Biden’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bu hafta İstanbul’da gerçekleştireceği görüşmede, son dönemde gerginleşen ilişkilerin hangi yönde gelişeceği netlik kazanması bekleniyor. Her iki ülkenin benzer gündemlerinin olmasına karşın farklı öncelikleri bulunması, bir sonraki adımın atılmasındaki zorluğu ortaya koyuyor.

ABD Türkiye'nin sınır kontrolünü sıkılaştırmasını, IŞİD'in önemli bir gelir kaynağı olan kaçak petrolün kontrol altına alınmasını ve İncirlik Üssü'nün ABD'nin kullanımına açılmasını bekliyor. Türkiye ise uçuşa yasak bölgenin oluşturulması ve IŞİD'e karşı savaşta başarının Suriye lideri Beşar Esad’ın görevden ayrılmasıyla sağlanabileceğini savunuyor.

‘Ülkeler arasında güven şart'

ABD'nin Türkiye eski Büyükelçisi James Jeffrey, Biden ve Erdoğan görüşmesinde iki ülkenin farklı duruşuna dikkat çekti ve ‘Her iki ülke de istikrar istiyor. ABD’nin birçok sebepten ötürü önceliği IŞİD. Türkiye'nin ise önceliği Esad. Her iki ülkenin bu öncelikleri belirlemede kendilerine göre geçerli sebepleri var. Ancak her iki ülke de müttefik gibi hareket etmek istiyorsa, o zaman diğerinin endişelerine dikkat etmek zorunda. Ancak bunu henüz görmedik. Her ne kadar ben de Türkiye’nin görüşüne yakın olarak Esad'ı daha büyük bir tehlike olarak görsem de ABD’nin duruşunu ve algıladığı tehdidi anlamamız lazım' açıklamasında bulundu.

Türkiye ile ABD'nin, Özgür Suriye Ordusu için 2 bin kişinin Türkiye’de eğitilmesinde anlaşmaya varılmasının olumlu bir gelişme olduğunu hatırlatan Jeffrey, Türkiye'nin de Obama'dan beklentileri olduğunu belirtti ve “Esad’ın düşürülmesine destek olmayacaksa, en azından Esad’ın zafer kazanmasının engellenmesini istiyor” dedi. Eski Büyükelçi, görüşmelerde iki tarafın da belli özveride bulunup bulunmayacağı konusunun öneminin altını çizerek, “Aslında sorun, özveride bulunulacağına dair prensip olarak bir fikir birliğine varılması ve bunun detaylarını ortaya koyarak bir anlaşma sağlanması. Bunun için de belli bir güven ve kişiler arası belli düzeyde bir ilişkinin olmasını gerektiriyor’ şeklinde konuştu.

Washington'da bulunan Ortadoğu Enstitüsü Türkiye Çalışmaları Merkezi Direktörü Gönül Tol ise iki liderin hasarların giderilmesi için çaba harcayacağı görüşünü savundu. “Geçen hafta Amerikan denizcilerin başına gelenler belirgin. Bir süredir zaten çok gergin Türk-Amerikan ilişkileri. Bir tane ziyaret bunu toparlayacak demek istemiyorum fakat iki tarafın da farklılıkları konuştuğu, gerginliklerin giderilmeye çalışıldığı bir görüşme olacağını düşünüyorum” diyen Tol bununla birlikte iki tarafın rahatsızlık duyduğu konuları da gündeme getirmesini bekliyor.

‘Müttefikler birbirinden rahatsız'

Washington'un PKK'ya bakışının değişim sürecinde olduğunu ve bir yumuşamanın yoğun şekilde göründüğünü savunan Tol, bu konunun da Biden-Erdoğan görüşmesine damga vuracağını söyledi. Tol, “Kongre’de Kürtlerin duruşuna yakın bir çizgi var ve Ankara da bunun farkında. Kongre'de birçok insan PKK'ya artık farklı bakıyor. PKK terör örgütü kategorisinden çıkarılmalı söylemi var. Tabii bunları Beyaz Saray'dan duymadık ama bu gerek Avrupalı başkentlerde gerekse Washington’da çok dillendirilen bir şey. Amerikan medyası da PKK'nın ve PYD'nin kadın savaşçılarına uzunca bir süre yer verdi. Bütün bunlar Türkiye için rahatsızlık yaratan şeyler” açıklamasında bulundu.

Emekli Büyükelçi Jeffrey ise Washington'da Erdoğan’ın duruşu ile ilgili şüphelerin hakim olduğunu belirtti ve “Erdoğan’ın uluslarüstü İslami bir dünya görüşü bulunmakta ve bu IŞİD’in görüşüne yakın bir yaklaşım. Diğeri ise Esad'dan kurtulmak için her şeyi göze alabilir endişesi bulunmakta. Bu iki konu şüphe yaratıyor. Bunlar ne kadar doğru bilemiyorum ancak bu konularda endişe mevcut” açıklamadınsa bulundu. ABD ayrıca, 12 Kasım'da denizcilerinin Türk topraklarında uğradığı saldırının ardından, Türk hükümetinden yeterince sert bir açıklama gelmemiş olmasından da rahatsızlık duyuyor.

Bunun yanı sıra ABD'nin Suriye'deki Demokratik Birlik Partisi'ni (PYD) silahlandırması ve Türkiye'nin hassasiyetlerine geçtiğimiz yıllara nazaran daha az dikkat etmesi de müttefiklerin arasındaki sorunların bir diğer göstergesi. PYD'nin Washington için önemi konusunda Tol “Bir tarafta IŞİD gibi radikal İslamcı bir örgüt var. Diğer yanda seküler, gerektiğinde azınlıkları, Hristiyanları koruyan ve yapıcı bir söylemi olan bir grup var. Dolayısıyla çekici bir alternatif haline geliyor. IŞİD'e karşı verdiği mücadele dikkatleri çok çekti” dedi.

İncirlik ve uçuşa yasak bölge masada

Washington için İncirlik Hava Üssü'nün kullanılması en önemli gündem maddelerinden biri olacak. İncirlik Üssü'nün kullanılması için Türkiye'nin bazı taleplerinin karşılanması, iki tarafın da bazı adımlar atmadı gerekecek.

Ankara eski Büyükelçi Jeffrey her iki tarafın da kendi önceliklerinden özveride bulunması halinde ABD'nin, prensip olarak hem Türk hem de Amerikan uçaklarının dahil olduğu bir uçuşa yasak bölgeyi kabul edebileceği yorumunda bulundu ve “Bu uçuşlar İncirlik'ten yapılabilir. Buna ek olarak Irak ve Suriye'deki operasyonlar için yakıt ikmali ve benzeri şeyler yine İncirlik'te ve diğer bazı Türk üslerinde yapılabilir. Bununla birlikte bir nasıl tampon bölge oluşturulabileceği konusunda Türkiye ve Amerika bilgi alışverişinde bulunabilir. Kimin ordusunun burada bulunacağı karmaşık bir konu” açıklamasında bulundu. ABD'nin bölgeye karadan asker sokmak istemediği Obama hükümeti tarafından yineleniyor. Gündeme gelen soru ise, Türkiye'nin askerini bölgeye sokup sokmayacağı konusu.

Ancak Gönül Tol, bu görüşmeler esnasında Amerika'nın uçuşa yasak bölgeye karşı politikasını pek de değiştirmeyeceğini düşünüyor. Tol, “Uçuşa yasak bölge kurduğunuzda bunu bir şekilde korumanız lazım. Nasıl koruyacaksınız? Gerektiğinde Suriye hava sahasına girmesi gerekecek Amerikan uçaklarının ve bunun Esad yönetimi tarafından düşürülme riski var. Bir tane dahi Amerikan askeri hayatını kaybettiğinde Amerika'nın misilleme yapması gerekecek ve hiç istemediğini bir savaşın içine çekilmiş olacak” açıklamasında bulundu.

Biden’ın Türkiye ziyareti iki ülke ilişkileri açısından kritik bir dönemde gerçekleşecek. Geçtiğimiz günlerde Biden’ın Harvard'da yaptığı konuşmada Erdoğan’ın yabancı savaşçıların IŞİD'e yardım için sınırdan geçmesine pişman olduğunu söylemesi ardından çıkan diplomatik gerginliğin ise görüşmeleri etkilemesi beklenmiyor. IŞİD ile birlikte mücadeleye devam edilebilmesi için her iki liderin birbirinin hassasiyetini iyi anlaması büyük önem taşıyor. Uçuşa yasak bölge, tampon bölge ya da güvenli bölge senaryoları ve bunların bazılarının gerçekleşmesi durumunda güvenliğin nasıl sağlanacağı da Türkiye ve ABD için anlaşması diğer zor konulardan biri olacak.DW