Hasdal Cezaevi'ndeki Balyoz Davası'nın tutuklu sanıkları 3 sayfa hazırladıkları mektubu avukatları aracılığıyla basın mensuplarına dağıttı. Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Koramiral Kadir Sağdıç ve Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un da aralarında bulunduğu 46 sanığın ortaklaşa kaleme aldığı 'Hangi Hukuk' başlıklı mektupta, "Dünyanın hiçbir ülkesinde hukuki açıdan maddi delil kabul edilemeyecek, değiştirilebilir nitelikteki sahte dijital veriler gerekçe gösterilerek, ortalama 14 aydır, haksız olarak özgürlüğümüzden mahrum bırakılmış durumdayız" denildi.


"SAHTE DİJİTAL VERİLER"


Dosyada bulunan delillerin gayrı kanuni kanallarla elde edildiği savunulan mektupta, dosyada bulunan belgelerin usul yasasına göre açık ve net olarak delil niteliği taşımadığı belirtildi. Dosyadaki dijital verilerin sahte olduğu belirtilen mektupta, "Sahte dijital veriler üzerinde Islak imza var mı? Yok. Elektronik imza var mı? Yok. Kaynak bilgisayara ulaşılabiliyor mu? Hayır. Yazıcı izi var mı? Hayır. Aleyhte bir tanık ifadesi mevcut mu? Hayır. Bu belgeler hazırlanırken gören var mı? Yok. Bu dijital veriler sadece Türkiye’de değil, dünyanın hiçbir yerinde delil olarak kabul edilmez" ifadesi kullanıldı.


Mektupta, "Bununla beraber gelinen aşamada savcı esas hakkında mütalaasında ısrarla ‘’11 nolu CD’nin orijinal ve son kaydının 2003 yılında yapıldığını’’ vurgulamaktadır. Ancak dijital verilerde kullanılan yazı karakteri ve kroki çizim programının, 2006 yılında üretici firma (Microsoft) tarafından dünya piyasasına sürülen Windows 2007 işletim sisteminde yer alan Microsoft Office 2007 (Office 12) sürümü ile yazıldığı ispatlanıyor. Alınan bilirkişi raporlarıyla da teyit ediliyor" ifadelerine yer verildi.


"HUKUKSUZLUKLARA DAHA NE KADAR SESSİZ KALACAKSINIZ"


Mektupta, "Biz Mahkeme’nin de nihai kararını şimdiden tahmin edebiliyoruz. Hukuk süreci diyerek bu sürece destek verenler hukuksuzluğu hala görmüyorlar mı? İsyan ederek iddia ediyor ve diyoruz ki, “kendinizden bu kadar eminseniz, o zaman istediğiniz bir bilirkişi heyetini, lütfedip mahkeme salonuna getirin.’’Burada hukuk var mı? Burada bilim var mı? Burada sağduyu var mı? Burada mantık var mı? Ey ülkemizin hukuk âlimleri, bizler daha başka ne yapabiliriz. İnsaf, el insaf! Ey yüce hukuk kurumları neredesiniz? Hukuk eliyle yapılan bu hukuksuzluklara daha ne kadar sessiz kalacaksınız. Tarih önündeki sorumluluğunuzun farkında mısınız?" ifadelerine yer verildi.


"ORTADA YARGISIZ İNFAZ VAR"


Mektupta, "Mahkeme tanık ve bilirkişi dinletme taleplerimizi savunma avukatlarının bulunmadığı ve sanıkların söz alamadığı sadece tek bir celsede, delillerin değerlendirilmesi aşamasını tamamlamak suretiyle, hukuksuzluklar daha fazla dallanıp budaklanmadan, adeta belirlediği bir zamana kadar bir an önce kararını vermek istiyor. Aslında, ortada bir yargısız infaz var. Sanıklar lehine olan binlerce delilden hiçbirini duymayan, görmeyen, saklayan, çağırılan tanıklar sanıklar aleyhinde konuşmayınca, adeta yalancı şahitlikle itham eden iddia makamının, geçen bir yıl süresince ortaya konulan, devletin resmi belgeleri, savunmanın sunduğu bilirkişi raporları, lehte tanık ifadeleri vb. savunmaya yönelik somut delilleri, esas hakkında mütalaasına yansıtmadığını açıkça gördük" denildi.


"ADALET İSTİYORUZ"


Mektup, M.Ö.2500 yıllarında ölen Sümer kralı Urukagina, mezar taşına, büyük bir gururla, “Sümer halkına adalet getirdim" diye yazdırmış. M.S. 2000’li yıllarda, M.Ö. 2000’li yıllardaki kadar adalet istiyoruz. Çok mu? Gücümüzü, önce masumiyetimizden bilahare sağduyusuna daima inandığımız Türk milletinden alıyoruz. Türk kamuoyunu, Balyoz tertibinin özü olan 11 nolu CD’yi sorgulama çağrısına ısrarla devam ediyor ve bu sahte CD’nin bir hedefinin de, Türkiye’nin savunma gücünü yok etmek olduğunu vurguluyoruz. Saygılarımızla" ifadelerine yer verildi.


(BB)