Yaşanan iki depremin ardından Van'da çoğu aile başka kentlere göç etti. Kentte evler boşalırken geride kalan depremzedeler ise konteyner ve çadırkent ile Mevlana Evleri'ne yerleştirildi. Depremde evleri yıkılan Nurten Taş da, çocuklarını ve ailesini İstanbul'a gönderdi, kendisi ise Mevlana Evleri'ne yerleşerek buradaki kadınlara psikolojik destek sağlamaya başladı.

EL SANATLARI ÇADIRI

Depremden önce Halk Eğitim Merkezi'nde çalışan Nurten Taş, Kızılay'a başvurarak el sanatları kursu açmak istediği belirtti. Kızılay, Taş'ın bu talebini yerine getirerek Mevlana Kenti'nde çadır kurdu. Ayrıca Kızılay, kadınların yararlanması için el işi malzemeleri de sağladı. 50 depremzede kadın çadırdaki kursa başladı. Nurten Taş, burada kadınlara hem işleme yapmayı öğretiyor hem de deprem psikolojisini üzerlerinden atmalarına yardımcı oluyor.

Depremin en çok kadın ve çocukları vurduğunu belirten Taş, "Yaşanan afetlerden sonra ailem İstanbul'a gitti. Önceleri ben de gitmek istedim ancak kadınların gözlerindeki o korku, o psikolojik yıkımı gördüm. Bu nedenle depremzede kadınlara yardımcı olmak için İstanbul'a gitmek yerine Van'da kaldım. Kadınlar depremi kötü bir anı olarak değil de meslek öğrenmiş birer kişi olarak hatırlamalarına yardımcı oluyorum" dedi.

Nurten Taş, "Kursa katılanların çoğu ev hanımı ve evliliğe hazırlanan genç kızlar. Genç kızlarımız kendilerine çeyiz yaparken, ev hanımlarımız da yaptıkları el sanatlarını satarak aileye katkı sağlamak istiyor" diye konuştu.

Çadırda el işi öğrenen depremzede kadınlar ise çok zor şartlar altında hayat mücadelesini sürdürdüklerini belirterek, "Çok zor günler geçiriyoruz. Evlerimiz yıkıldı, şu anda kar kışta Mevlana Evleri'nde kalıyoruz. Böyle bir ortamda bize sahip çıkan Kızılay ve Nurten ablamıza teşekkür ediyoruz. Burada hem meslek öğreniyoruz hem de zaman geçirip bir nebze de olsa depremi ve yaşadığımız kötü anları unutuyoruz" ifadelerini kullandı.

Kursa katılan kadınlar, işlemeleri 2 ay sonra açacakları sergide sergileyecek.



FK,OB(FK/CK)