Kamuoyunda, "3. Yargı Paketi" olarak bilinen düzenleme Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yasa ile CMK 250. madde ile yetkili mahkemeler kaldırıldı. Yerine Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesi ile yetkilendirilen Bölge Ağır Ceza Mahkemesi getirildi.


Yeni açılacak davalara bu mahkemeler bakacak artık. Bu yeni düzenleme ile birlikte bir de ‘özgürlük hakimi’ sistemi getirildi. Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte tutuklama, tutukluluğa itiraz, arama-el koyma, teknik takip gibi kararlara artık ‘özgürlük hakimleri‘ imza atacak.


HAKİMİNDEN SAVCISINA HERKES ŞAŞKIN


İşte bu yeni düzenleme ile Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nda görev yapan ‘özel yetkili hakim ve savcılar’ ile polisler için "ne yapacağını şaşırdılar" dersem yanlış olmaz. Çünkü yeni kanunda daha şimdiden bazı eksiklikler olduğu yönünde ciddi kaygılar var. Üstelik bu kaygılar bizzat yargı üyeleri tarafından dillendiriliyor.


"ÖZGÜRLÜK HAKİMİ" NİN ADI VAR AMA KENDİ YOK


Öncelikle bu eksikliklerin en önemlisi, başta gelenine bakalım: Özgürlük Hakimi. İlk kez karşılaşılan bu makamın adı var ama kendi yok şimdilik. Çünkü ortada atama yok. Kısacası bu isimle henüz koltuğuna oturan kimse yok.


SAVCILARIN KRİTİK SORULARI


Öte yantan yeni düzenlemede özel yetkili savcılar yerlerine yenisi atanana kadar görevlerine devam edecek. Ancak ortada ciddi sorular, açıkçası sorunlar var. Üstelik bu sorular ortaya atanlar yine bu yasayı hayata geçirecek savcılar. İşte adliyede görevli bugün bir savcının bugün kendi kendine sorduğu ve cidden yanıt aradığı sorular :


“Gözaltı geldiğinde tutuklamaya sevk edersem kim bakacak?


“Soruşturmasını bitirdiğim iddianameleri Bölge Ağır Ceza Mahkemesi henüz oluşmadığı için nereye göndereceğim ?,


“Soruşturma kapsamında teknik takip, arama ve el koyma’ kararlarını kimden (makamdan) alacağım."


HAKİMLERİN DURUMU DA FARKLI DEĞİL


Savcılar bu soruların yanıtlarını bulmakla uğraşadursun Hakimlerin bulunduğu cephedeki durum da pek farklı değil.


Yasa yürürlüğe girdiğine göre Ağır ceza Mahkeleri (Özel Yetkili) sadece elindeki dosyaları bitirecek yeni dosyalara bakamayacak, savcılıktan gelecek yeni taleplere imza atamayacak. Peki bu durum hangi sonuçları doğuracak? Cevap basit. Eski yasayla yetkili bir hakim bugünden sonra savcılardan gelecek taleplere ilişkin o yetkisini kullanamaycak, karar verip imza atamayacak..


Herhangi bir şüpheliyi tutuklayamayacak


Liste uzayabilir ancak bugün bu hakimlerin altına imza atacağı her işlemin "yok hükmünde" sayılma ihtimalinin yüksek olduğu görüşü ağır basıyor.. Yani bu bir terör şüphelisiyle ilgili işlem yapılması, tutuklanması zor görünüyor.


MAHKEMELERDE "KABUL" BEKLEYEN İDDİANAMELER NE OLACAK ?


Diğer bir konuda savcıların daha önce mahkemelere gönderdiği ancak kabul edilmeyen iddianameler... Örneğin İstanbul 15. ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ‘Galip Öztürk iddianamesi’ , İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ‘Müslüm Gündüz iddianamesi’ ne olacak ? Bu mahkemelerin, söz konusu iddianameleri ‘biz artık görevli değiliz’ diyerek savcılığa iade edeceği kesin gibi. Peki bütün bu bilinmezler en çok kimi sıkıntıya sokacak ? Tabii ki dosyaların tutukluları, özgürlükleri kısıtlananları. Çünkü Yeni mahkemeler kurulana kadar hakim karşısına çıkamayacak ve dolayısıyla tutukluluk süreleri uzamış olacak.


POLİS VE JANDARMA DA CEVAP PEŞİNDE


Hakim ve savcı derken bir de polisler ve jandarma var tabi. Aynı bilinmezlik yasanın yürürlüğe girdiği ilk gün onlarda da var. Bugün İstanbul'un Terör Şubesi de , Narkotik Şubesi de Organize Şubesi de müdüründen polisine şu sorularla meşgul: ‘Kararları kime imzalatacağım?, “Gözaltıları ne yapacağız"


1 AY UZUN SÜRE


Adliyeye hakim olan bu karmaşanın ne kadar süreceği bilinmez. Ancak bir an önce bitmesi hayati önem arzediyor burası kesin. Ancak alınan işaretler o yönde değil malesef. ‘Bölge Ağır Ceza Mahkemeleri" nin kurmasının en az 1 ay alabileceği yönündeki öngörünün sonuçları tahmin edilenden çok daha can sıkıcı olabilir. Çünkü sadece bir günlük manzara bunu gösteriyor.


(BB)