Barış ve Demokrasi Partisi Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada ise Dersim İl Başkanları Şerafettin Halis’in istifasının “süreçle ve Alevi toplumuyla hiçbir ilgisinin olmadığı” bildirildi.

CHP’nin Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün ise bu açıklamadan ikna olmamış olacak ki twitter üzerinden yaptığı değerlendirmede tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı. Aygün, geçmişte de Halis'in 'BDP'deki Alevi milletvekilleri biyolojik Alevidir', değerlendirmesinde bulunduğunu ve bunun 'müthiş bir eleştiri' olduğunu yazdı. “BDP'de 'Şerafettin Hoca'nın istifası son derece değerlidir” diyen Hüseyin Aygün bunun BDP'ye 'Hoca' tarafından verilen 'yeni ve yine bir uyarı' olduğunu savundu.

İşte Hüseyin Aygün’ün twitter’dan yaptığı açıklaması:

BDP İl Başkanı Sayın Şerafettin Halis söylendiğine göre 'Dersim ve Alevilik' hassasiyeti nedeniyle partisi BDP'den bugün istifa etti..

Biz ona hep 'Şerafettin Hoca' derdik, severdik, gelip HADEP'i kurmuştu Dersim'de, geldiği gece 'Özel Harekât' ekibince alınmış ve bir süre gözaltında olduğu reddedilmişti;

bir gün partilerine gittim, avukattım, uzunca sohbet ettik, Dersim ve Kürt sorununa dair elbette sonra 23. dönem Dersim milletvekili oldu,

BDP'de boğuluyordu, Kürt sözcüğü dışında hiçbir vurguya ağırlık vermeyen bir partide 'Tunceli'nin adı Dersim olsun' dedi, kanun teklifi verdi, vekilliğinin sonuna doğru 'araziye uymak' varken 'Dersim'de Kürdi değil Dersimi bir çizgi izlemeliyiz' diyerek partisini eleştirdi, haklıydı,

Munzur Festivalleri Vanlının, Diyarbakırlının akınına uğramış, sahnedeki sunucu bile 'Vanlı' olmuştu, festivalin 'dilini' anlayan bir Dersimli yoktu, BDP'li ‘Dersim Belediyesi’ sanki Alevi bir halkın değil de Hakkari'deki Sünni-Şafi Kürtlerin bir belediyesi gibiydi,

'Şerafettin Hoca'nın uyarısı dikkate alınmadı, önce 'üstü çizildi', parti yayınlarında aşağılandı da, bir daha vekil de yapılmadı, buna rağmen döndü geldi memlekete,

bir 'sıra neferi' gibi davranıp 'Dersim BDP İl Başkanı' oldu, kolay değildir milletvekilliğinden sonra gidip Dersim'de 'örgütü yeniden toparlamak',

sonra Özgür Politika'ya bir mülakat verdi, dedi; 'BDP'deki Alevi milletvekilleri biyolojik Alevidir', müthiş bir eleştiriydi, Dersim'in farklılığına, inancına, 'hakları'na dikkat çekti, bu uyarısını da dikkate almadılar,

Öcalan'ın 21 Mart Diyarbakır Newroz'undaki mesajını yaklaşık 10 gündür eleştiriyor, iki nedenle; 'Dersim halkı ve çağımızın demokratik anlayışı 1000 yıllık İslam Kardeşliği tezini kabul etmiyor'; 'benim kişisel görüşlerim farklı' dedi, anlamadılar, anlamak istemediler,

bugün BDP Dersim İl Başkanlığı görevinden sessiz sedasız ama 'Dersim halkından özür dileyerek' istifa etti; şimdi utanmadan ona da Allah bilir 'Barışa karşı', 'Sürece zarar verdi' derler; hayatını -ailesiyle beraber- özgürlüklere ve demokrasiye adadı; biz Dersimliler ister BDP'de, isterse CHP'de, ister DHF'de yer alalım; barıştan, eşit yurttaşlıktan, dil, kimlik ve inançların özgürlüğünden yanayız;

'1000 yıllık İslam Kardeşliği' düşüncesini kabul edemeyiz; bırakın 1000 yılı, son 100 yılda Ermenilerin, Süryanilerin, Keldanilerin, Alevilerin başına gelen felaketler (1915 Ermeni Kırımı, 1921 Koçgiri Katliamı, 1938 Dersim kırımı, Aşkale Çalışma Kampı, 6-7 Eylül 1955 Pogromu) dinci-fanatik anlayışın eserleridir;

biz demokrasi, özgürlük ve eşit yurttaşlık istiyoruz, BDP'lisi de, CHP'lisi de; işte bu yüzden hiç kimsenin örgütü eleştiremediği, Öcalan'ın her sözünün bir 'emir' kabul edildiği BDP'de 'Şerafettin Hoca'nın istifası son derece değerlidir, saygıyla layıktır; BDP'ye 'Hoca' tarafından verilen 'yeni ve yine bir uyarıdır' da..