İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasına, davacılar Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Ziraat Mühendisleri Odası ve Gıda Mühendisleri Odası avukatı Arif Ali Cangı, İzmir Tabip Odası avukatı Mithat Kara, Jeoloji, Metalurji, Çevre ve Kimya Mühendisleri Odası ile Peyzaj Mimarları Odası'nın avukatları, davalı Tüprag Metal Madencilik şirketinin avukatları Şeyda Atanur ve Tezcan Çakır ile İl Özel İdare'nin avukatı Erdinç Elmacı katıldı.

İZMİR'İN GELECEĞİ YOK OLACAK

Mahkeme heyeti, tarafların sunduğu dilekçeleri inceledi, davayla ilgili görüşlerini aldı. Avukat Arif Ali Cangı, süresi dolmuş bir iznin iptali davasının görüldüğünü, böyle olsa da dava açıldığı gün itibariyle işletmenin hukuka aykırılığının tespit edilmesi gerektiğini dile getirdi. Cangı, "Efemçukuru Altın Madeni, İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık yüzde 40'ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan ve yapımı için Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlıkları sürdürülen Çamlı Barajı'na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer almaktadır. İzmir'in arseniksiz tek su havzası olan bölge aynı zamanda orman alanları, ekolojik üzümleriyle, `İzmir'in damı' olarak nitelendirilmektedir" dedi. Efemçukuru'nda yaşanacakların İzmir kentini doğrudan etkileyeceğini belirten Cangı, "Şimdiye kadar yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, `yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliğliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının kirleneceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımın sona ereceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağı' kanıtlanmış durumdadır. Efemçukuru'ndan çıkarılacak 27 ton altına karşılık İzmir'in geleceği yok olacaktır. Yöredeki kaya arsenikten zengin. Kazıldığında milyonlarca yıldır doğayla barışık yaşayan başta arsenik olmak üzere bütün ağır metaller hareketlenecek yeraltı ve yer üstü sularına karışacaktır. Ayrıca kavurma (kalsinasyon) işlemi sırasında atmosfere salınacak gazlar, asit yağmurlarıyla İzmir'e ve civarına yağacak, arsenik tuzlarını çözecek, sularımız arsenikli akacaktır. Tehlike çok büyüktür. İzmir'in suyu korunmalı. İzmir İl Özel İdaresi tercihini İzmir'in yaşamından, geleceğinden yana değil, altın şirketinin çıkarlarından yana kullanmıştır. Dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu açıkça ortadadır. Efemçukuru Altın Madeni'nde üretime devam edilmektedir ve her an geri dönüşü olmayan ekolojik yıkımlar gerçekleşebilir. Bu nedenle davanın kabulüne, işlemin iptaline karar verilmesini istiyoruz" dedi. Diğer davacı avukatları da aynı yönde talepte bulundu.

15 GÜN İÇİNDE KARAR VERİLECEK

Şirket avukatları Tezcan Çakır ve Şeyda Atanur ise maden sahasında her türlü tedbirin alındığını öne sürerek, davanın reddini istedi.

Mahkeme heyeti, tarafların görüşlerini aldıktan sonra, gerekli incelemeyi yaparak, 15 gün içerisinde kararı verilerek, taraflara tebliğ edileceğini belirterek, duruşmayı bitirdi.

İzmir İl Özel İdaresi tarafından, geçen yıl 1 Haziran'da, Tüprag Metal Madencilik şirketine bir yıl süreli deneme izni verilmişti. Bunu öğrenen EGEÇEP ve İzmir'deki meslek odaları, kısa süre sonra iznin iptali için mahkemeye başvurmuştu. Ancak bu başvuruyla ilgili dava henüz açılmadan bu yıl 1 Haziran'da geçici iznin süresi doldu ve madene ruhsat verildi. Bu ruhsatın yürütmesinin durdurulması ve iptali için de mahkemeye başvuruldu. Madendeki işletme faaliyetleri ise sürüyor.



BK(AÖ/AK)