTEK VERİRİZ

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ulusal çıkarlarının gerektiği her karara destek verebileceklerini belirtti. Başbakan Erdoğan ile düşen uçakla ilgili yaptıkları görüşmeye de değinen Kılıçdaroğlu, Türk pilotların bulunamamasını eleştirirken şunları kaydetti: "Bize bir postal fotoğrafı gösterildi. Diğer 3 postalın fotoğrafını görmedik. Bulunan bot sayısının 4'e yükseldiği söylendi. Eğer pilot kabinindeki koltuklar uçaktan fırlayıp ayrılıyorsa, onun çıkardığı bir ses var. Onu mutlaka radar tespit eder. Fakat burada ne o ses nede radar tespiti var. Suriye ile diplomatik kanalların açık olması gerekirdi. Büyükelçilik kapandı bence yanlıştı. Biz Arap baharı ile ilgili bir toplantı düzenledik. Muhalifler de geldi, rejim destekçisi de geldi. Söylediğimiz şu bir ülkenin içişlerine burnumuzu sokmayalım. Biz oraya iki kez heyet gönderdik. Doğruyu yanlışı görmek istedik. Oradan gelen haberler her zaman sağlıklı olmayabiliyor. Savaş mı açalım yani? Birleşmiş Milletler girer devreye. Biz itiraz mı ettik buna? 'Sınırda askeri haraketlilik olursa, uyarısız vururuz' denildi. Hangi gerekçeyle alındığı önemli. Savaş açma yetkisi Meclise ait. hükümetin gerçekten öyle bir düşüncesi varsa Meclis'ten tezkere ile izin istemesi lazım. hükümetin ihtiyacı varsa gerekirse kapalı oturum yapılır, vurma kararını meclis alır, sınır ihlali olursa vurulabilir. Türkiye'nin ulusal çıkarlarının gerektirdiği her karara destek veririz. Ama bunu yaparken bizi bu noktaya kim nasıl getirdi demezsek yanlış yapmış oluruz. Bir gerçeğin altını çiziyoruz, savaşa girmeyi, Türkiye'nin bir bataklığa girmesini istemeyiz."

BATIDAKİ GÜÇLERİN ORTADOĞU'DAKİ TAŞERANOSUNUZ

Suriye'nin Türkiye'den özür dilemesi gerektiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, hukuk mücadelesi verilmesi halinde sonu alınabileceğini söyledi. Türkiye'nin bölgede taşeron ülke haline geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Geleceği düşünerek dış politika oluşturacaksınız. Eğer kendi dış politikalarınızı başka ülkelerin dış politikalarına endekslemişseniz o size özgü dış politika değildir. Siz batıdaki egemen güçlerin ortadoğudaki taşeronusuz. Taşeron ne demek başkasına ait bir işi yapmak demek. Burada da başkasına ait bir işi yapıyoruz. Konuşmalar makaleler yazılar söylemler var. Kendimize özgü bir dış politika oluşturmadık ki biz. Şuna kızın diyorlar biz kalkıp kızıyoruz. Şunu eleştirin diyorlar eleştiriyoruz. Çıkıyor, söylüyor zaten kişi 'sen' diyor 'Esadla aran çok iyi, git Esad'a söyle başkanlığı bıraksın'. Bunu söylüyorlar" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN ORTADOĞU'DAKİ OYUN KURUCULUĞU

Türkiye'nin Ortadoğu'daki oyun kuruculuğuyla ilgili soruya Kılıçdaroğlu, "Hangi oyunu kurdu? Sizin bir jetinizin düşürülmesi olayı mı? Irak Başbakanı size karşı hangi oyunu kurduk? Füzeyi kalkanını kurdunuz, Küreciğe. Rusya ve iran açıklama yaptı, 'Bir savaş sırasında ilk vuracağımız yer Küreciktir.' Ne yaptık? Önce 'NATO Üssü dedik' NATO Üssü olmadığı anlaşıldı" dedi.

ESAD REJİMİNİ SAVUNMADIK, BAŞKA ÜLKELERİN İÇİŞLERİNE BURNUMUZU SOKMAYALIM DEDİK

Esad rejimini hiçbir zaman savunmadıklarını söyleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Biz hiçbir zaman Esad rejimini savunmadık. CHP olarak hiçbir zaman, 'Esad çok iyi yapıyor, yerinde kalsın, korunsun' demedik. Söylediğimiz, 'Bir ülkenin içişlerine hiçbir zaman burnumuzu sokmayalım."

Suriye rejiminin kendi halkına karşı uyguladığı şiddetin belirli kaynaklardan geldiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu birbirinden farklı kaynaklardan gelen katliam haberlerine her zaman inanılmaması gerektiğine dikkat çekerken, Suriye'de bir katliam varsa dahi, yapılması gerekeninin Suriye'ye savaş açmak yerine Birleşmiş Milletler nezninde karar alınması gerektiğini söyledi.

KEMALİZM İLE BAASÇILIĞI AYNI KEFEYE KOYMAK CEHALETİN SONUCUDUR

Başbakan Erdoğan ile bazı AKP'lilerin 'CHP ile Baas rejimi arasında yakınlık var ve Esad'ın inançları Kılıçdaroğlu'nun inançları arasında yakınlık vardır' iddialarının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Onların önce Kemalizm'i bilmeleri lazım. Bence onlar ne Kemalizm'i ne de Baasçılığı bilmiyorlar. İkisi birbirinden çok farklı, taban tabana zıttır. Bu yüzden bu ikisini aynı kefeye koymak cehaletin bir sonucudur. Biz hiçbir zaman, hiçbir ortamda Beşar Esad'ı savunmadık. Hiçbir CHP'li de savunmadı. Biz sadece izlenilen dış politikanın yanlış olduğunu söyledik. AKP iktidarı Suriye ile iyi ilişkiler kurarken, başka biri mi vardı Suriye'nin başında. Biz buna o zaman itiraz mı ettik? Aksine bundan memnun olduk" diye cevap verdi.



DHA (GD/RT)