116 projenin açılışını gerçekleştirecek olan Cumhurbaşkanı, Dürümlü Mezrası'nda PKK'lılara ait bomba yüklü kamyonun patlaması sonucu hayatını kaybeden 16 köylünün ailelerine taziye ziyareti yapacak.

İki hafta önce Ulaştırma Bakanı olarak Diyarbakır'a gelen Binali Yıldırım da bu kez Başbakan olarak Diyarbakırlıların karşısına çıkacak.

Ziyaret nedeniyle şehirde olağanüstü güvenlik önlemleri alınmış durumda.

Erdoğan'ın halka sesleneceği Valilik binasının önü, bir gün öncesinden trafiğe kapatıldı. Sokağa çıkma yasaklaryla birlikte şehir merkezinde oluşturulan birçok güvenlik noktasına yenileri eklendi.

Birçok noktada polis, araç kontrolü ve üst araması yapıyor, şüpheli görülen şahıs ve araçlar didik didik aranıyor.

Karakolların çevresine de beton bloklar yerleştirildi.

Güvenlik önlemlerinin yanında, kent pankartlarla da Erdoğan'ın gelişine hazırlandı.

AKP ve HDP İl Binasına civarındaki Tesisler Kavşağı'na asılmış ve HDP'nin "Seni Başkan Yaptırmayacağız" sloganına gönderme yapan "Diyar kent coşacak, Reis Başkan Olacak" pankartı en dikkat çekici pankartlardan biri.

Bölgedeki birçok gazeteciye akreditasyon verilmedi

Sokağa çıkma yasağı döneminde yasaklı mahallelere girmesine izin verilmeyen birçok basın kuruluşunun muhabirinin ziyareti takip etmesine izin verilmedi.

Associated Press, Reuters, Amerika'nın Sesi, Cumhuriyet gazetesi, DİHA, Evrensel ve bölgeden yayın yapan birçok Kürt televizyonu muhabirinin akreditasyon başvurusu kabul edilmedi.

Cumhurbaşkanı ve başbakanı sınırlı sayıda gazeteci izleyecek.

Sur mahallesinde ve birçok ilçede aylarca devam eden çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarının ardından, hayatın normale dönmesini bekleyen Diyarbakırlılar ise, son gelişmeler karşısında endişeli.

HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması ve Cumhurbaşkanı'nın "son terörist" bitinceye kadar açıklamaları, Diyarbakırlılarda daha büyük çatışmaların yaşanacağı endişesine neden oluyor.

Bu yüzden Başbakan hem de Cumhurbaşkanının gelişi, kentte bir heyecan yaratmışa benzemiyor.

Konuştuğum birçok kişi yeni hükümetin başkanlık sistemini hayata geçirmek için kurulduğuna ve tüm enerjisini buna harcayacağına inanıyor; yeni bir çözüm sürecinin ufukta görünmediğini düşünüyor.

PKK'nın şehir savaşları stratejisi çözüm sürecinin bitmesinin nedenlerinden görülse de, süreci asıl bitiren gücün Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu hakim düşünce...

Özellikle HDP'lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasında Erdoğan'ın etkisinin çok büyük olduğuna inanılıyor.

'Erdoğan isterse hem Kürt sorununun çözümü için adım atılır hem de bölgede yaşanan çatışmalar sona erer' gibi yaygın bir kabul var. Ancak kısa vadede böyle bir adımın atılacağına da ihtimal verilmiyor.

"Çözüm beklentisi yok"

Ziyareti ve yeni hükümetin bölgede nasıl bir siyaset izleyeceğini Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya ve Hakpar (Hak ve Özgürlükler Partisi ) Eski Genel Başkanı Bayram Bozyel'e sorduk.

Mehmet Kaya, Cumhurbaşkanı'nın önceki gelişlerinde çözüm için nasıl bir açıklama yağacağı beklentisi ve heyecanının olduğunu, şimdi ise bölgede hükümetin PYD'ye olan öfkesinin faturasının bölgedeki Kürtlere kestiğine dair bir algı olduğunu söylüyor.

Kaya "Hükümet, ölenler sanki bölge halkı değilmiş gibi görmezden geldi. PKK'nin Dürümlü saldırısı yanlış bir eylemdi. Cumhurbaşkanın yapacağı taziye ziyareti önemli ama sadece PKK'nin sebep olduğu ölümleri değil, bölgedeki tüm kayıpları sahiplenen bir geliş olmalıydı" diyor.

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) Eski Genel Başkanı Bayram Bozyel de, hem Başbakanın hem de Cumhurbaşkanının "Son PKK'lıya kadar operasyonların devam edeceği" açıklamalarının halkta çözüme dair olan umudun tükenmesine neden olduğunu söylüyor.

Çatışmalar nedeniyle Diyarbakır halkının hem hükümete hem PKK'ya kızgın olduğunu ifade eden Bozyel, halk nezdinde siyasete olan inançta büyük bir kırılma yaşandığı görüşünde:

"Bu süreçte yüzlerce sivil öldü, insanlar hem mallarından oldu, hem canlarından. Binlerce insan evsiz kaldı. Şu an istedikleri tek şey, can ve mal güvenliği. Son bir yılda çok büyük kayıplar yaşayıp mağdur oldular. PKK'ye de büyük bir kırgınlık oluşmuş durumda."

"PKK'ya da tepki var"

Kaya, bölgede hendek siyasetinden dolayı PKK'ye bir kırgınlık olduğuna dikkat çekiyor ancak halkın Cumhurbaşkanı'ndan HDP ve PKK suçlamalarından ziyade çözüm önerisi beklediklerini aktarıyor:

"Hendeklerden dolayı PKK'ye büyük bir tepki var, ama çatışmaların sonlanması ve mağduriyetlerin giderilmesi için adım atılmaması, hükümete yönelik kızgınlığa, öfkeye neden oluyor. İnsanlar bu sürecin daha önce yazılmış, çizilmiş bir senaryo olduğuna inanıyor. Bu yüzden de HDP ve PKK'yi suçlamalar karşılık bulmayacak çünkü insanlar çatışmalı süreçte yaralarının sarılmasını bekliyor."

Çözüm sürecinin sona ermesinin bir hükümet politikası olduğunu söyleyen Kaya, Mehmet Şimşek dışında bölge milletvekillerine yeni kabinede görev verilmemesine de dikkat çekiyor:

"Önceki kabinelerde psikolojik rahatlık için olsa dahi bir ya da iki bölge milletvekiline kabinede görev verilirdi. Bugün Kürtlerin en fazla kopuş yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Farklı ve kritik bir dönem bu. Bölgede birçok yerde yıkılmış şehirler, göç etmiş yüzbinlerce insan var. Bu hassasiyetleri bilen bir iki bakan olmalıydı" diyor.

Eğer bir çözüm olacaksa bunun HDP ile değil, hükümetin atacağı adımlarla olacağını kaydeden Kaya şöyle devam ediyor:

"İnsanların yüzü hükümete dönük. Ama bir taraftan dokunulmazlıkların kaldırılması diğer taraftan güvenlik politikasıyla hareket edilmesi insanların ümidini yok ediyor."

"Politika, Suriye'deki gelişmelere göre değişebilir"

Şu an için yeni çözüm sürecine yönelik bir işaret olmasa da HAKPAR Eski Genel Başkanı Bozyel'e göre, Suriye'deki gelişmelere paralel olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sürpriz açıklamalar beklenebilir:

"Erdoğan'ın Kürt sorunu ile ilgili politikası, Suriye'deki gelişmelere göre değişebilir. Her ne kadar şu an Erdoğan'ın güvenlikçi politikada bir değişikliğe gideceğine ihtimal vermesem de Rojava'daki gelişmeler belirleyici olabilir. Amerika'nın, Suriye'de sahada en önemli müttefiki olan Kürtler, Rakka operasyonunda İŞİD'e karşı ilerleme kaydederse, Erdoğan'ın Kürt politikasında da değişiklik olabilir." ( / BBC Türkçe)