ÜSTTE M. KEMAL'İN, ALTTA İNÖNÜ'NÜN İMZASI

Harekâta ilişkin kararnamelerde üstte Reisicumhur sıfatıyla Atatürk’ün imzası, altta ise başta Başbakan İsmet İnönü olmak üzere kabine üyelerinin imzaları yer alıyor. Ortaya çıkan belgelerden, harekâta katılacak askerlere verilecek tayınların bile Reisicumhur emrine tâbi olduğu anlaşılıyor.

Dersim’de ilk imza M. Kemal’in

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “özür” dilemesiyle tekrar alevlenen Dersim tartışmaları, Başbakanlık arşivlerindeki Dersim belgeleriyle ilgili gizlilik kararı geçtiğimiz hafta kaldırılmasıyla yeni bir boyut kazandı. Belgelerle ilgili gizlilik kararı kaldırılınca tarihî gerçekler de bir bir gün yüzüne çıkmaya başladı. Türkiye Gazetesi’den Melik Duvaklı’nın araştırmasına göre Başbakanlık arşivlerindeki belgelerden başta reisicumhur Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan İsmet İnönü olmak üzere kabine üyelerinin imzası bulunuyor. 1937-38 tarihlerinde gerçekleştirilen Dersim Harekâtında Mustafa Kemal Atatürk’ün rolünün olup olmadığı yıllardır tartışma konusuydu.

Ancak, gizliliği kaldırılan Başbakanlık Devlet Arşivlerindeki Dersim belgelerinde Atatürk imzaları bulunuyor. Harekâta ilişkin kararnamelerde üstte reisicumhur sıfatıyla Atatürk’ün imzası, altta ise başta İsmet Paşa olmak üzere kabine üyelerinin imzaları yer alıyor. Harekâta katılacak askerlere verilecek tayınların bile Reisicumhur emrine tabi olduğu anlaşılıyor. Belgelerdeki imzası Atatürk’ün Dersim Harekâtından haberdar olduğunun açık bir delili niteliğide.
Dersim Harekâtı ile ilgili Dersimle ilgili 1938’e kadar gelen bütün süreçlerde Atatürk ve İnönü’nün rol aldığı anlaşılıyor.

1933 yılında prova niteliğinde küçük çaplı bir harekât yapılıyor. 6 Eylül 1933 tarihli kararnamede Başta reisicumhur Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan İsmet İnönü olmak üzere kabine üyelerinin imzası bulunuyor. Söz konusu kararnamede “Dersim Harekâtı münasebetiyle kıt'aların fevkalâde ihtiyaçlarına karşılık olmak üzere Maliye Vekâleti bütçesinin masarifi gayri melhuza tertibinden 20 bin liranın tahsis ve sarfına izin verilmesi” ifadelerine yer veriliyor.

Başbakan Erdoğan, Dersim olayına ilişkin yaptığı konuşmada özürle birlikte bazı önemli belgeler de açıklamış, devlet arşivlerindeki gizlilik kararının da kaldırılacağını söylemişti. Başbakanlık arşivlerindeki Dersim belgeleriyle ilgili gizlilik kararı geçtiğimiz hafta kaldırıldı. Geriye Genelkurmay ve Türk Hava Kurumu arşivleri kaldı. Dersim olayları ile ilgili asıl önemli belgelerin Genelkurmay arşivlerinde kayıtlı olduğu belirtiliyor.

Gizliliği kaldırılan Başbakanlık arşivlerinde ise askeri harekat öncesi, 1920’li yıllardan itibaren Dersim yöresinde yaşanan gelişmelere ait kayıtlar, raporlar, kararlar, zabıtlar yer alıyor. Bölgenin 1920’li yıllardan itibaren yakından izlendiği pek çok defa müdahalelere uğradığı kayıtlarda bulunuyor.

Açıklanan belgelere göre ilk belgede, her an harekâta çıkmak için hazır olunması gerektiği belirtiliyor. İkinci belgede, harekâtın 1932 yılında yapılmayacağı ifadeleri yer alıyor. Üçüncü belgede, harekâtın ekonomik sebeplerden yapılmadığı belirtiliyor.

RAPORLARDA NELER VAR?

1937-38 yıllarında yaşanan Dersim olayları Cumhuriyet tarihinin en çok merak edilen sayfalarından biri. Dersim’e yönelik harekât hazırlıkları raporlarla başlıyor. Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından hazırlanan 18 Kasım 1931 tarihli raporda “Artık Dersim meselesinin kati suretle hallinin devletçe, milletçe ve bilhassa hükümetçe tehiri caiz olmayan muzur, tehlikeli ve zaman geçtikçe halli müşkülleşecek ve zararı artacak bir vaziyet almış olmasıdır” ifadeleri ile harekatın bir an önce başlatılması isteniyor.

Raporda Dersim’in ıslâhının ancak askerî bir harekâtla yapılabileceği belirtilirken harekât zamanı olarak “1932 yılının ilk müsait mevsimi” gösteriliyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak imzalı 1 Mart 1932 tarihli belgede hükümetin dersim harekâtının icrasına karar vereceği dikkate alınarak hazırlıkların yapılması, hükümet kararı ile birlikte harekâtın en geç Ağustos ayında başlayabileceği belirtiliyor. Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak imzalı 6 Nisan 1932 tarihli belgede hükümetin harekâtı yıl içinde yapmamaya karar verdiği birliklere bildiriliyor. Maliye Bakanlığı’nın Nisan 1932 tarihli yazısında Dersim mıntıkasında lüzum görülen tedip harekâtına bütçenin müsaade etmediği belirtiliyor. Yazışmalardan Dersim harekâtının parasızlık sebebiyle ile geciktiği anlaşılıyor.

ÖNCE PROVA YAPILIYOR

1933’te yapılan harekât aslında planlanan büyük harekâtın bir nevi provası, o yüzden de sınırlı. 13 Eylül 1933 tarihinde harekâta ilişkin raporlar toplanarak bir analiz rapor haline getirilmiş. Bir yıl sonra bölge yeniden değerlendiriliyor. 1 Mayıs 1934’te İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Dersim ve Seyit Rıza’nın durumu ile ilgili Birinci umum Müfettişliğinden gelen raporları Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan İsmet İnönü’ye takdim ediyor.

Dersim Harekâtına yönelik hazırlıklar 1935 yılında Başbakan İsmet İnönü’nün yaptığı Dobru gezisi sonrasında kaleme aldığı rapor ile netleşmeye başlıyor. İsmet Paşa raporuna şu ifadelerle başlıyor: “Dersim ıslâhına bir program dahilinde tevessül edeceğiz. Program; hazırlık, silâhtan tecrid ve icap ederse iskân safhalarını ihtiva edecektir. Hazırlık ve silâhsızlanma 3 senede olacaktır. Dersim vilayetini yeni usulde teşkil edeceğiz.”

İsmet Paşa raporunda, “1935 ve 1936’da yolları, karakolları yaptıracaktır. 1937 ilkbaharına kadar hazır olursa mürettep ve seferber 2 F. Kuvvet ilbaylığın (valilik) emrine 1937 ikbaharında verilecektir. Sür’atle bütün Dersim silâhtan tecrid olunacak, ilbaylığın o zamana kadar tedkiki neticesinde kuvvetle yapılmasını tasavvur ettiği, hükümete bildirdiği icraat da yapılacaktır. Bundan sonra Dersim’e verilecek şeklin safhası başlayacaktır. Bütün bu tasavvurlar gizlidir.”
1937-38 yıllarında gerçekleşen Dersim olayları İsmet Paşa’nın raporunda öngörüldüğü takvim içinde birebir gerçekleşiyor. Önce Tunceli Kanunu çıkarılıyor, ardından harekâtı yönetecek olacak general Abdullah Alpdoğan tüm yetkilerle donatılarak bölgeye atanıyor. Ve büyük harekâtın hazırlıkları böylece başlıyor. 1937-1938 yıllarında gerçekleştirilen Dersim Operasyonu’nda 13 binden fazla kişi ölmüş, binlerce kişi de askerler nezaretinde göç ettirilmek zorunda bırakılmıştı.

(YENİ ASYA GAZETESİ)