'İnsan Hakları Haftası' nedeniyle Diyarbakır'da aralarında, İHD, Baro, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği'nin (Mazlum-Der) de aralarında bulunduğu sivil toplum örgütleri üyesi yaklaşık 50 kişi, Türkçe ve Kürtçe yazılı İnsan Hakları Beyannamesi'ni etkinlikte görevli polislere, daha sonra da toplananlara dağıttı. Merkez Yenişehir İlçesi'nde toplanan grupta bulunanlar, 500 metre uzaklıktaki Koşuyolu Parkı'ndaki İnsan Hakları Anıtı önüne yürüyüp basın açıklaması yaptı.

İHD Diyarbakır Şube başkanı Raci Bilici, hazırlanan ortak bildiriyi okurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kimi zaman hakimliğe, kimi zaman savcılığa, kimi zaman güvenlik görevlisi rolüne soyunduğunu, bu durumun yürütmenin yargı üzerindeki baskısını gözler önüne serdiğini ileri sürdü. Şırnak'ın Uludere İlçesi'ndeki Irak sınırında 34 kişinin öldüğü olayı hatırlatan Bilici, bu konudaki soruşturmanın hala sonuçlanmadığını, bu konunun takipçisi olacaklarını söyledi.

"25 YILDA 567 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRDİ"

Bilici, bu yılın ilk 9 ayında 11 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü 22 kişinin ise, faili meçhul saldırılar sonucu yaşamını yitirdiğini iddia ederken, şunları söyledi:

"2012 yılının ilk 9 ayında meydana gelen çatışmalarda 395 güvenlilk görevlisi ve PKK militanı yaşamını yitirirken, 420 kişi yaralanmıştır. Çatışmalarda ayrıca 2 sivil yaşamını yitirmiş ve 26 sivil yaralanmıştır. Geçmiş yılları neredeyse ikiye katlayan bu rakamlardaki artış, hükümetin güvenlikçi politiklarını nerelere mal olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Çatışma sürecinin yoğun yaşanmaya başladığı 1988 yılından günümüze yani 25 yıl içerisinde 567 çocuğumuzu bu savaşa kurban verdik. Sadece AKP iktidarı döneminde 189, 2012 yılının ilk 9 ayında 14 çocuk yaşamını yitirmiştir."

Türkiye'de düşüncelerinden dolayı binlerce kişinin yargılandığını belirten İHD Şube Başkanı Bilici, bu yılın ilk 9 ayında sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 3 bin 177 kişinin gözaltına alındığını, 1162'sinin de tutuklandığını, 1715 kişinin soruşturma, dava ve cezalara maruz kaldığını söyledi. Son olarak 2 gün önce Batman, Mardin ve Siirt merkezli düzenlenen operasyonlarda çok sayıda kişinin gözaltına alındığını belirten Raci Bilici, "Cezaevleriyle ilgili yaşanan en önemli sorun hasta mahpusların durumudur. Yaptığımız araştırmalara göre, halen Türkiye cezaevlerinde 250'nin üzerinde ağır hasta mahpus bulunmaktadır. Kürt meselesinin çözümünde haiz olduğu önemi ve çağrısı üzerine son eren açlık grevleriyle bir kez daha gösteren Abdullah Öcalan üzerinde ki tecrit uygulamasının evrensel ilkeleri bırakın Türk hukukuna dahi aykırı olduğu bir gerçektir" dedi.

İHD Şube Başkanı Raci Bilici, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul edilişinin 64'üncü yılının kutlandığını hatırlatırken, yaşam hakkına yönelik ihlalerine son verilmesini, bu ihlalere yönelik etki ve hızlı bir soruşturma yürütülmesini istedi. Bilici, İmralı'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığını öne sürdüğü ulusal ve uluslarası hukuka aykırı tecrite derhal son verilemesini de isterken şöyle konuştu:

"Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü ile inanç özgürlüğü üzerinde ki baskılara son verilmesi. Bölgedeki toplu mezarların hukuka uygun bir şekilde açılmalı ve buna ilişkin bağımsız, tarafsız ve etkin bir soruşturma yürütülmelidir. Tüm bu ihlalerin meydana gelmesine neden olan Kürt meselesinin demokratik bir zeminde çözümü için demokratik adımların atılmasını talep ediyoruz."

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Türkiye toplumunun Uludere katliamının açığa çıkması ve faillerinin bulunmasının beklediğini, bu soruşturmanın tarafsız yürütülmediğini ve gizli yürütüldüğünü ve bir an önce bu soruşturmanın açık yürütülmesini ve faillerinin yargı önüne çıkması gerektiğini söyledi.