Cem TURSUN / İSTANBUL,  KCK'nın 2400 sayfalık iddianamesinde, Terör örgütü PKK/KCK'nın 2011 Haziran ayı başından itibaren topyekün savunma olarak adlandırdığı bir süreci başlattığı ve hem şiddet eylemlerinde, hem kitlesel eylemlerinde hem de siyasallaşma faaliyetlerinde zirveye ulaşmayı hedeflediği iddia edildi. İddianamede "KCK denilen yapılanma PKK'nın da içerisinde yer aldığı holdingin adıdır" denildi.


KCK'NIN HEDEFİ


Son dönemde Demokratik Özerklik Stratejisi'nin, KCK/Türkiye Meclisi'nin başlıca faaliyet alanını oluşturduğu anlatılan iddianamede, "KCK yapılanmasıyla birlikte örgüt, Türkiye, Irak, Suriye ve İran yer aldığı dört ülke toprakları üzerinde inşa etmeyi hedeflediği birleşik bağımsız kürdistan talebinden vazgeçmemiştir ve ülkemiz toprakları üzerindeki faaliyetlerini de kck/tm yapılanması üzerinden yürütmeye çalışmaktadır" ifadelerine yer verildi.


"PKK EŞİTTİR KCK'DIR"


PKK terör örgütünün uluslararası camiada terör örgütleri listesine alınmasından sonra hareket alanı ve gündem oluşturma kapasitesinin azaldığı ve siyasi anlamda bir hamle yapması imkânsız hale geldiği belirtilen iddianame, şu ifadelerle devam etti:


"Kaldı ki ülkemiz içerisinde de gerçekleştirdiği kanlı terör eylemleri nedeniyle toplumda muhatap bulmakta zorlanır hale gelmiştir. PKK'nın bu atmosferde kuruluşundan beri hedeflediği etnik unsura dayalı birleşik bağımsız kürdistan isimli devleti kurabilmesi ve bu amaçla toplum tabanına inebilmesi için başka adlarla kurulmuş, ama aslında terör örgütünün parçası olan sivil örgüt görünümlü yapılanmalara ihtiyacı olmuştur. PKK işte kendi adıyla yapamadığı bu işi KCK'yla uygulamaya koymuştur. Nitekim bu hususta kısmen başarılı olduğu da kamuoyunda KCK'ya yönelik olarak oluşan kafa karışıklığından anlaşılmaktadır. Oysa yukarıda verilen toplantı ses kaydı dökümlerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, PKK eşittir KCK'dır. KCK denilen yapılanma PKK'nın da içerisinde yer aldığı holdingin adıdır"


"KARAYILAN'IN DEMOKRATİK SİYASİ BİR HAREKETİN BAŞI OLDUĞUNU İDDİA ETMEK AKIL VE MANTIĞI ÇÖPE ATMAKLA EŞDEĞERDİR"


Hedefin aynı ancak yöntemin biraz farklı ve daha da tehlikeli olduğu iddia edilen iddianamede, şöyle denildi:


"Bugün PKK'nın bu adla yerleşim birimlerinde örneğin İstanbul'da herhangi bir faaliyette bulunması söz konusu değildir. Ama aynı işler KCK adı altında rahatlıkla yapılabilmektedir. Demokratik Toplum Kongresi'de özerkliğe ve Kürt devletine gidişin önemli bir kilometre taşıdır. Sivil görünümlü bu organizasyonlarla, kamuoyu oluşturulmaya özellikle halk tabanına inilmeye ve Uluslararası desteğe kavuşmaya çalışılmaktadır. Yoksa KCK'nın da DTK'nın da söyledikleri PKK'nın söylemlerinin barışçıl bir bohçaya sarılmak suretiyle üzeri örtülmüş bölücü taleplerinden başkası değildir. Bu husus her türlü izahtan varestedir. Çünkü KCK'nın başı kanlı terör örgütünün bugün itibariyle bir numarası olan Murat Karayılan'dır. Murat Karayılan'ın demokratik siyasi bir hareketin başı olduğunu iddia etmek ise her halde akıl ve mantığı çöpe atmakla eşdeğerdir. Gerek KCK ve gerekse DTK, ülkemizdeki terör olaylarıyla hiçbir ilgisi bulunmayan bir kısım dış ülkelerin dahi 'terör örgütü' listesine aldıkları PKK için bu tanımlamayı yapmamışlardır. Dolayısıyla bu yapıların terörden bağımsız bir faaliyet olduklarının izahı mümkün değildir."


CT (MK)