Eğitim- Sen, SES, BES, Haber- Sen, BTS, Adana Tabip Odası, TTB yöneticisi ve üyesi kişilerle ilgili Adana Valiliği'nin açtığı soruşturmanın konusu 'PKK/KCK-TM Terör örgütüne yönelik operasyonları protesto eden devlet memurları' olarak tanımlandı.

Soruşturmada görevlendirilen müfettişlere suçlanan devlet memurları Abdullah Yalçın (Eğitim Sen Mali Sekreteri), Ahmet Karagöz (Eğitim Sen Örgütlenme Sekreteri), Ayhan Topal (Eğitim Sen Üyesi) Cem Eren (ESM Şube Başkanı), Eser Çapar (Eğitim Sen Üyesi), Esra Arslan Kösele (Eğitim Sen Kadın Sekreteri), Faruk Onuk (SES Özlük ve Hukuk Sekreteri), Gülistan Atasoy (SES Kadın Sekreteri), Güven Boğa (Eğitim Sen Eski Şube Başkanı), Halil Kara (Eğitim Sen Eğitim Sekreteri), Kamuran Karaca (Eğitim Sen Şube Başkanı), Rüştü Şatır (Eğitim Sen Eski Eğitim Sekreteri), Mehmet Akarsubaşı (Eğitim Sen Eski Örgütlenme Sekreteri), Musa Elçi (Eğitim Sen Üyesi), Muzaffer Yüksel (SES Şube Başkanı), Münir Korkmaz (Eğitim Sen Eski yön. kur. üyesi), Orhan Alıcı (Eğitim Sen Özlük ve Hukuk Sekreteri), Sinan Tunç (BES Şube Başkanı), Şahin Yalınkılıç (Haber Sen yön. kur. üyesi), Tonguç Özkan (BTS Şube Başkanı), Yalçın Alçiçek (Eğitim Sen Şube Sekreteri), Ali İhsan Ökten (Adana Tabip Odası Başkanı), Nuh Demirpas (Adana Tabip Odası yönetim kurulu Üyesi) ve İsmail Bulca (TTB Genel Merkez Konsey Üyesi) ortak savunma verdi.

Soruşturmaya konu eylemlere katılmamın Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar, Anayasa ve diğer kanunlarla teminat altına alınmış sendikal faaliyet ve özgülükler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini savunan sendikacılar ve oda yöneticileri, özetle şöyle dedi:

"Sendikalar ve kitle örgütleri demokratik rejimlerin vazgeçilmez unsurlarıdır. Sendikalar, ekonomik ve sosyal istemler dışında onları doğrudan ilgilendiren konularda demokratik tepkilerini dile getirebilir ve bu doğrultuda üyelerini yönlendirebilir. Bu, sendikaların en doğal hakkıdır. Sendikaların yöneticileri, üyeleri ve tüzel kişiliklerine yönelik ceza soruşturmalarına karşı kamuoyu oluşturmak kastı ile eylem düzenlenmesi suç olarak değerlendirilemez.

Bütün yasal mevzuatlar ve mahkeme kararları birlikte değerlendirildiğinde sendikal hakların kullanılması niteliğindeki eylemler disiplin cezasını gerektirmemektedir. Yaptığım görevin niteliği dikkate alındığında gerek hizmet alanım, gerekse kurumsal işlevler bakımından herhangi bir sorun veya mağduriyet yaşandığına dair bir tespit de bulunmamaktadır. Dolayısıyla, temel hak ve özgürlükler arasında olduğu kuşkusuz olan, aynı zamanda başbakanlık genelgeleriyle kullanılması özendirilen hak ve özgürlüklerin kullanılması en doğal hakkımızdır."