Bölgenin yaz aylarında önemli turizm merkezlerinden biri olan Sivrice İlçesi'ndeki Hazar Gölü'nün yüzeyi yosunlarla kaplanıp, kirlinmişti. Halk arasında panik yaratan kirlenme üzerine Elazığ Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kadir Eriş başkanlığındaki ekip, gölde kirliliği araştırdı.

Yrd. Doç. Dr. Eriş, yaptıkları araştırmada kış aylarında göl kenarında bulunan Hazarbaba Dağı’nda biriken karların sıcaklıkların artışıyla eriyerek göl suyunun soğumasına neden olduğunu belirterek, gölün dibindeki toprakta tutunamayan yosunların soğuk suda ölerek çamurla birlikte kıyıya vurduğunu söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Eriş, göl yüzeyindeki çamur ve yosundan oluşan mil tabakasının kaybolmaya başladığın belirterek, halkın deprem endişesine kapılmamaları gerektiğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Eriş, tamamen doğal bir olay olan yosun ve çamur tabakasının gölün kirliliğinin habercisi olduğuna da işaret ederek, şunları söyledi:

"Hazarbaba Dağı’nın zirvesinde geçtiğimiz yakın günlere kadar oldukça geniş alana kaplı kar birikintileri vardı. Bu karlar Hazarbaba Dağı’nın zirvesinde özellikle son birkaç gündeki sıcaklıkların artışıyla birlikte bu kar suları özellikle dağın yamaçlarından drenajlarla eriyerek kıyıya ulaştı. Bu kar suları kıyıya soğuk sular getirdi ve bildiğiniz gibi bu yosun dediğimiz bitkiler de kıyılarda yaşayan canlılar dolayısıyla bu canlıların da yaşadığı sulardaki sıcaklığın bu kar suları yüzünden soğuk suyla buluşması sonucunda su sıcaklığında meydana gelen değişim daha doğrusu soğuması sonucunda bu canlıların kıyıdaki yaşamları sona ermiş ve bu yosun bitkileri özellikle kıyı alanlarında toprak zemin üzerinde artık yaşamları sonlandığı için su yüzeyine çıkıp gölün çeşitli yerlerine akıntılarla dağılmış bulunmaktadır."

Göl yüzeyindeki yosun ve çamurdan oluşan mil tabakasının yavaş yavaş kaybolduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Eriç, "Bugünkü güncel görüntüde bu yosun görüntülerinin ve kirliliğin de kalmadığını görüyoruz. Bu zaman zaman ileriki yıllarda da oluşabilecek bir şey. Tamamen doğal bir olay ama tabi ki bu kadar yosun birikintisinin de gölde bulunmasının çevre kirliliğiyle ilişkili olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu gölde de çevresel sorunlar çok büyük ve önemli bir seviyeye gelmiş durumda. Özellikle gölün çevresinde kentleşmenin yayılması artması sonucunda gölde de çevre kirliliğinin had safhaya geldiğini bu yoğun birikintilerinin bu yosun kirliliğinin gölün kenarındaki sazlık ve bataklık alanda artmasından anlıyoruz" dedi.