Birleşik Haziran Hareketi (BHH) referanduma ilişkin yol haritasını açıkladı. Elden ele 1 milyon “Hayır” mektubunun dağıtılacağı belirtilen açıklamada, “Hayır diyen milyonların sesini güçlendirmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız” diye ifade edildi.

Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan açıklamada konuşan Gizem Gül Kürek, öncelikle referandumun OHAL altında gerçekleştirileceğini ifade etti. İktidarın 7. ayına giren OHAL'i muhalefeti susturmanın ve halkı sindirmenin bir aracı olarak kullanacağını belirten Kürek, 12 Eylül anayasa referandumunda cuntacıların yaptığı gibi AKP’nin de sivil darbe anayasasını OHAL baskısına dayanarak geçirmeye çalışacağını söyledi. 18 maddelik değişikliğin yasamanın, yürütmenin ve yargının tek adamın denetimine girmesinin ve o tek adamın denetlenemez ve yargılanamaz kılınmasından ibaret olduğunu vurgulayan Kürek, tek adam egemenliği altında Cumhuriyet’in görece laik tüm kazanımlarının tasfiye edileceğini ve siyasal İslamcı rejimi kurumsallaştırmak istendiğini dile getirdi.

MEKTUP

"Sevgili Kardeşimiz;

Mümkünü yok bu iş böyle gitmez!

Gitmeyecek. Bunu sen de biliyorsun biz de!

Çok önemli, hayati bir kararın arifesindeyiz. Nisan ayı içinde bir kez daha sandık başına gideceğiz. Oylayacağımız sadece adına “Başkanlık Sistemi” denilen garabetten ibaret değil. Açık ve kesin ifadeyle “Memleketin geleceğini” belirlemek için oy vereceğiz.

Ya tek adamın ihtiraslarına kurban edilmiş bir memleket ya da oylarımıza sahip çıkarak kuracağımız ortak bir gelecek

İhtiraslarının esiri olmuş siyasal klik Referanduma götürdükleri şeyin bir sistem değişikliği olduğunu gizlemiyor. Gün gibi ortada: hedefledikleri, “Tek adam Rejimi” denen anti-demokratik sistemdir.

Buna “Evet” diyemeyiz. Buna “Evet” diyemezsin.

Bu memleket bizim. Bu memleketin geçmişinde emeğimiz, geleceğinde hakkımız var. Bu gelecek bugün içinde yaşadığımız kaos ve belirsizliğin, kan ve gözyaşının sorumlusu olanlara emanet edilemez. Bu gelecek, bu memleket hepimizin.

AKP’nin iktidarda olduğu uzun 15 yıl boyunca nasıl bir kötülükler silsilesiyle karşılaştığımızı biliyorsun:

Ekmek küçüldü. İşsizlik arttı. Ayrımcılık ve partizanlık hiç görülmedik seviyelere ulaştı. Kindar ve dindar nesiller yaratacağız diyerek toplumu kamplara böldüler. İş güvenliği yokluğunda binlerce kardeşimizi iş cinayetlerinde kaybettik. Çocuklarımız dinci yandaş gerici vakıflara ait yurtlarda tecavüze uğradı, kaçak binalarda göz göre göre canlı canlı yandı.

Memleketin üzerinde yükseldiği temel değerler ve dengeler altüst edildi. “Şam’da Emevi camiinde Cuma namazı kılma” hevesindeki bu kliğin öngörüsüzlüğü sınırlarımızı yol geçen hanına çevirdi. Gencecik evlatlarımızı birbiri ardına toprağa verdik ve vermeye devam ediyoruz. Katiller şehirlerimizi savaş alanı ilan etti, onlarca bombalı katliamda yüzlerce canımızı kaybettik, binlerce insan sakat kaldı.

15 yıllık AKP iktidarında oldu bütün bunlar. Adalet için geldik, vesayet düzenine son vereceğiz dediler. Makam ve mevki hırsı uğruna bütün dini, insani hasletleri bir kenara koydular, Karun gibi zenginleştiler, Firavunlaştılar.

Bütün bunlara “Evet” diyemeyiz. Bütün bunlara “Evet” diyemezsin.

Referandum sonuçlandığında ya daha aydınlık bir güne uyanacağız ya da bugünkünden daha koyu bir karanlığa.

Daha koyu bir karanlığa tahammülümüz yok. Referandumu daha aydınlık, daha güzel günlerin başlangıcı yapmak bizim elimizde.

“Bir oyla ne değişecek” diyemeyiz. Çok şey değişecek.

Kim olursa olsun kimsenin halktan üstün olamayacağı anlaşılacak. Belirsizlik ve kutuplaşma ile ekonomisi çöken ülkemize yeni ve huzurlu bir gelecek kurma yolunda güven gelecek. Babadan oğula geçen hanedan sistemlerinin bu topraklarda yüz yıl önce tarihe gömüldüğü ve bir daha da geri dönmeyeceği görülecek.

“Bir Hayır ile ne değişecek” diyemeyiz. Bir “Hayır” çok şeyi değiştirecek.

Bu kez ayrışmayacağız. Bir arada olacağız. Kapı kapı dolaşacağız. Eşimizi, dostumuzu, sevdiklerimizi, iş kardeşimizi… İkna edebileceğimiz herkesi ikna edeceğiz.

Birleşeceğiz, bütünleşeceğiz, yan yana geleceğiz. İstedikleri kadar engellemeye çalışsınlar, evde sokakta, caddede meydanda, o ya da bu yolla bir araya geleceğiz. Kendini halktan, hukuktan ve hatta haktan üstün tutanlara unutamayacakları bir ders vereceğiz.

Geçmişte hangi partiyi desteklemiş olursan ol, üzerinde yaşadığın ülkenin etnik, dinsel, toplumsal kutuplaşmaya ve çatışmaya sürüklenmesine “Hayır” de. İradeni tek adamcılara, saltanatçılara teslim etme.

“Hayır"da umut vardır. "Hayır"da hayır vardır.

Vicdanının sesini dinle. Memleket için, çocuklarımızın geleceği için "Hayır" de!

Bir “Hayır” ülkemizde belki de bitmez sanılan bu uzun insanlık kışının sonunu getirecek, belki de nisanla birlikte bu kez gerçekten bahar gelecek.

Sevgiyle.​.."