Diyarbakır'a gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Vali Mustafa Toprak'ı makamında ziyaret etti. Toprak, İçkale ve surlarda çalışmalarının sürdüğünü, kaynak sorunları bulunmadığını, şu ana kadar surlar ve İçkale için son birkaç yılda 20 milyon kaynak geldiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İçkale'yi çok önemsediğini, bu yıl bütün eksiklikleri ile ihale süreçlerini ve uygulama süreçlerini tamamlamak niyetinde olduklarını belirterek, şöyle dedi:

"2013'te İçkale'nin teşhir ve tanzim projeleri ile uğraşalım. Diyarbakır'ın bütün dünyanın hayranlıkla izlemesine uygun bir mekan haline getirilmesi düşüncesindeyim. Gaziantep'te Zeugma Müzesi'nin yapılması Gaziantep'i nasıl dünyada tanıttıysa Diyarbakır İçkale'de tarihi tescilli yapılarıyla birlikte kültür ve turizmin önemli duraklarından biri haline gelecektir. İçkale çevresindeki surlarını bir an önce ayağı kaldırılmasından önem veriyorum. Türkiye, İstanbul'un surlarını biliyor. Ama, Diyarbakır surları eşi ve benzeri az olan surlarından birisidir. Geçmiş yıllardan bir ihmal olmuş bunu gidermeye çalışacağız. Bunun için yerel yöneticilerle işbirliğine ihtiyacımız vardır. Kaynak konusunda sıkıntımız yoktur. Diyarbakır'ı biz tarihte çoğulculuğun inşaa edildiği ve çoğulculuğun barış içinde bir arada yaşadığı bir önemli bir kültür merkezi ve durağı yapmak istiyoruz."

"İÇKALE'DEKİ ÜRKÜNTÜ VERİCİ TABLO HAFIZAMDAN ÇIKMAZ"

Tarihi İçkale'de yapılan kazılarda insan kemiklerinin çıktığını da söyleyen Bakan Günay, şöyle konuştu:

"Buradaki altyapı çalışmaları sırasında 4-5 metrekarelik alandan insan kemikleri çıktı. Sayı, şu anda 19'a ulaştı. İlk çıkanlar hemen Adli Tıp'a gönderildi. Hangi dönemlere ait olduğu Adli Tıp bize bilgi verecek. Çeşitli yorumlar yapılıyor. Ben İçkale'nin tarih içinde yaşadığı sıkıntıları çok yakından biliyorum. Bunu defaatle kamuoyu ile paylaştım. 12 Eylül sonrasında sıkıyönetim nezarethanesi ve sıkıyönetim savcılığı olarak kullanıldığı dönemleri biliyorum. O dönemde eski bir milletvekili arkadaşımın dosyasını okumak için İçkale'ye gelmiştim. Buradaki ürküntü verici tablo görüntü ve o duygu ortamı benim hafızamdan çıkmaz. Sonra 1990'lı yıllarda çok daha başka vahim kullanımlara konu edildiğini biliyoruz. JİTEM merkezi olarak kullanıldığına ilişkin bilgilerimiz var. Bunlarla ilgili midir, yoksa daha eskiye mi gidiyor bu konuda Adli Tıp bir görüş söyleyecek. Bunlarla ilgili herhangi görüş bildirmeyi ön yargılı kamuoyu oluşturmak açısından sakıncalı sayarım. Bu yüzden son bilgileri alıyorum. Dikkatle takip ediyorum. Ama nihai bilgileri de gecikmeden dönüşte Adalet Bakanı arkadaşımı arayıp artık çok gecikmeden belki Adlı Tıp'ın önündeki bazı işleri erteleyip bu konuya yoğunlaşarak bize bu konuda bir tarih dönemi saptamasına imkan verecek olan bilgileri vermesi gerekiyor. Bizim şu anda kaygı duyduğumuz 90'larla mı ilgilimidir yoksa daha eski tarih dönemlerine mi gidiyor bunu öğrenmiş olacağız."

Bakan Günay, kemiklerin 1990'lı yıllara ait çıkması durumunda bölgenin ne yapılacağı ve SİT alanı olan bölgenin mahiyetinin değişip değişmeyeceğiyle ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi:

"Burada çok geniş bir alan ve çok sayıda yapı var. Eğer gerçekten bir katliam merkezi olarak kullanılmışsa elbette biz o acı hatıranın küllenmemesini istemeyiz. Bir biçimde o ibret olsun diye onu da koruyacak olan ve onu gelecek nesillere taşıyacak olan bir düzenlemeyi düşünebiliriz. Ama, bu konuda karar vermek ve bir proje tadilatına karar vermek için öncelikle Adli Tıp'ın ne diyeceğini bilmek gerekiyor. Hangi döneme, hangi tarihe attir, belki şu anda kamuoyunda tartışılanlarla ilgili bir döneme ait değil, belki başka acı sayfalar, oraya topluca insanlar gömüşmüşse belki 90'lara değil bir başka acı döneme ait çıkabilir. Her neyse elbette bir yere resmetmeye ve hafızalara kazımaya çalışacağız. Önce Adli Tıp'ın ne söyleyeceğini bilmemiz gerekiyor. Burası bir SİT alanı iş manikeni ile gelişi güzel çalışılamaz. Hem işin hızlanması hem de tarihi alanın zarar görmemesi gerekiyor."

Kültür ve Turizm Bakanı Günay, 19 kişiye ait kafası ve kemiklerin bulunduğu tarihi İçkale'de incelemelerde bulunduktan sonra  Adli Tıp'ın incelemesinin beklenmesi gerektiğini yinelerken, şöyle dedi:

"Bazı öngörgülerim var. Ama bunları şimdi söylersem Adli Tıp incelemesine karşı bir ön yargı oluşturmuş olurum. Bu haksızlık olur. Şu anda hat boyu kazılmış, bir alanda bulgular var. Onun dışında başka hat boylarında başka bulguya rastlanmamış. Hem savcılık hem de burada çalışan müzeci arkadaşlarımız ihtiyaç gösterirlerse, bu alanda çok daha fazla yerin kazılmasını sağlarız. Ama şu anda bir yere yığılmış gibi gözüküyor.   Gerekirse araştırmayı derinleştirir veya sonlandırırız. Kazılarda ortaya çıkmış bir mezarlık formu yok, herhangi çevrede çünkü bir kilise var. Hıristiyan, Müslüman mezarlığı gibi gözükmüyor. Bir toplu gömü yapılmış. Ama bu toplu gömü, bir izleme amacıyla mıdır, katliam sonucu mudur, bir alan temizliği sonrasında buluntuların toplanması mıdır bunu bilemiyoruz. Tarihi çıktığı zaman bir akıl yürütmemiz ve bundan sonra araştırmayı derinleştirmemiz gerekecek yada gerekmeyecek. İzin verirseniz bu Adli Tıp'ın araştırmasının sonucunu bekleyelim."

"KİTAP YASAKLAYAN HUKUK ADAMI VARSA BUNLARA ÜZÜLÜRÜM"

Bakan Günay, Musa Anter'in kitaplarının yasaklanması ve KCK operasyonları kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı bandrollü kitapların toplanmasıyla ilgili şöyle dedi:

"Herhangi bir kitabın, şiirin resmin yasaklanmasmı çağını çok geride bıraktığımızı düşünüyorum. Hele kitap yasaklayarak, şarkı, şiir yasaklayarak bir yere varacağını hukuk adamı varsa bunlar için üzülürüm. Elbette şiddetin övünülmesi, desteklenmesi evrensel hukuk mevzuatında kısıtlanmıştır, yasaktır. Bunun dışında her hangi bir yasak getirilemez düşüncesindeyim. Musa Anter'i bir miktar sağlığında da takip etmiştim. Esprili bir dille Türkiye'nin birliğine bütünlüğüne katkı yapan bir insandı. Bütün faili meçhuller yüreğimizi kanatmıştır. Ama, ben Anter'i özellikle hatırlıyorum. Onun kitabı ile ilgili bir yasaklama getirilmesini çok anlayışla karşılayamam. Takip ediyorum. Bu günlerde uzun yıllardır yasaklanmış olan bir çok kitabın üzerindeki yasak kararının kalkacağı ile ilgili dün bir haberi gördüm. Ben bu ikinci haberin doğru olmasını umut ediyorum. KCK operasyonları ile kitapların alandığını bugün gördüm basında. Araştıracağım. Biz tabi kitaplara bandrol verirken içerik tespiti yapmıyoruz. İçeriğine bakmadan bandrol veriyoruz. Onun dışında kitabın içeriği ile ilgili savcılık ve mahkemelerin verdiği karar var. Bunların bileceği iştir. Ama bir kez daha söylüyorum. Her hangi bir şiddet örgüsü, şiddet propagandası, şiddet özentisi yoksa bir kitabın yasaklanmasını çok akla aykırı sayarım."

Bakan Günay, Fransa Senatosu'ndaki Ermeni yasa tasarısıyla ilgili bir soru üzerine,  kültür ve turizm alanında, barışı tesis etmenin altyapısı üzerinde çalıştığını kaydederek, "Gerginlikler yaratmak bizim işimiz değil. Bunun misillemesini sanıyorum Dışişleri Bakanlığımız ve Başbakanlığımız belirleyecektir. Biz de kendimize düşen alanlarda dikkatlice çalışıyoruz. Özel bir yaptırım gayreti bizim işimiz değildir. Ben Fransız senatosunun bu akla aykırı kararı reddedeceği ya da görüşmeyi kabul etmeyeceği umudunu taşıyorum. İnşallah bugün akla aykırı tartışma ortadan kalkar. Biz işimizi yapıyoruz siyasi gerginlikler üzerine karar vermiyoruz" dedi.



FA,BB(GG/İD)