31 Mart yerel seçimine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile ittifak halinde giren İYİ Parti cephesinde "Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sıkıntısı” yaşanıyor. Çok az oy farkıyla seçim kaybettikleri bölgeler üzerinde inceleme yaptıktan sonra geçersiz oyların yeniden sayılması isteğiyle önce ilçe, sonra il ve daha sonra da YSK’nın kapısını çalan İYİ Parti yetkilileri aradıklarını bulamadı.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcılarından Hasan Seymen, YSK ile yaşadıkları sıkıntının ayrıntılarını anlattı. Seymen; YSK’nın, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul İl Başkanı Ali İhsan Yavuz’un 31 Mart’ı “tarihin en şaibeli seçimi” olarak tanımladıktan hemen sonra İstanbul’da geçersiz oyların sayılması için AKP’den yapılan başvuruyu hemen kabul ettiğini hatırlatıyor. Seymen, “Madem AKP’nin durumu kritik. Bizim durumumuz da kritik. Ama YSK, bizim başvurumuzu geri çeviriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” diyor.

Siyah-beyaz oy pusulası nedeniyle geçersiz oy iddiası

Seymen’in verdiği bilgiye göre; İYİ Parti, Balıkesir Bigadiç, Manisa Yunus Emre, Burdur Bucak, Hatay Dörtyol, Isparta Gelendost, Bursa Mustafa Kemal Paşa, Mersin Bozyazı, Denizli Baklan, Ankara Beypazarı ilçeleri başta olmak üzere birçok seçim bölgesinde çok az farkla belediye başkanlıklarını kaybetti.

Deutsche Welle'nin haberine göre Seymen, “Siyah-beyaz oy pusulaları partimizin amblemini halkın anlamasını zorlaştırdı. Partimizin sarı güneş amblemi siyah göründü. Vatandaş gitmiş, siyah güneşin altına değil de üstüne mühür basmış. Sandık görevlileri de oyu geçersiz saymış. İşte bu yüzden sayım istedik” diyor.

İYİ Parti'nin logosu (sağda)

İYİ Parti'nin logosu (sağda)

21 oyla seçim kaybı

Seymen; 230 bin nüfuslu Manisa'nın Yunus Emre ilçesinde seçimi 21 oyla kaybettiklerini,  geçersiz oyların sayılması durumunda seçimi kazanma ihtimalinin arttığını anlatıyor. Ancak; İYİ Parti Yunus Emre ilçesinde geçersiz oyların sayılması için önce ilçe, sonra il ve daha sonra da YSK’ya başvurduysa da “Somut delil yetersizliği” gerekçesiyle geçersiz oyları saydırmayı başaramadı.

Seymen, “Neden AKP’nin itirazı üzerine İstanbul’da geçersiz oylar sayılıyor” diye soruyor ve ekliyor:

“YSK, Manisa Yunus Emre ilçesi için yaptığımız başvuruyu reddetmiş olsa da, çok az oy farkıyla kaybettiğimiz yerlerle ilgili işlem yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ortada ciddi bir eşitsizlik var, çifte standart var. Seçimi şaibeli hale getiren YSK’dır.”

"AKP adaletsizlik için YSK’yı kullandı

İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan da, 31 Mart seçiminin "adaletin hiçe sayıldığı bir seçim” olarak Türk tarihine geçeceğini ifade ediyor. Türkkan, “Adaletsizlik yapanların adalete muhtaç olduğu günleri geçmişte de yaşamıştık. Şimdi de aynı durum içindeyiz. AKP, adaletsizlik için bu seçimde YSK’yı kullandı” diyor ve adalet istemekten vazgeçmeyeceklerine dikkat çekiyor.

Geçersiz oyların sayımı yönünde bir karar alındıysa bu kararın tüm partileri kapsayacak şekilde uygulanması gerektiğini ancak bunu YSK’nın yapamadığını söyleyen Türkkan, “Geçersiz oyları sayıyorsan, herkesin oyunu say. Ama olmadı. Halk, yaşanan her şeyi anladı. İktidar partisi AKP, adaletsizliğini toplumun tüm kurumlarına bulaştırmıştır. Sorunumuz budur” çıkışında bulunuyor.

CHP'nin YSK temsilcisi: Eşitsizliğe iyi örnek

YSK’nın geçersiz oy sayımı konusunda “eşitsiz” davranıp davranmadığına ilişkin tartışmada kurul içindeki görüş ayrılıkları da derinleşiyor. AKP’nin YSK’daki temsilcisi Recep Özel, “Kimseye eşitsizlik yapıldığı yok. İlçe ve il seçim kurullarının kararlarına göre hareket ediliyor” derken, bu görüş muhalefet partilerinin temsilcilerince benimsenmiyor.

CHP'nin YSK'daki temsilcisi Hadimi Yakupoğlu, İYİ Parti'nin durumunun “eşitsizliğe iyi bir örnek” olduğunu savunuyor. Yakupoğlu, “Bir karar AKP için uygulanıyorsa, diğer partiler için de uygulanmalı. Ama YSK bunu yapamıyor. Bu seçim sonrasında bu durum çok ama çok sorgulanacaktır” diyor.

Yakupoğlu, geçersiz oy sayımı kararının en baştan “yanlış” olduğuna dikkat çekerken, “Somut delilin, gerekçenin olmadığı AKP’ye de söylenmeliydi ama söylenmedi. Geçersiz oy sayımı kararları seçimi uzatmaktan, karmaşayı büyütmekten başka bir işe yaramadı” görüşünü dile getiriyor.