KKTC Cumhurbaşkanı derviş Eroğlu, Harran Üniversitesi’nde ‘Dünden Bugüne Kıbrıs’ta Müzakereler’ konulu konferansa katıldı. Fen Edebiyat Fakültesi Büyük Anfi Salonunda gerçekleştirilen konferansa KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, eşi Meral Eroğlu, Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, AK Parti Milletvekili Emin Önen, Emniyet Müdürü Mehmet Likoğlu ile üniversitenin öğretim görevlileri ile öğrenciler katıldı.

İlk olarak Harran Üniversitesi Rektörü İbrahim Halil Mutlu tarafından Cumhurbaşkanı Eroğlu’na Üniversitenin fahri doktora diploması ile tablo takdim edildi. Protokolün salonda yerlerini almasının ardından, Müzik Bölümü öğrencileri tarafından mini bir konser verildi.

EROĞLU KONUŞTU, SALONDAKİLER UYUDU

'Dünden bugüne Kıbrıs Müzakereleri' konferansında kürsüde konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, müzakere sürecini değerlendirdiği sırada salonda bulunan bazı öğrenci ve görevlilerin uyuklaması dikkat çekti. Kıbrıs Türklerinin yaşadığı sıkıntıları anlatan Eroğlu, şöyle konuştu.

“Bu medeni dünyanın çifte standartları her ne hikmetse biz Türklere uygulanmaktadır. Kıbrıs’ta olayları başlatan Yunanistan ve Rum yönetimidir. Ama Yunanistan bakıyoruz Avrupa Birliği’nin üyesidir. Müzakerelerde sonuç alamadığımız halde yine Rum tarafı da Avrupa Birliği'ndedir. Biz ise ambargolarla cezalandırılıyoruz. Şimdi BM Genel sekreterinin vereceği kararı bekliyoruz. Ama şu bir gerçektir ki biz müzakerelerin ucu açık devam etmesi taraftarı değiliz. Özellikle ambargolar devam ettiği sürece müzakere masasında oturmak bizim elimizi kolumuzu bağlar. Çünkü AB yetkilileriyle ambargolardan dolayı görüşüyoruz. Anlaşma olacak diyerek, bizim sözlerimiz havada kalıyor.”

HALKINA ŞİDDET UYGULAYAN BİR İKTİDARIN YASSALIĞI KALMAMIŞTIR

Suriye’de yaşanan iç karışıklığa da değinen Eroğlu, “İktidar meşruiyetini, yassallığını kendi halkının egemen yetkisinden alır. Aksi takdirde yasal olmayan, zorba bir yönetim ortaya çıkar. Belki devletler arası savaşların sayısı azalmaktadır. Ancak, hem savaşlar daha kanlı hale gelmekte, hem de savaş niteliği taşımayan bir politik şiddetin zararlarını görmekteyiz. Son bir yıldır, Tunus’ta başlayan, ardından domino taşlarının birer birer düşmesi gibi ardından

Mısır, Libya’ya sıçrayan olaylar zincirini dikkatle ve endişeyle izlemekteyiz. Arap milletini oluşturan bu değişik ülkelerde insanlar, bir nevi dünyadan izole edilmiş olarak yaşamaya isyan etmektedirler. Talepleri ise demokrasi ve şeffaflıktır. Serbest piyasa ekonomisi şartları içinde yaşayabilmektir. Yanı başımızdaki Suriye’de yaşananlar hepimizi üzmektedir. Kendi halkına şiddet uygulamakta olan bir iktidarın bana göre yassallığı kalmamıştır. İktidar, meşruiyetini yasallığını kendi halkının egemen yetkisinden alır. Aksi takdirde zorba olmayan, zorba bir yönetim ortaya çıkar. Esad rejiminin gerçeklerle yüzleşmesi gerçeği ortadadır. Suriye’de akan kan, kardeş kanıdır."

‘MÜZAKERELER HAVANDA SU DÖVMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL’

Rum kesiminin yıllardır sürekli müzakereleri çıkmaza soktuğunu konuşmasında belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, ”Bu müzakerelerin bu kadar uzun sürmesi ‘havanda su dövmekten başka bir şey değildir’. Biz yıllarca anlaşma ister gibi masaya oturduk, ancak hiçbir anlaşmaya imza atmadık. Bu müzakerelerle sonuca varmak çok zordur. Bugüne kadar Güney’de 6 cumhurbaşkanı gelmiş geçmiştir. Ancak müzakerelerde bir anlaşma yaşanmadı. Kuzey de ise 3’üncü cumhurbaşkanı, demek ki bu masada bir yanlışlık vardır. Demek ki bu masayı gözden geçirmemiz gerekiyor. Kıbrıs ta bir anlaşma olmasını isteyen Türk tarafıdır. Anlaşma olmamak ve zamanlama peşinde koşanda Rum tarafıdır. Bunu artık dünyanın görmesi kabullenmesi gerekiyor. Maruz bırakıldığımız bu ambargo meselesinde artık dünyaya daha açık ve net bir şekilde duyurmamız gerekmektedir. Biz anavatanımız Türkiye’nin desteğiyle ayakta duruyoruz. Anavatandaki kardeşlerimize hem de Türkiye Cumhuriyeti halkına yürekten teşekkür ediyorum. Kıbrıs Türkü hiçbir zaman yalnız bırakılmamıştır. Bizimde garantimiz budur. Türkiyesiz yapılması gereken her anlaşmayada karşı olduğumuzu buradan söylüyorum. Çünkü Türkiye’nin filli garantisi başkadır. Avrupa Birliğinin garantisi başkadır” diye konuştu.

KIRBIS İÇİN TEK CANINI VEREN TÜRK ASKERİDİR

Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Hiçbir yabancı ülkenin askeri Kıbrıs Türkü için canını tehlikeye atmaz bir damla kan bile akıtmaz. 1974 barış harekatı gerçekleştiği zaman Türkiye’de gönüllü olarak o savaşa katılmak için seferberlik ilan edildiğini biliyoruz. Barış harekatı sırasında ben doktor olarak görev yapıyordum. Yaralı askerlere bakıyordum. Görev yaptığım sırada yaralı bir askerin cebinde bir mektup çıkmıştı. Mektupta şöyle yazıyordu. 'Evladım duydum ki Kıbrıs’a gitmek için Mersin'e intikal etmişsin. Annenle ben gece gündüz dua ediyorum şehit olman için' not yazılıyordu. Şimdi böyle bir duayı evladına yapacak kaç tane millet kaç milletin insanı vardır. Onun için biz barış gücünün askerlerini gördük. Savaş başladığı sırada sığınakta savaş bittikten sonra rapor tutmak için sokakta ortaya çıkmıştır. Bizim mücadelemiz ile Şanlıurfa’nın mücadelesi birbirine benzer. Şanlıurfa’nın Fransızlar'a karşı direnişte göstermiş olduğu tarihleşmiş bir mücadelesi vardır. Bunun için Urfa’ya Şanlıurfa ünvanını veren şehitlerimizide rahmetle anıyorum."

UYSAL ÖĞRENCİLER SALONA ALINDI

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun konuşma yaptığı salona üniversite yönetimi konferansta herhangi bir protesto ve olayın yaşanmaması için bazı bölümlerden öğretim görevlileri tarafından tespit edilen seçme öğrencilerin salona alındığı belirtildi. Harran Üniversitesinde konferansını tamamlayan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve beraberindeki heyet tarihi Göbeklitepe’yi gezdi.

TURİSTLERE GÖBEKLİTEPE YASAĞI

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve beraberindeki heyetin 12 bin yılık tapınakların bulunduğu Göbeklitepe ziyareti sırasında tarihi mekanı görmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin girişlerine izin verilmedi. Göbeklitepe hakkında yetkililerden bilgi alan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, burada ziyaretinin tamamlanmasının ardından, tarihi mekanı gezmeye gelen ve kapıda bekletilen yerli, yabancı turistler, içeri alındı.

Göbeklitepe'de bekletilen yerli turistler, kendilerine uygulanan bu yasağa anlam veremediklerini belirterek, "Burada çifte standardın yaşanması bizleri çok üzüldü" diye sitem ettiler. Göbeklitepe'den ayrılan heyet bu kez köy yolu girişinde bir grup çiftçi tarafından yolları kesildi. Çiftçiler, su sıkıntılarının olduğunu ve buna bir çözüm bulanmasını istedi. Korumalar tarafından yoldan uzaklaştırılan çiftçilerin ardından heyet Balıklıgöl'e geçti. Cumhurbaşkanı Eroğlu ve eşi burada balıklara yem atıp dillek tutu.

AL (HK/SSA)